Anladım

Abone Ol

                Tamam tamam anladım…

Hatta çok iyi anladım…

Neyi mi? “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmadaki becerimizi…”

Veee amacımızın üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu…

Nereden mi çıkarıyorum affedersiniz anlıyorum?

Sadece ÜÇ örnek vereceğim;

Kamer Genç’in ölüm yıldönümü nedeniyle anma etkinlikleri vardı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bu anma etkinliği için TUNCELİ’deydi… Orada yaptığı konuşmaya “Hoş geldiniz Dersimliler,” diye başladı… Oysa anmaya gittiği Kamer Genç bakın ne demişti?

Bir televizyonda, Sırrı Sakık, Murat Bozlak, Mehmet Gül ve Kamer Genç programdalardı. Sırrı Sakık Kamer Genç’e dönerek; “Siz Atatürk’ü savunarak soykırıma uğrayan Dersimli Kürtlere ihanet ediyorsunuz,” deyince Kamer Genç anında şöyle dedi; “O kullandığınız cümlede birkaç tane büyük yalan (Yanlış) var,” ve sıralamaya başladı;

Birincisi Dersim, bir ilin değil bir bölgenin adıdır ve benim ilim Cumhuriyet’in ilanı ile TUNCELİ olmuştur.

İkincisi, Dersim’de olanlar soykırım değil, yeni kurulan bir devletin, başkaldıranlara karşı önlem almasıdır.

Bir başka yanlış da Tunceli asla Kürt değildir. Biz, Hazar kökenliyiz. Dilimiz de sizden farklı. Yani ne Kurmanci ne de Zazaca konuşuyoruz…

Bu arada Sırrı Sakık, “Seyit Rıza’ya ne diyeceksin?” diye sorunca Kamer Genç, “İngilizlerin oyununa gelmiştir. Tuncelililerin o dönem önderi, Atatürk’ün yoldaşı olan Diyap Ağadır! O dönemde Şeyh Sait ve Seyit Rıza’yı kullananlar şimdi PKK’yi kullanıyorlar” yanıtıyla noktayı koymuştur.

                Kamer Genç’in, “Ben Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde okuyup milletvekili oldum. Cumhuriyet olmasa ben kuldum,” sözü de çok açık ve nettir!

                **

                İkinci örnek de 24 Ocak 1993’te Gladyo tarafından öldürülen Uğur Mumcu gerçeği…

O’nu çok seviyoruz, her yıl anıyoruz, O’na yazılan şarkıları söylüyoruz, yakalarımızda resimlerini taşıyoruz…

Peki, Uğur Mumcu’yu sevmek bunlar mıdır? Yoksa söylediği, yazdığı ve hemen her duruma rehberlik eden o ünlü deyişi midir? “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!”

Peki biz O’nun istediği gibi miyiz?

Araştırıyor muyuz?

Bilgi sahibi olmada kararlı mıyız?

Hemen her ekranda hemen her konuda UZMAN kesilenlere kızıyor muyuz?

Ömrünü araştırmaya (Bu nedenle de kendisine “Araştırmacı-Gazeteci demiyor muyuz?) ve öğrenmeye adamış böyle bir yüreği sevmek nasıl olmalı sizce?

Sızlanmakla, dövünmekle, baş düşman ABD’yi bir kenara ayırarak, Asya ülkelerine, komşularımıza (Özellikle İran) düşmanlığı körükleyerek mi geçireceğiz zamanları?

Sahi, amacımız ne? Üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?

Ya da bilgi sahibi olmadan, çok bilen-hemen her konuda bir uzman (!) olmak mı?

Gelelim üçüncü noktaya;

2001 yılında yine Gladyo tarafından öldürülen Gaffar Okkan’a.

Yöre halkını tanıyan, seven, yarattığı ortaklıklarla onlardan biri olan Gaffar Okkan…

Öldürüldüğü yıl doğan çocukların adları neden Gaffar oldu acaba?

Neden Diyarbakırlılar öz evlatlarını kaybetmenin acısıyla yanıp tutuştular?

Görevle geldiği Diyarbakır’da; Diyarbakırlı oldu, dinledi, anlamaya çalıştı, yardımlarını esirgemedi, öncü oldu-aralarından biri oldu, hak yemedi-yedirmedi…

Amacı üzüm yemekti, bağcıyı dövmek değil…

Gladyo izin vermezdi ve öyle de oldu…

Demek ki, önce bağa girmeli AYRIK OTLARINI temizlemeli ve sonra da o güzelim üzü