Anne Sütü Teşvik ve Uygulama Politikası (Sağlık Bakanlığı) ve Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) önerisine göre sağlıklı doğan her bebeğin doğumdan sonraki ilk yarım - bir saat içinde emzirilmesi ve ilk altı ay sadece anne sütü alması gerekir. Altıncı aydan sonra ise anne sütüne ek olarak tamamlayıcı ek gıdalara başlanabilir. Anne sütü çocuk 2 yaşına gelinceye kadar verilebilir.
Anne sütü, annenin kendi bebeği için özeldir, çünkü yenidoğan bebeğin sindirim sistemine ve böbreklerine uygun yoğunlukta, içerikte ve protein oranındadır. Ayrıca gerekli vitamin ve mineralleri de içermektedir. Hatta prematüre doğan bebeklerin anne sütünün özellikleri bebeğin gelişimine göre farklı besin değerlerine ve özelliklere sahiptir. Bu nedenle, anne sütü bebeğin ilk 6 ayda gelişim ve büyümesine oldukça fazla katkı sağlar. Anne sütü çok faydalı diyoruz ama içeriğini tam olarak bilemiyoruz. Anne sütünün içinde A vitamini, kalsiyum, D vitamini, kobalamin, C vitamini, demir, B6 vitamini, magnezyum gibi vitamin ve mineraller bulunur. Anne sütünün faydası bunlardan gelir. Ayrıca içindeki whey proteinleri bebeği, enfeksiyonlara karşı korur. Anne sütü, araşidonik asit, dokozahekzaenoik asit, linolenik asit ve alfa linoleik asit gibi uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri açısından da zengindir. Bunlar da bebeğin aşırı kilo almasına engel olur.
Doğum sonrası anne sütünün özellikleri; Her annenin doğumdan sonra ilk bir hafta boyunca memelerinden ''kolostrum'' adı verilen süt gelmektedir. Bu süt bebeğin enfeksiyonlara karşı korunması için özel bileşikler içerdiği için çok önemlidir. Doğum sonrasındaki ikinci haftada ise bu sütteki protein içeriği yavaş yavaş azalırken laktoz, yağ ve toplam kalori miktarı artar. Bu nedenle ikinci haftadaki süt ''geçiş sütü'' olarak adlandırılmaktadır. Geçiş sütünden sonra ilerleyen haftalarda ise ''olgun anne sütü'' oluşmaktadır. Olgun anne sütü kolostrum sütüne göre daha az miktarda karbonhidrat ve daha çok miktarda yağ içermektedir. Bu aslında anne sütünün her bebek için özel olmasının yanı sıra, bebeğin her dönemi için de ayrıca özel olduğunu göstermektedir.
Anne sütünün bebeğe özgü olması, sindiriminin inek sütüne göre daha kolay olmasını sağlamakla birlikte inek sütüne göre protein ve mineral içeriğinin daha az olması bebeğin hem sindirimi hem de böbreklerinin sağlığı açısından önem arz etmektedir. Ayrıca anne sütünde bulunan demir, çinko gibi minerallerin bebek tarafından kullanımı ve emilimi inek sütüne göre çok daha fazladır. Örneğin anne sütündeki demirin emilimi inek sütüne göre 5 kat daha fazladır.
Anne sütündeki yağ içeriğine bakılırsa daha kolay sindirilebilen doymamış yağ asitleri oranının fazla olduğu görülür. Beyin ve sinir sistemi için gerekli olan yağ asitleri anne sütünde inek sütüne göre 8 kat fazla bulunur ve bu yağ asitleri ilk 4 ay bebekler tarafından sentezlenemediği için anne sütüyle alınması zorunludur. Bunlara ek olarak, anne sütü her zaman kullanıma uygundur; her zaman taze ve temiz olarak bulunur. Aynı zamanda doğal ve ekonomik bir beslenme kaynağıdır.
Anne sütü içerdiği protein, enerji, yağ, karbonhidrat, enzimler, vitamin ve mineraller, hormonlar sayesinde bebeklerin birçok hastalıklara karşı daha dayanıklı olmasına yardımcı olur. Anne sütü ile beslenen çocuklarda alerji sorunu daha az görülmektedir. Anne sütü bebekte pişik gelişimini engeller. Emzirme sayesinde anne ve bebek arasındaki bağ daha güçlü olur ve bu sayede bebek sağlıklı bir kişilik kazanılır. Bebeklerin sağlıklı büyümesine ve zekasının gelişmesine yardımcıdır. Bebeklerin huzurlu olmasına yardımcı olur. Bebeklerin rahat uykuya geçmelerine olanak tanır.
Bebeğe olan faydalar dışında, emziren annenin hamilelik sırasında aldığı kiloları daha rahat vermesine yardımcı olur. Annenin meme ve yumurtalık kanseri, menopoz sonrasında osteoporoz ve kalça kırığı olma riskinin azalmasını sağlar.