ATHENA KABARTMASI

Abone Ol

Dağlık Kilikia’nın içinde yer alan, Göksu ve Limonlu çaylarının sınırlarını belirlediği Olba Territoriumu’nu gezdiğinizde, karşınıza ne türden bir tarihi eser çıkacağını kestirmeniz oldukça zordur. Bu eserler bazen bir anıt mezar, bazen bir lahit, bazen bir kule, bazen bir kale, bazen bir kilise bazen de kayalara oyularak oluşturulmuş bir alçak kabartma heykel olabilir. Bu tarihi eserlerle nerede, nasıl karşılaşacağınızı da tahmin etmeniz oldukça zordur. Her an bir sürpriz eserle karşılaşmanız olasıdır. Bazen de ısrarcı bir şekilde aradığınız eseri bulmakta zorlanabilirsiniz. Çünkü bu eserlerin bir çoğu, Akdeniz bitki örtüsü olan makilerin kapladığı arazilerin içinde kendisini gizlemiştir.

Erdemli’nin 27 km kuzeybatısındaki Sömek Köyü’ndeki Athena Kabartması, tam da bu sözünü ettiğim tarzda bir gizliliğin içindesaklanmayı başarmış alçak kabartma bir eserdir. Kendisini ziyarete gelenlerin, kabartma heykeli göremeyip boş döndükleri de çok olmuştur. Kararlı bir şekilde heykeli görme arzusunu taşırsanız ve şansınızda yerindeyse,  yönlendirici levhaların yetersizliğine rağmen amacınıza ancak ulaşabilirsiniz.Kendi adıma Athena Kabartması’nı uzun bir uğraştan sonra görmenin mutluluğunu çok da yaşayamadım doğrusu. Çünkü  yıllar önce ve yakın zamanda Athena Kabartması’nın üzerinde oluşturulan tahribatlar tüm keyfimi kaçırmaya yetse de, kabartmanın günümüze kalan bölümlerinin bile çok etkileyici olduğunu söyleyebilirim.

Kabartma, geniş bir düzlüğün önünde, yüksekçe bir kayanın üzerinde, yerden bir buçuk metre kadar yüksekliğe oyularak yapılmış. Ayakta betimlenen kabartmanın baş kısmının üstünde bir istiridye yer alır.Kabartmada yer alan tanrıça Athena’ya, üst katmanı belden  kuşakla bağlanmış bir peplos giydirilmiştir. Kabartmada Athena, sağ koluyla(sembollerinden olan) bir mızrak, sol koluyla da bir kalkan tutmaktadır. Nişin içerisindeki tanrıçanın solunda, günümüzde oldukça aşınmış haliyle, şahlanmış bir at tasviri yer alır. Atın başı ve yelesi, tanrıçanın kalkanının ve sol kolunun üzerinde görülebilir ve arka kısmı, sağ kolunun arkasında kaybolur.

Tanrıçanın eteği ile mızrağı arasında 13 satırlıkyazıt dikkat çekicidir. Elinde yılan sarılı mızrağıyla tasvir edilen Athena’nın yanındaki yazıtta kabartmanın, Hermophilos’un torunu Marcus’un eseri olduğu, Rhobozon oğlu Dionys tanrısal buyruk gereğince Athena Krisoa Oreia’ya (Dağlarda oturan Athena’ya) adadığından söz edilir. Kabartmanın bir yanında  hilal, yıldız ve şimşek gibi bazı kozmik motiflerin de yer aldığı görülmektedir. Defineciler tarafından yüzü ve göğsü tahrip edilmiş olan kabartmanın, M.S.4. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir.

Yunan Mitolojisi’nde 12 tanrıdan birisi olan Athena; akıl ve bilgeliğin, savaşın ve bilimin tanrıçasıdır. Pagan inanışında bu denli önemli bir tanrıçanın bölgede yer almaması da düşünülemez elbette. Dağlık Kilikia’dakiAthena Kabartmaları da, antik yerleşimde bölgede Athena’ya yönelik bir  tapınımınvarlığını göstermektedir.Sömek’teki Athena Kabartması’ndaaslında farklı inanç biçimlerinin harmanlandığını da söylememiz mümkündür. Çünkü bu kabartmada, farklı semboller birarada kullanılmıştır. Musevilerin sembolü olan yedi kollu şamdan ve Zeus’un sembolü olan yıldırım demetinin aynı kabartmada kullanılması bunun en önemli kanıtıdır. Dolayısıyla Athena Kabartması’nın olduğu bu kutsal alanda, Kilikia bölgesinde tapımı olan diğer tanrıların da  anıldığı  düşünülmektedir. Athena’nın adı Kilikia’da  dini ritüellerle birlikte bir takım cezalandırma yöntemlerinde de geçmektedir. Kanlıdivane’deki Çanakçı Nekropolü’ndeki bir  mezar yazıtında, mezarı  tahrip edenlerin, Sebaste’nin Athena’sına ve halkına ceza ödemekle yükümlü tutulacağı gibi caydırıcı bir ifade yer alır.

Antik dönemin hırsızlarının Athena’nın lanetine uğramaktan çekinip çekinmediklerini bugün bilmemiz pek mümkün değil ama mızrağı ve kalkanıyla, en güçlü orduları bile bozguna uğratan Tanrıça Athena’nın Sömek’teki kabartması, günümüzde antik dünyanın mezarları gibi tehdit altındadır.Kabartma üzerinde açılmış beş adet delik, dinamit lokumu yerleştirmek üzere defineciler tarafından hazırlanmış. Fırsatını bulduklarında da bu kültür mirasımızı, kabartmanın içerisinde define bulma saçmalığıyla yok etmekten çekinmeyeceklerini ortaya koymuşlardır. Yetkili merciiler en kısa zamanda bu sapkınlığa dur demelidir. Aksi halde cehalete ve vandalizme teslim olmuş, Dağlık Kilikia bölgesinin bu nadide kabartmasını korumak için Athena’nın adının, defineciler üzerinde bir caydırıcılık oluşturmasını beklemekten başka bir çaremiz kalmayacak.