Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından işletilen Mersin Limanı, 2007 yılında özelleştirilerek 36 yıl süreyle Mersin International Port (MIP) şirketine verildi. Normal şartlarda 2043’te bitecek olan özelleştirme süresini 49 yıla kadar uzatacak teklif, geçen sene Meclis Genel Kurulu’ndan geçmişti. Buna göre Mersin Limanı 2056 yılına kadar yabancıların işletmesinde olacak.
Mersin Limanı’nın işletmesini elinde bulunduran MIP, kentin en önemli noktalarından biri olan Atatürk Parkı’na doğru liman sahası genişletme projesini geçtiğimiz yıllarda gündeme getirdi. Bu projeye karşı Mersin Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dava açtı ve bu davaya Mersin Barosu, Mimarlar Odası ile çok sayıda çevre dernekleri müdahil oldu. Ancak Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği bütün davaları kazanarak, projeye başlayacaklarını geçtiğimiz günlerde düzenledikleri bir etkinlikle duyurdu.
PİRH'ya konuşan Kabasakal karara ilişkin açtıkları davada projenin uygun olmadığı yönündeki bilirkişi raporunun olumlu bir süreç başlattığını ancak özel şirketin hazırladığı ikinci raporla birlikte sürecin tersine döndüğünü belirtti.
Kabasakal, “Bizim açımızdan olumlu olan rapordan sonra çok acele İstanbul Teknik Üniversitesi’nden, özel bir firmadan yapılan bir raporla yeniden keşif yapılması istendi. Çok enteresandır ki bu özel şirketin yaptığı keşif ve davalının yaptırmış olduğu raporla olumlu ilerleyen dava süreci tersine dönmeye başladı. Yürütmeyi durdurma kararının ardından davalar reddedildi. İstinafa ve ardından Danıştay’a gidildi ama hep reddedildi. İşin ilginç tarafı normalde Danıştay’a gönderilen davaların sonuçlanması 6-7 yıl sürerken bu dava çok kısa bir süre içinde sonuçlandı. Mimarlar Odası Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı ama pek bir sonuç elde edeceğimizi düşünmüyorum” dedi.
Kabasakal, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ilk başlarda karşı dava açmasına rağmen, MIP’in geçtiğimiz günlerde belediyenin erkek basketbol takımına sponsor olduğunun da altını çizdi.
“KORKUNÇ BİR ÇEVRE OLAYI BİZLERİ BEKLİYOR”
Liman genişletilme çalışmalarında 4 yıl boyunca her gün 3 bin 570 ton taş taşınıp liman sahasına getirilerek rıhtım yapılması için denize döküleceğini kaydeden Kabasakal, “Çevresel anlamda bu korkunç bir olay. Mersin’e can veren denizin ölmesi demek bu. Mersin halkının bu durumdan haberi yok. Ne yazık ki insanlar çevre ve doğa konusunda duyarlı değiller. Fakat yaşanılır bir çevre olmadığında insan yaşamının da bir anlamı kalmıyor” diye konuştu.
FARKINDALIK İÇİN NÖBET ÇADIRI
Semra Kabasakal, farkındalık için parkta nöbet çadırı kuracaklarını, MIP şirketini oluşturan Singapur şirketine ve Avustralya Emekli Fonu’na mektup göndereceklerini söyleyerek mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı.