TCMB, 50 milyar lira tutarında, 30 gün vadeli likidite senedi için ihale açtığını duyurdu. Bu adım, Temmuz 2007’den bu yana uygulanmayan bir para politikası aracının raftan indirilmesi anlamına geliyor.
Bu hamleyle TCMB, para politikasındaki cephaneliğinden eski ama etkili bir aracı yeniden devreye sokmuş oldu. 18 yıl sonra gelen bu ilk, ekonomide yeni bir sürecin işareti olabilir.
Fazla TL'yi toplama hamlesi
Cuma günü yaptığı açıklamayla, vadesi 91 güne kadar olan likidite senetlerinin yeniden ihraç edileceğini duyuran Merkez Bankası, söz konusu adımı hızla hayata geçirdi. Bugün yapılan duyuruyla, TRM240425T14 ISIN kodlu, 50 milyar TL’lik senet için ihale açıldığı bildirildi. İhaleye katılım yarın saat 11.00-11.45 arasında olacak. Tahvilin valörü ise ihaleyi izleyen gün olacak.
Döviz alımı, TL bolluğu, yeni önlem
Merkez Bankası’nın son dönemde hız kazanan döviz alımları, piyasada TL bolluğuna neden oldu. TCMB, bu fazla likiditeyi sterilize etmek – yani piyasadan çekmek – için likidite senedi kozunu masaya sürdü. Hatırlatalım; bu araç en son Temmuz 2007’de kullanılmıştı. Aradan geçen 18 yılın ardından bu adım, para politikasında yeni bir dönem mi başlıyor sorusunu da beraberinde getirdi.
Kimler katılabiliyor?
Likidite senedi ihalelerine yalnızca Merkez Bankası ile Açık Piyasa İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi’ni imzalamış olan bankalar ve aracı kurumlar katılabiliyor. Yani, bu araç doğrudan halkı ilgilendirmese de, piyasadaki TL miktarını ve dolayısıyla kredi, faiz ve kur dengesini etkileme potansiyeline sahip.
Likidite senedi nedir?
Likidite senetleri, Merkez Bankası’nın para politikası araçlarından biri. Amaç, piyasadaki likiditeyi – yani para bolluğunu – kontrol altına almak. Bu senetler, 91 günü aşmayan vadelerde, genellikle iskontolu olarak, TCMB tarafından ihraç ediliyor. Açık piyasa işlemlerinin etkinliğini artırmayı hedefleyen bu senetler, para arzını düzenleme işlevi görüyor.
Gözler piyasada
TCMB’nin bu adımı, piyasalar tarafından dikkatle izleniyor. Faiz, kur ve enflasyon dengesini sağlamaya çalışan Merkez Bankası’nın, döviz alımlarının yan etkisini bu şekilde sınırlamaya çalıştığı yorumları yapılıyor. Peki, bu adım tek seferlik mi olacak, yoksa daha sık kullanılan bir enstrümana mı dönüşecek? Gelişmeler yakından takip ediliyor.