Balıkesir'de kuryelik yapan üniversite öğrencisi Ata Emre Akman’ın 11 Mayıs’ta, 17 yaşındaki Erdoğan Özdemir tarafından öldürülmesi davasında mahkeme gerekçeli kararını açıkladı.
İsmail Saymaz'ın Halktv.com'daki köşesine taşıdığı karara göre, mahkeme, kanunlardan ötürü ‘yasal olarak çocuk kabul edilen’ katile az ceza verebildiğini, adaletin sağlanması için hayata karşı işlenen suçlarda Ceza İnfaz Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun değiştirilmesi gerektiğini kayda geçirdi. 18 yaşın altındaki suçlularda cezanın arttırılması için kararın örneği TBMM Adalet Komisyonu’na ve Adalet Bakanlığı Mevzuat Genel Müdürlüğü’ne gönderildi.
‘KÖTÜLÜK İYİLİĞE KARŞI BÜYÜK BİR DARBE VURMUŞTUR’
Saymaz, gerekçeli karardan şu bölümleri köşesine taşıdı:
Gerekçeli kararda, Akman’ın ölümünden beş gün önce ailesine haber vermeden kurye olarak işe girdiği belirtilerek, şöyle devam ediliyor:
“'Ailesi ekonomik olarak her türlü destek ve imkanı sağlayabilecek iken o, sorumluluklarını vakitlice üstlenerek ayakları üzerinde durma gayretinde olmuştur.'
Akman’ın 'Suç dehlizinde birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışan kitlenin, kendi çekişmeleri içinde yetiştirdikleri çocukları tarafından sebepsiz şekilde' katledildiği anlatılıyor.
'Kötülük iyiliğe büyük bir darbe vurmuştur' deniyor.
İşte, o ibretlik tespitler:
Suç dehlizinde yetişen çocuk: Ailenin yetiştirdiği bu çocuk (Akman’ı kastediyor) suç dehlizinde birbirine üstünlük sağlamaya çalışan bir kitlenin, kendi çekişmeleri içinde yetiştirdikleri çocukları tarafından sebepsiz şekilde hunharca katledilmiştir. Ata Emre’nin yaşam hakkı elinden alınmış, aile bir ömür evlat acısıyla baş başa kalmıştır. Devletine karşı her türlü özveriyi gösteren, vatandaşlık ödevlerini yerine getiren bir ailenin güvenli ortamda aile yaşamını sürdürme hakkı ihlal edilmiştir.
Yasal olarak çocuk: Orhan’ın canavarca hisle hareket eden bir çocuk yetiştirdiği, yasal olarak çocuk kabul edilen bu şahsın içindeki tüm kötülüğü ve ahlaki denaeti (Alçaklık) serdederek masum bir gencin hayatını elinden aldığı bu olayda, suç ve suç ortamındaki kişiler, suç ve suçluyla ilgisi olmayan kişilerin hayatını karartmışlardır. Tabiri caizse kötülük iyiliğe büyük bir darbe vurmuş, onların mutlu ve huzurlu yaşamını elinden almıştır.
Yaşam hakkına saygı duymuyorlar: Orhan Özdemir ve muhatap olduğu kitlenin suç kayıtlarına bakıldığında TCK’da düzenlenen neredeyse tüm suçlara meyilli oldukları; kişilerin yaşam hakkına (kasten öldürmeye teşebbüs, yaralama, tehdit), ahlaki değerlerine (cinsel istismar, fuhuş, uyuşturucu), mal varlığı ve mülkiyet hakkına (dolandırıcılık, hırsızlık) saygı duymadıkları görülmektedir.
Bu kadar cesurca suç işlememeliler: Birden çok sabıkası olan bu kişilerin kamu otoritesinin sağladığı imkanları (açık cezaevine çıkma, şartla tahliye, denetime ayrılma, covid izni) kötüye kullanarak dışarıya çıktıklarında, aynı kötülükler ve suçlarda ısrar ettikleri; bu olayda Ata Emre’nin hayatını elinden alanların toplumun tüm değerleri ve temel haklarını ihlal edenler oldukları görülmüştür. Hukuk devletinde suçlu ya da suça yatkın kişiler bu kadar cesurca suç işleyememeli, hatta buna cesaret dahi edememelidir.
