Seren SABUNCU
Depremden etkilenen şehirler arasında bulunan Adana'da, sadece C bloku yıkılan Tutar Apartmanı'nda hayatını kaybedenler anıldı. Yıkılan apartman için açılan soruşturmaya takipsizlik kararı verilmesine tepki veren yakınlar, 'Lütfen davamızı kendi davanızmış gibi sahiplenin, bizi yalnız bırakmayın' dedi.
6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli depremde 4 bloktan oluşan Tutar Apartmanı'nın C bloku saniyeler içinde yıkılmış, diğer bloklar ayakta kalmıştı. Bu durum, apartmanın zemin katındaki iş yerinde kolon kesme işlemi yapıldığı şüphesini doğurmuştu. İş yeri sahibi M.A'nın, iş yerini genişletmek için kolonları kestiği ve döşemeyi değiştirdiği iddia edilmişti. Bu iddialar üzerine 'Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçundan soruşturma başlatıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporunu inceledikten sonra kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Kararda, kolon kesme iddialarının tespit edilemediği, iş yeri sahibinin iş yerini satın almadan önce tadilat yapıldığının eksper fotoğraflarıyla belirlendiği, Çukurova Belediyesi'ne kolon kesme şikayeti yapılmadığı ve bina müteahhidinin de 2008 yılında vefat ettiği belirtildi. Ailelerin avukatı karara itiraz etti.
Ölenlerin yakınları ise depremin 6. ayında yıkılan apartmanın yerinde anma töreni gerçekleştiren aileler, savcılığın verdiği takipsizlik kararına tepki gösterdi. Tutar Sitesi C Blok enkazında Yakınını Kaybedenler Platformu Sözcüsü Yüksel Erdoğdu, 65 kişinin hayatını kaybettiği söyleyerek, 'Bizler 65 kişiyiz, bizler Adana'da hayatını kaybeden binlerce Adanalıyız, bizler Hatay'ız, Adıyaman'ız, Gaziantep'iz, Kahramanmaraş'ız, Malatya'yız. Bizler resmî rakamlara göre hayatını kaybeden 55.000 kişiyiz. Enkazda bulunamayan, sayısı bilinmeyen, ailelerine teslim dahi edilemeyenleriz' dedi.
'İDDİALARIMIZIN ARKASINDAYIZ'
İddialarının arkasında olduklarının altını çizen Erdoğdu, 'Bizim Tutar Sitesi sakinleri ve yakınları olarak deprem öncesinde yaşadıklarımızdan yola çıkarak çok önemli iddialarımız vardı. O iddialarımızın halen arkasındayız. Nedir iddialarımız: Tutar Yapı Sitesi 4 bloklu bir site olup depremde sadece C blok yıkılmıştır. 2020 yılında C blokta yıkım boyutunda tadilatlar yaptırılmıştır. Bu durum dosyadaki eksper raporu ile de sabittir. Biz bu tadilatın ve tadilatı yaptıranların araştırılmasını sözlü ve yazılı olarak talep ettiysek de maalesef bazı şüphelilerin ifadeleri bile alınmamıştır. Binanın ağırlık merkezinde kirişler kesilerek alt kat dükkan ile 1. kat konutun proje dışı merdivenle birleştirildiğine dair dosyada fotoğraf ve video kayıtları da mevcuttur. Aynı zamanda eksper raporunda kaç duvarın yıkıldığı da işaretlenerek detaylıca gösterilmiştir. Bu gerçeklerin yıkıma sebebiyet verebileceğini basit bir araştırma ile bile öğrenmek mümkündür. Üstelik bu tadilatların tamamının alınan basit tadilat ruhsatı ile yapıldığı da bilinmektedir' diye konuştu.
'TAKİPSİZLİK KARARINI KABUL ETMİYORUZ'
Binanın yıkılmasındaki tüm sorumluluğun ölen müteahhit ile kaçak durumda olan binanın inşaat mühendisliğini de yapan teknik uygulama sorumlusuna yüklendiğini belirten Erdoğdu, 'Davada sadece inşaat mühendisi aleyhine açılmıştır. Her bakımdan eksik ve yetersiz olan bilirkişi raporuna dayanılarak ve yapılan yıkım boyutundaki tadilat ile ilgili hiç araştırma yapılmadan, taleplerimiz yok sayılarak ek takipsizlik kararı verilmiştir. Verilen ek takipsizlik kararını kabul etmiyor, etkin bir soruşturma yapılarak sorumlu olan herkesin yargılanmasını istiyoruz. Unutmamak gerekir ki adalet bir gün herkese lazım olacaktır. Biz devletimize, devletimizin kurumlarına, bir mülkün temeli olan adaletine güvenmek istiyoruz. Bir devletin en temel görevi her vatandaşına eşit şekilde yaklaşmak ve adaletin hassas terazisini herkese eşit tartmak değil midir? 6 aydır yaşadıklarımıza bakılırsa demek ki değilmiş' dedi.
ADALET ARAYIŞINDAN VAZGEÇMEYECEKLER
Adalet arayışımdan asla vazgeçmeyeceklerine vurgu yapan Erdoğdu, 'Bizlere de dostlar Diyojen'in el feneriyle gündüz adam araması gibi adaleti aramak düştü. Bilinsin ki bu arayışımızdan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Bilinsin ki canlarımızın huzur içinde uyuması ve yeni canların yanmaması için Hukukun bütün yollarını kullanacağız, Türkiye'ye sığmazsak bu işi AİHM'ye götüreceğiz. Buradan bir kez daha hayatını kaybeden sevdiklerimize bizi buradan duyduklarına inanarak ve asıl duyması gereken herkese buradan bir kez daha haykırarak belirtiriz ki biz bu işin peşini bırakmayacağız. Değerli dostlar bir sözümüz de sizlere. Unutmayın ki bugün bizim başımıza gelen, asla ve asla istemeyiz ki, yarın sizlerin de başına gelebilir. İşte gelmemesi, gelecek kuşaklara daha güvenli yapılarda barınmanın sağlanması, bu mücadelemizin anlamlı olması, hukukun beklediğimiz adaleti sağlaması için kamuoyu desteği çok önemli. Lütfen davamızı kendi davanızmış gibi sahiplenin, bizi yalnız bırakmayın. 6 Şubat'tan bu yana bizim de huzurumuz yok ve adaletin gelmediği, gerçek sorumluların cezalandırılmadığı her gün huzursuzluğumuz günden güne katlanarak artacak' diye konuştu.