Yargıtay tarafından oy birliği ile alınan kararda, Can Atalay'ın üzerine atılı suçun Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında olduğu ve Anayasa'nın 83. maddesinde yer alan yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı savunulmuş ve emsal örnekler dikkate alınmamıştı.
Bakanlık da benzer örnekleri göz ardı ederek AYM'ye yapılan başvuruya karşı görüşünde, aynı tezlerle tahliye talebinin reddini istedi. Konuya ilişkin TİP'ten yapılan yazılı açıklamada ise 'Can Atalay ile ilgili yapılan başvurunun derhal gündeme alınarak Anayasal ihlalin sonlandırılması ve tahliyesinin sağlanmalıdır' denildi.
Konuya ilişkin yazılı açıklama TİP'ten yapılan yazılı açıklamada 'Can Atalay ile ilgili yapılan başvurunun derhal gündeme alınarak Anayasal ihlalin sonlandırılması ve tahliyesinin sağlanmalıdır' denildi.
'HUKUKUN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMELİ'
TİP'ten yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:
'14 Mayıs 2023 tarihinde TİP Hatay Milletvekili seçilerek mazbatasını alan Can Atalay, milletvekili olarak 102 gündür esir tutulmakta.
Yargıtay tarafından tahliye talebinin reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı'nın görüşü dosyaya sunuldu.
Adalet Bakanlığı görüş yazısında anayasal ve uluslararası düzenlemelerini savunmak yerine siyasi iktidarın tezlerini yinelemeyi tercih etmiş durumda. Bakanlık, Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik içtihatlarıyla kavga ederek yargısal bir kuruma kararlarını değiştirmesi yönünde telkinde bulunarak yargıyı bir kez daha baskılamaya çalışmakta.
Anayasanın ilgili maddelerinin ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarının yok sayıldığı Bakanlık yazısının bizatihi kendisi yok hükmündedir. Anayasa Mahkemesi, Bakanlık aracılığıyla siyasi iktidarın kendisi üzerinde kurmaya çalıştığı baskıya boyun eğmemeli, bugüne kadar oluşturduğu emsal niteliğindeki kararların arkasında durarak hukukun gereğini yerine getirmelidir.
102 gündür keyfi şekilde sürdürülen esaret Can Atalay'ın özgürlüğünden yoksun bırakılması kadar Hatay halkının iradesinin gasp edilmesi ve Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) siyasi faaliyetlerinin de engellenmesi niteliğindedir. Anayasa Mahkemesi'ne çağrımız, Can Atalay ile ilgili yapılan başvurunun derhal gündeme alınarak Anayasal ihlalin sonlandırılması ve tahliyesinin sağlanmasıdır.'