ATATÜRK’ÜN ASKERLERİYİZ!

Abone Ol

Uğurola Mersin, uğurola Türkiye…

Neden bu kadar dert oldu?

Kimlere dert oldu?

ZATEN ATATÜRK’ÜN ASKERLERİ OLAN YENİ TEĞMENLERİMİZİN teğmen olarak mezun olmanın verdiği heyecan ve coşkuyla Atatürk’ün askerleriyiz diye ant içip Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılıklarını dile getirmelerinden doğal ne olabilir?

Kaldı ki bu içten ve saf ant, 2022 yılında yasaklanana kadar, Kara Harp Okulunda bir ritüelmiş.

Hepimizin bu çocuklarla gurur duyması gerekir; Türkiye Cumhuriyeti ve kurucusu Atatürk’e yürekten bağlı olduklarını, ülkemizi ve topraklarımızı her ne bahasına olursa olsun bütün düşmanlardan azim ve cesaretle koruma kararlılığında olduklarını belirtip birbirlerine söz verdiler.

Ben bu coşkularında her şeyden önce ülke sevgisi, saflık, iyi niyet ve Atatürk’ün izinde yürümekte kararlı olduklarını gördüm.

Birbirlerini motive edip şevklendirdiler.

NE VAR BUNDA?

Bozmayalım morallerini, kırmayalım şevklerini ASLAN ASKERLERİMİZİN!

Onları çok zorlu görevler bekliyor, ülkemizin dışarıda düşmanları çok…

Düşmanlarımızın karşısında güçlü bir engeldir ORDUMUZ.

Türkiye Cumhuriyeti için farklı emelleri ve farklı zihniyeti olanlar alınır ancak buna…

Sözleri, fikirleri AMA, ASLINDA, YANİ gibi kelimelerin arkasına gizleyerek konuşmak yerine açıkça neden dert olduğunu söyleyin de herkes bilsin.

Atatürk’e her türlü hakareti göğüslerini gere gere yapanlara ses çıkarılmasın, din adı altında gençlerin beyinlerine zehir aşılanırken, kara zihniyetli insanlar, gruplar, cemaatler, çocuklarımızı ve gençlerimizi karanlığa sokmak için örgütlü bir şekilde çalışırken, Türkiye’yi ortaçağ karanlığına götürmek isteyenler aşırı bir özgüvenle ortalıkta cirit atarlarken…

Atatürk’ün Askerleri yerden yere vurulsun…

ALLAH’TAN REVA MI BU?

BAŞKA ŞEYLERİ KONUŞUP TARTIŞALIM...

İstanbul'u 1453 yılında fethetmişiz.

Bu fetihle Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş ve Dünyanın en güçlü devleti haline gelmişiz o dönemde.

Amerika kıtası İstanbul'un fethinden 39 yıl sonra 1492 yılında keşfedilmiş; henüz ortada ABD diye bir devlet mevlet yok.

Yalnızca bakir topraklar ve kendi halinde yaşayan yerli halk var.

İstanbul'un fethinden bugüne tam 571 yıl geçmiş.

Amerika'nın keşfinden bugüne tam 532 yıl geçmiş.

O dönemin en güçlü devletiydik.

Eğitim, ilim, bilim, sanayi, tarım, ticaret olmayınca ne olmuş?

Bugünkü durum ortada.

ABD nerede, biz nerede?

Müslüman ülkelerin durumuna bakın…

Adam çıkmış yok edilmiş bir ülkeyi yeniden kurmuş.

Uygar bir ulus yaratmak için çabalamış.

Ülkeyi geriye götürme çabalarını, fanteziyi bırakalım…

Geçmişi yaşadık; ileriye bakalım, ileriye gidelim.

Ama nasıl?

Bunları tartışmak lazım, durum neden böyle olmuş?

Bu durumu değiştirmek için neler yapmalıyız?

İLHAN SELÇUK'un AŞAĞIDAKİ YAZISINI OKUYUN...

Yıkmaya çalıştığınız Adam’ı en iyi anlatan yazılardan birini yazmış İLHAN SELÇUK.

İyi okursanız anlarsınız neler başardığını…

“Şaşıp Kalıyorum,

Arap İngiliz'le birleşmiş Türk'ü arkadan vurmuş;

Ermeni Rus'la birleşmiş,

Doğu Anadolu'yu kana bulamış;

Rum Yunan'la, Yunan İngiliz'le birleşmiş,

Batı Anadolu'yu ele geçirmiş.

Ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık hiçbir yeri kalmamış,

Elde avuçta İstanbul ile İzmir bile yok!..

Anadolu'nun altı yedi milyon nüfuslu en yoksul bölümüyle, yüzde doksan beşi okuma yazma bilmez, yorgun, yoksul, bitkin, ezik bir halk…

Nasıl kurtulmuşuz?..

Şaşıp kalıyorum...

Yunan'ı nasıl denize döküp hizaya getirmişiz,

İngiliz'i İstanbul'da nasıl çıkarmışız, dünyanın süper güçleriyle masaya nasıl eşit oturmuşuz?

Yıl 1923

Anadolu'da 10-11 milyon savaş artığı yaşıyor;  aç biilaç,  parasız; yüzde 95'i elifi görse mertek sanacak kadar alfabesiz... 

Ne yapacaksın?..

Demokrasi yap!..

Nasıl yapacaksın?..

1923'ün yanmış yıkılmış Anadolu'sunda nasıl demokrasi yapacaksın?..

Kalan ne?

Yıl 1923

Komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, Anadolu'yu mezbahaya döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın.

Fabrikan yok,

İşçin yok,

İş adamın yok, 

Mühendisin yok,

Doktorun yok,

Uzmanın yok,

Tüccarın yok,

Suyun yok,

Barajın yok,

Elektriğin yok,

Yurttaşlık yasası yok,

Üniversiten yok,

Banka yok,

Burjuva yok,

Proletarya yok,

İhracatçı yok,

İthalatçı yok,

Sermayen yok.

Kalkın bakalım...

Nasıl kalkınacaksın?...

Sermayesiz ekonomik kalkınmanın yumurtasız omletten ne farkı var?

Mustafa Kemal kuşağı ne yapmış?..

Yöneticiler devletçiliğe neden ve nasıl sarılmış?..

Türkler bankacılığı nasıl öğrenmiş?..

Merkez Bankası 1930'a değin neden açılamamış?..

Özel sektör nasıl oluşturulmuş?..

Yeni devlet nasıl kurulmuş?..

Çağdaş öğretime nasıl geçilmiş?

1920'de 10-11 milyon nüfusun yüzde 95'i Alfabesizken, savaş artığı bir toplumla,

Okuma yazma seferberliği nasıl açılmış?

Kitaplıklarda kitap yokken,

Ulusal kütüphane nasıl kurulmuş?..

Okullarda tarih kitabı bile yokken tarih nasıl yazılmış?..

Yok olmanın kuyusundan çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmanılmış?..

Yunanlı ile dostluk nasıl kurulmuş?..

Avrupa'da saygınlık nasıl kazanılmış?..

Şaşıp kalıyorum…

Diye yazmış İlhan Selçuk.

Gerçekten de ŞAŞIP KALMAMAK OLASI DEĞİL.

ALLAHIN SEVGİLİ KULARINDAN BİRİ…

ATATÜRK’ü din düşmanı olarak görüp gösterip bu düşünceyle insanların beynini yıkayanlar, bunlara inananlar, bunlara sempati gösterenler bilin ki GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, ALLAH’IN SEVGİLİ KULLARINDAN BİRİ olmalı diye düşünüyorum.

Neden mi?

ALLAH Mustafa Kemal’e bu VATANI KURTARMA GÖREVİNİ VERMİŞ VE BAŞARIYA ULAŞMASINI SAĞLAMIŞTIR; BUNU İYİCE DÜŞÜNÜN.

Aksi durumda Mustafa Kemal başarılı olabilir miydi?

ATATÜRK DİNCİLİĞİN KARŞISINDAYDI…

Birbirimize düşmanlaştırılıyoruz.

Düşmanlık konuları da DİN ve Atatürk.

Din başka, Atatürk başka!

İkisi birbirinin karşıtı değil, anlayın bunu artık.

Atatürk'ü çok seven ve sayan, aynı zamanda dinini de seven, namazını da kılan, orucunu da tutan milyonlarca insan var bu ülkede.

Atatürk'ü sevmek dine karşı olmak ya da dindar olmak Atatürk'e karşı olmak değil.

Atatürk DİNE, DİNDARLIĞA KARŞI DEĞİLDİ…

Atatürk DİNCİLİĞE KARŞIYDI!

ATATÜRK DİNCİLERİN DİNİ KULLANARAK HALKI SÖMÜRMESİNE KARŞIYDI.

Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…