Sayılar insan yaşamında hep önemli olagelmiştir. Nesnelerle ilişkilerinde, gündelik yaşamın kavranabilmesinde sayılar önemli bir araçtır zira.
O kadar ki felsefe de bundan uzak duramamış, Pisagor, felsefesini sayılar üzerine kurmuş, dünyadaki biçim ve ilişki gerçeğini açıklama çabalarını sayılar üzerinden gerçekleştirmeye çalışmıştır.
Bugünlerde altı sayısı da benim için önemli hale geldi. Yarım düzineyi ifade eden altı, şimdi son çıkan, altıncı kitabımı temsil etmektedir.
Üstelik altı sayısının değeri sadece çıkan kitaplarımın sayısını belirtiyor olmasından ibaret değil. Dünyayı tazeleyen, güzelleştiren çok sevdiğim bir insana hediye olarak yazılan, ona ithaf etme itkisiyle, büyük bir heyecanla çıkarılan bu kitabımın, kitaplarım arasındaki sıra sayısı olduğu için de çok kıymetli benim için.
İlk kitaplarım da sevdiğim insanlara çok farklı bir şey hediye etme, onlara ithaf etme motivasyonuyla dünyaya gelmişlerdi.
İthaf etmeyi istediğim insanlar bitince, son kitabımı çıkardığım 2016’da, suskunluk da başladı. Ta ki aynı itkiyle suskunluğumun bozulduğu bugüne kadar…
Son üç kitabımı basan Mühür Kitaplığı, altıncı kitabımı da basarak bu suskunluğa son vermiş oldu.
“..Denemelerde yaşamın her alanından konular ortalama bir kitap sayfası uzunluğundaki bir metinde, yazarın içtenliği, bilgisi ve kültür düzeyine bağlı olarak işlenmektedir. Denemeler okura her konuda bilgiler ya da paylaşımlar sunar. Denemeler biçim olarak kısa, içerik bakımından ise duygusal ve düşünsel yoğunluğa sahip yazılardır(..).
“..Deneme oldukça geniş içerik repertuvarına sahip bir türdür. Bunun nedeni, denemenin belirgin özelliklerinden biri olan kendini, genel anlamda insanı anlatma anlayışındaki iç ve dış nedenlere dayalı değişim ve gelişimlere paralel olarak açılabilen, dolayısıyla güncellenebilen türsel özellikleriyle sınırlandırılamayan bir konu çeşitliliğine sahip olmasıdır(..).” Alıntılar, Nesrin Mengi’nin, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi’nde yayımlanan, ‘Bir Edebi Tür Olarak Deneme ve Türk Edebiyatındaki Yeri’ adlı makalesinden…
İlk beş kitap gibi altıncı kitap da bir deneme kitabı: ‘İnsan Dediğin Derya Deniz’
Adından da anlaşılacağı gibi insana dair.
Benim ne anlatmak istediğimden çok okuyan kendi birikim ve deneyimlerinden yola çıkarak ne anlattığına karar verecek.
Kitaba çok emeği geçen, kitabın editörü Cezmi Koca’nın arka kapak yazısını aşağıya koyuyorum. Umarım başlangıç için de olsa okura kitap hakkında bir fikir verebilir.
“İnsan toplumsallığa tutsak bir canlı türüdür ve bu olgu onun yazgısıdır, İnsanlık tarihi, birliktelik ve bu birlikteliğin yarattığı bir süreç olmasının yanı sıra, sürece tek başına müdahale eden “biricik bireylerin” de katkısından oluşmuştur.
Dünya hala dönüyorsa, toplumsal dinamikler nedeniyle değil, bu biricik insanların yüzü hürmetine dönüyor olsa gerek. Engin denizdeki her bir su molekülü kendi gibi sonsuz sayıdaki molekülle birliktedir ve aynı zamanda tek başına “vardır” tıpkı bizim gibi, “İnsan bir yalnızlıktır.””
Benden yazıp sizlere sunması…
Gerisi size kalmış…