Alkol tüketmek, trafikte motorlu scooter kullanmak, cep telefonu satın almak, yerel seçimlerde oy kullanmak: Birçok Avrupa ülkesinde en az 16 yaşındaki kişilerin tüm bunları yapması hâlihazırda yasal. Şimdi bunlara bir de Avrupa düzeyinde oy kullanma hakkı ekleniyor.
9 Haziran'da yapılacak olan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde bazı ülkelerde 16 ve 17 yaşındaki Avrupa vatandaşları ilk kez oy kullanma hakkına sahip olacak. Uzun süren tartışmaların sonunda Almanya da Kasım 2022'de AP seçmen yaşının düşürülmesini kararlaştırmıştı.
AP seçimlerinde asgari oy verme yaşına ilişkin üye ülkelerde farklı uygulamalar mevcut. Almanya'nın yanı sıra Avusturya, Belçika ve Malta'da 16 ve Yunanistan'da 17 yaşında olan kişiler oy kullanabilecekken diğer üye devletlerde ise seçmen yaşı 18.
Eğitim kurumları ve vakıflar da gençleri Avrupa seçimleri için "fit hâle getirmek" amacıyla atölyeler ve bilgi etkinlikleri düzenliyor. Bu etkinliklerin arka planında da birçok gencin hangi partiye oy vereceği ve oylarının hayatları üzerinde nasıl sonuçları olacağından emin olmayabilecekleri varsayımı yatıyor.
Yaşı görece ileri kişiler gençlerin dikkatini bu tür etkinliklerle yakalamaya çalışırken yaşı daha küçük gençlere ulaşmak için ise Çin merkezli sosyal video platformu TikTok öne çıkıyor. Uzun süredir algoritması ve gençlerin zihinsel sağlığı gibi konularda eleştirilerin odağında olan TikTok'ta sağ popülist ve aşırı sağcılar genç seçmenler için agresif bir seçim kampanyası yürütüyor.
Aşırı sağcı siyasetçilerin TikTok hesapları
Örneğin aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin liste başı adayı Maximilian Krah'ın TikTok'ta aktif bir profili var. Krah, burada yalnızca siyasetçi olarak değil, aynı zamanda genç erkekler için ilişki ve "dating" tavsiyelerinde de bulunan bir dost imajı çiziyor.
Milyonlarca kez tıklanan bir videoda Krah, "Hakiki erkekler sağcıdır, hakiki erkeklerin idealleri vardır, hakiki erkekler vatanseverdir, eğer sen böyleysen kız arkadaşınla da her şey yolunda gider" gibi ifadeler kullanıyor. Krah videolarında "Annen yaşlandığında yoksul olacak" ve "Federal Hükümet senden nefret ediyor" gibi sözler sarf ediyor.
Tüm bu mesajların adresine ulaştığını söylemek ise mümkün. Siyasi danışman Johannes Hillje'nin yaptığı bir analiz, AfD Federal Meclis Grubunun TikTok hesabının diğer partilerinkine göre on kat daha fazla izlenme oranına sahip olduğunu ortaya koydu. Buna ayrıca benzer mesajlar yayan AfD'li milletvekilleri, yerel siyasetçiler ve aşırı sağcı influencerların hesapları da eklendiğinde ortaya ürkütücü bir tablo çıkıyor.
Basit ve duygusal mesajlar
Gençlik konusunda araştırmalar yürüten Klaus Hurrelmann ise DW'ye yaptığı değerlendirmede "Diğer partilerin, AfD ile karşılaştırıldığında ellerinin armut topluyor oluşunu aklım almıyor" diyor. Hurrelmann, "Çünkü genç jenerasyon dijital ortamda büyüdü, sadece bu kanal üzerinden iletişim kuruyor ve siyasi bilgileri de temel olarak dijital kanallar üzerinden algılıyor" değerlendirmesini aktarıyor.
AfD'nin TikTok'ta bu kadar başarılı olması, TikTok'un algoritmalarının çalışma prensibiyle de doğrudan ilintili. Paylaşılan içeriğin bünyesinde barındırdığı aşırılık oranı arttıkça söz konusu içeriği gören kullanıcı sayısı da artıyor. Birçok platform "ilk gelen" kullanıcıyı önceliyor. Diğer bir deyişle ilk paylaşım yapan hesapların paylaşımları diğerlerine göre daha sık gösteriliyor.
"Socialmediawatchblog" isimli platform da AfD videolarının etkisine ilişkin değerlendirmesinde "Bunların mesajları çok basit ve duygusal olmanın yanı sıra aynı zamanda sıklıkla çok kısa ifade edilmiş ve yanıltıcı oluyor. Diğer bir ifadeyle sosyal medyanın çalışma mantığına mükemmel bir biçimde uyuyor" ifadelerini kullanıyor.
Hurrelmann'a göre, AfD'nin genç seçmenler nezdinde başarılı olması çok da şaşırtıcı değil. İlk kez oy veren seçmenlerin kararından emin olmadığının altını çizen Hurrelmann, okulların kapatılması ve iletişim yasaklarını beraberinde getiren koronavirüs pandemisinin gençlerin "kemiklerine işlediğini" düşünüyor. Hurrelmann, "Bu, hayatlarına yön veremeyecekleri hissine kapılan ergenlik çağındaki gençler için bir dönüm noktasıydı" diyor.
İklim krizi, enflasyon, barınma sorunu ve yaşlı yoksulluğu gibi sorunların da genç seçmenleri ürküttüğünü kaydeden uzman, "Bunların hepsi AfD gibi bir parti için biçilmiş kaftan. Çünkü AfD, hükümetlerin bu endişeleri bertaraf etmek için yeterince çabalamadığını dile getiren parti" değerlendirmesini yapıyor.
Kutuplaşmış bir nesil
Almanya'nın batısındaki Hessen eyaletinde sonbaharda yapılan eyalet seçimlerinde AfD'nin 18-24 yaş arası seçmenlerin en çok oy verdiği ikinci parti olarak çıkması ülkede endişe yaratmıştı. Hurrelmann, Haziran ayının başındaki Avrupa seçimlerinde de AfD'nin büyük bir başarıya imza atabileceğini öngörüyor.
Söz konusu seçim sonucundan büyük oranda genç erkeklerin sorumlu olduğunun altını çizen Hurrelmann, "AfD'ye baktığınızda apaçık görüyorsunuz. Erkeklerin domine ettiği bu parti, daha ziyade erkekler tarafından seçilip destekleniyor. Bu durum, genç erkekler için de geçerli" diyor.
Sağ partilerin genç erkekler nezdindeki çekim gücü, yalnızca Almanya ile sınırlı bir olgu değil. Araştırmalar, dünya genelinde Z kuşağına mensup erkek ve kadınların siyaseten birbirlerinden giderek daha fazla uzaklaştığını ortaya koyuyor. Financial Times'da yayımlanan bir analize göre bu, genç erkeklerin giderek muhafazakârlaştığını, genç kadınlarınsa giderek daha fazla ilerici ve açık görüşlü siyasi oluşumları desteklediği anlamına geliyor.