Asmak, Kesmek, Kelle Uçurmak!

Abone Ol

Ülkede bir idam çığırtkanlığıdır sürüyor. Eskiden beri gündemi meşgul eden olumsuz durumlarda, olaylarda idam da konuşulmaya başlanılır. "Bunların üçünü, beşini sallandıracaksın İstanbul'un, Ankara'nın göbeğinde; bak bakalım bir daha oluyor mu böyle bir olay." şeklinde cümlelerden geçilmez. Taciz, tecavüz, terör gibi durumlarda idam gelsin diyen bir kalabalık hep olmuştur. Fakat son yıllarda bu kişilerin sayısı artmış vaziyette. Ne yazık ki muhalif ve nispeten eleştirel bakış açısına sahip kişilerde de bu gibi söylemlerle karşılaşıyoruz.

Ülkede her geçen gün içimizi parçalayan, öfkemizi kabartan olaylar meydana geliyor. Yaşadığımız topraklar okadar güvensiz bir yer haline geldi ki hemen hemen her gün birileri ya ölüyor, öldürülüyor ya da şiddete, tacize, tecavüze uğruyor. Geçtiğimiz günlerde vahşice öldürülen ve hala katilleri bulunamayan Narin Güran ve Tekirdağ'da tecavüze uğrayıp hayatını kaybeden 2 yaşındaki Sıla bebek bunlardan sadece ikisi. Ne yazık ki bu gibi insanlık dışı olaylara gün geçtikçe daha sık rastlamaya başladık.

İnsanlar bunca pisliğe, sapıklığa, caniliğe karşı haklı olarak öfkeyle doluyor ve caniler ölsün, yok olsun istiyorlar. Bunun nedeni; şiddet, taciz, tecavüz gibi olaylarda cezaların caydırıcı olmamasından ve çoğunlukla faillerin ceza bile almamalarından kaynaklı. Toplumun neredeyse tamamı suçluların hak ettikleri cezaları almadığı konusunda hemfikir. Eğer ki olay çok fazla gündem olmamış ve fazla tepki almamışsa, herkes biliyor ki failler ya hiç ceza almayacak ya da hafif bir ceza ile kurtulacaklar. Hatta büyük çaplı nefret uyandıran olaylarda bile toplumun düşüncesi çoğunlukla bu şekilde. Bu sebeple de idam istiyorlar, çünkü aksi halde suçluların cezalarını çekeceklerine inanmıyorlar. Fakat bu çok tehlikeli ve yanlış bir düşünce!

Adaleti hiçe sayan, anayasayı kendi çıkarlarına göre eğip büken ve ülkenin temellerine dinamit koymayı ülkü edinmiş bir yönetimin eline idam yetkisi verilir mi? Bu yetki ülke adaletinin tamamen yıkılmasına neden olmaz mı? "E ne var bunda, sadece tecavüz olaylarına yönelik idam cezası gelse kime ne zararı olur?" diyebilirsiniz. Fakat burası Türkiye, evdeki hesap çoğunlukla çarşıya uymaz. Daha sonra, idam neden başka kişilere de uygulanmasın denilebilir/denilecektir. Misal "Vatan hainleri de idam edilsin, kim neden buna karşı çıkar ki?" diyebiliriz bir süre sonra. Cumhurbaşkanının neredeyse ülkenin yarısına vatan haini diyebildiğini hatırlayalım tam da yazının burasında. Maalesef iktidar kanadından bu ve buna benzer birçok söyleme şahit olduk.

Anlayacağınız tek kişinin yönettiği, demokrasisi askıya alınmış, adalet terazisi güç sahiplerine göre dizayn edilmiş, kolluk kuvvetleri bir kişinin emrine hizmet eder vaziyete gelmiş bizim gibi ülkelerde böyle bir yetki, tamamen bir korku devletine dönüşmemize olanak sağlar. Muhalifler, adalet arayanlar, ülkedeki kirli düzeni/işleri ortaya çıkaran gazeteci, yazar vb kişiler, yani güç sahiplerinin rahatsız olduğu, olabileceği herkes bir bahane ile idam edilebilir. Anayasayı açıkça ihlal edenler bunca güce sahip ve yozlaşma içindeyken, onlara bir de idam yetkisi vermek apaçık aptallık olur. Bu sebeple yaşanılan olaylar her ne kadar canice de olsa, idam asla bir seçenek olarak düşünülmemeli. Her ne kadar bunu kızgınlıkla ve haklı sebeplerle istiyorsak bile, verdiğimiz/vereceğimiz yetkilerin kimlerin ellerinde ve ne derece korkutucu bir silah olabileceğini de düşünelim!