KARAR TBMM’YE VE ADALET BAKANLIĞI’NA GÖNDERİLDİ
Çocuk suçlular için cezaevinde geçen sürenin bire iki sayıldığı, cezanın şartlı tahliyeden ötürü düşeceği, infazın bir kısmının açık cezaevinde, bir kısmının ise denetimde geçeceği hatırlatılarak, şöyle devam edildi:
'Aile farkındalığı yüksek bir aile olduğundan, asi failin ceza evinde kalacağı süreyi bilmekte ve bu durumu kendi iç dünyasında kabullenememektedir.'
Bazen kararlar adaleti tesis edemiyor: Mevzuata göre bazen kararlar adaleti tesis edemediği gibi, toplumsal vicdanı da tatmin edememektedir. Hukuki kararların olabildiğince adalet duygusunu tatmin etmesi ve toplum vicdanında karşılık bulması ise hakimin elindeki yasal enstrümanlarla sağlanabilmektedir.
TCK’da değişmeli: Hayata karşı işlenen suçlarda infaz sürecinin SSÇ (suça sürüklenen çocuk) sıfatını haiz kişiler yönünden kısa bir sürece tekabül etmesi, suç bataklığındaki kişilerin birden fazla mahkumiyete rağmen kısa sürede topluma karışarak, hakları kötüye kullanmak suretiyle vatandaşlık görevini yerine getiren ve güvenli ortamda yaşamayı hedefleyen saf ve temiz insanların yaşamını alt üst etmeleri gibi ağır neticeler dikkate alındığında, en azından hayata karşı işlenen suçlar yönünden ceza infaz yasası ile TCK’da yeniden bir değerlendirme yapılmasında fayda olduğu değerlendirilmektedir.
Cezasızlık, toplumu hedef alıyor: Yargılananların ekseriyeti suç işlemeyi meslek edinenlerdir. Suçluların kendi dünyasındaki cezasızlık algısı toplum refahını, huzur ve sükunu hedef almaktadır. Beraat kararı verilen kriminal kişinin tekrar suç işlemesi durumunda kamu otoritesi ve mahkemeler zan altında kalmaktadır. Yargılamaya konu olayda aile yaşamış olduğu ağır ve travmatik acıya rağmen başkaca gençlerin de böyle bir eyleme maruz kalmamasına yönelik ciddi ve ısrarcı taleplerini dile getirmiş, çocuklarının acısından ziyade erdemli bir tavırla infaz yasası ve TCK’daki ceza adalet sistemine yönelik eksiklikler ile sistemin aksayan yönlerini gündeme getirmişlerdir.
Hakimlere yetki verilsin: Ülkemiz AİHM’e en çok dosyası giden ülkelerdendir. AİHM’den çıkan mahkumiyet kararlarının bir çoğunda kişilerin yaşam, adil yargılanması, mülkiyet, güvenlik ve ailenin korunması gibi haklarının haleldar edildiğine dair tespitler yapılarak, tazminat kararları verilmektedir. Ancak bu, vatandaşımızın ülkesi mahkemelerine olan güvenine ciddi zarar vermektedir. Yasal enstrümanlar ülkemiz hakimlerine verildiği takdirde başka kapılarda adalet aramasına gerek kalmayacaktır.
Sosyal medyadan adalet ummak: Toplumda yasalarla, verilen kararlarla, kararların infazıyla adaletin tesis edildiği inancının oturması durumunda kimse sosyal medyadan ya da başkaca mecralardan adalet noktasında medet ummayacaktır.
Karar TBMM’ye gönderildi: Bu sebeple, meclisimizin uygulayıcılara, adalet duygusunu tatmin edecek yeterli argümanları sağlaması, infazda ortaya çıkan aksaklıkların düzenlenmesi ya da yasa yapım aşamalarında nazara alınması ve gerekli hassasiyetin gösterilmesi bakımından gerekçeli kararın TBMM Adalet Komisyonu’na, toplumsal ihtiyaç ve taleplere göre yapılacak yasal düzenlemelerin alt yapısını hazırlamakla görevli Adalet Bakanlığı Mevzuat Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesine…
KATİLE CEZA İNDİRİMİ YAPILMIŞTI
Kurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi Ata Emre Akman’ın, sipariş teslim ettiği Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokağı’nda 11 Mayıs’ta öldürülmesiyle ilgili yürütülen davada, Sanık Erdoğan Özdemir'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak 18 yaşından küçük olduğu için 24 yıl hapis cezası verildi.
Azmettirmekle suçlanan baba Orhan Özdemir ise beraat etti.