Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Av. Hoşyar Sarıyıldız, gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Göreve geldiği günden buyana hakkında çıkan bazı haberlere ve yorumlara açıklık getiren Sarıyıldız, "Bizim çekindiğimiz hiç bir nokta yok. Demokratik hakkımızı kullandık ve halkın oyunu alarak buraya geldik. Görevimizin başında, Akdeniz'i en iyi şekilde temsil ediyoruz" açıklamasında bulundu. 

TEÇEV'de Alper Girgeç Dönemi TEÇEV'de Alper Girgeç Dönemi

"KAYYUM VATANDAŞIN EMEĞİNE DE HAKSIZLIK"

Akdeniz Belediyesi Başkanlık koltuğuna oturduğu günden itibaren hakkında çıkan iddialara yanıt veren Başkan Av. Hoşyar Sarıyıldız, ilk olarak herkesin de merak ettiği kayyum atamalarıyla alakalı olarak konuştu. Kayyum atamalarının son derece yanlış bir uygulama olduğunu savunan başkan Sarıyıldız, konuya şu sözlerle açıklık getirdi;
"Düşünün bir defa siz bu ülkenin en temel direklerinden birisi olan vatandaşlık kavramını burada tartışmaya açıyorsunuz. Bunu da seçme ve seçilme hakkını elinden alarak uyguluyorsunuz. Yani özetlemek gerekirse vatandaşın vergisini ödemesine tamam diyorsunuz, askerlik görevini yapmasına olur diyorsunuz ama kendi kendini yönetmesine gelince o noktada zorluk yaşatıyorsunuz. Kayyum aslında en başta anayasayı tartışmaya açan, cumhuriyet kavramını tartışmaya açan bir antidemokratik uygulamadır. Diyorlar ki sen bir bölgede belediye özelinde kendi kendini yönetme hakkına kamil değilsin. Mesela Esenyurt'tan, Mardin'den, Batman'dan, Hakkari'den konuşalım. O bölgede yüzde 50, 60, 70 oranında büyük çoğunlukla fark atmış. belediye başkanlarına yerlerine kayyum atıyorsunuz ve o bölge halkına diyorsunuz ki siz bu kişiyi seçmiş olsanız bile ben bu kişiyi ehil görmüyorum. Yani o seçmenin seçme hakkını bir kere elinden alıyorsunuz. Kayyum atanan belediye başkanlarının hepsi seçim öncesinde Yüksek Seçim Kurulu'na başvuru yapıyor. Bu başvurular o bölgede kurumu, YSK'yı temsil eden hakimler tarafından incelemeye alınıyor. Seçime girmesine herhangi bir yasal engel olmadığına dair kendilerine bir vesika veriliyor. Bu insanlar bu karara dayanarak aday oluyorlar. Yüksek Seçim Kurulu senin başkan olmana her hangi bir engel yok diyor ve kişi adaylığını koyarak seçim yarışına katılıyor. Yargının vermiş olduğu karara dayanarak başvurusunu yapıyor ve oldukça da emek ve masraf yapıyor. Tabandan da büyük bir destek alarak seçiliyor. Sonra siyaseten bir karar ile senin belediyene kayyum atadım açıklaması geliyor. Mahkemeler tartışmaya açılıyor  Bir gerekçeyle bu insanlar görevlerinden alınıyor. Burada vatandaşın emeğine de haksızlık yapılmış oluyor" dedi. 

"BELEDİYE BAŞKANLARI DA DENETLENMELİ"


Belediye başkanlarının dokunulmaz olmadığını vurgu yapan Başkan Sarıyıldız, "Hiç bir belediye başkanı dokunulmaz değildir, olmamalıdır da. Belediye başkanları da denetlenmelidir. Bir makamda yer alan kişinin o makamı suistimal etmemesi lazım. Biz bu konuda hemfikiriz. Belediye başkanları bir yasa dışı suç işlemişse soruşturma konusu olmalı ve yargılanmalıdırlar. Ama belediye başkanının yapmış olduğu fiil yargılanmalı. Suçta ve cezada şahsilik ilkesi diye bir ilkemiz var. Ben aynı zamanda bir hukukçuyum. Yani bir suçu, bir fiili kim yapmışsa o cezalandırılır anlamına gelir. Eğer gerçekten bir suçu varsa ceza verebilirsiniz. Ama siz meclisi neden feshediyorsunuz. O belediyede sadece belediye başkanı seçilmedi ki. Bütün meclis seçilmiş durumda. O meclisin içerisinde sadece CHP'li belediye başkanı yok, Dem Partili belediye başkanı yok. Bütün siyasi partilerin seçilmişleri var.
Yani siyasi iktidar, muhalefet belediyelerine kayyum atarken aslında bir yerde kendi seçilmişlerinin de seçilmişlik haklarına halel getirip zarar veriyor"dedi.

"HALKIMIZ ARTIK ALGILAR İLE YÖNETİLEN BİR HALK DEĞİL"

Seçim sürecinde kendilerinin de üzerlerinden kayyum siyaseti yapıldığını anlatan Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Av. Hoşyar Sarıyıldız," Bizim üzerimizden de seçimlerde kayyum atamaları yürütüldü. Gittikleri her yerde bunlara oy vermeyin, bunlara oy verirseniz zaten kayyum atanacak diye propaganda yürüttüler. O süreçte asla demokratik bir yarış içerisinde yürümedik. Bizi hep karaladılar. Bizim üzerimizden bir algı yaratmaya çalıştılar. Neyse ki halk artık algılarla yönetilen bir halk değil. Halk bu tarz şeylere düşmüyor ve seçimde de 99 seçimlerinden bu yana hiç görülmemiş 8 bin 400 oy gibi tarihi bir farkla seçimlerin kazananı biz olduk. Belediyeyi kazandıktan sonra da aynı anlayışla bu defa da kayyum atanacak beklentisiyle çoğu yere başvuruda bulundular. Ama amaçlarına ulaşamadılar. Çünkü benim ne var olan bir yargılanmam, ne de devam eden bir mahkemem yoktur. Her şeyi geçtim, ben bir hukukçuyum. Neyin suç, neyin suç olmadığını onlardan da öğrenecek biri değilim. Ben asla bir yasa dışı faaliyet içerisine de girmedim, girmem. Sadece demokratik hakkımızı kullandık. Çok şükür halkımız da bu konuda teveccühde bulundu, bizi bu göreve getirdi. Bu 5 yıllık süreçte de halkımızın vermiş olduğu bu göreve layık olmaya çalışacağız. Biz görevimizin başında gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah projelerimiz yavaş yavaş hayat bulduğunda bu insanların ne kadar kötü niyetle hareket ettiklerini, bu algıların ne kadar boş olduğunu hep birlikte bütün Mersin kamuoyuna göstermiş
olacağız" diye konuştu. 

"ÇOK BÜYÜK BİR BORÇLA BELEDİYEYİ TESLİM ALDIK"


Dil, din ayrımı gözetmeksizin tek gayelerinin Akdeniz'de yaşayan vatandaşlara hizmet vermek olduğunu vurgulayan Başkan Sarıyıldız, "Bu hizmeti yaparken asla partizanlık yapmayacağız. Ayrım gözetmeyeceğiz. Şunun dili budur, bunun inancı budur, şunun ekonomik sınıfı budur diye bir ayrıştırma yapmadan herkese eşit hizmet götürmeye çalışacağız. Bu hizmetleri yaparken belediyemizin borçlarını da ödemeye çalışıyoruz ayrıca. Ne yazık ki Cumhur İttifakı'ndan devralına bütün belediyelerde oldukça yüksek borçlar var. 5 Nisan'da biz mazbatamızı almıştık. Mazbatamızı aldığımız tarihe kadar o süre zarfında dahi fatura girişleri yaptıklarını fark ettik. Seçimler bitmiş, belediye yönetimi devredilmiş ama hala içeride yeni faturalar kesilmeye başlanmış. İnanın yapılan tahribatın haddi vardı hesabı yoktu. Biz o dönem burada 640 milyon liralık bir hesap yapmıştık. Tabii mazbatamızı aldığımızda bir baktık ki aslında 640 milyon değil. O arada bile fatura girişleri yapılmış. 700 milyona yakın bir borçla biz belediyeye ayağımızı
bastığımız anda borçla devralmış olduk. Tabii bu soruyu ben Akdeniz kamuoyuna takdirine bırakacağım. Akdeniz halkı zaten seçimde kendilerine gereken cevabı vermiş oldu. Şu an da çok ciddi bir borç yüküyle belediyeyi devir aldık. Fuzuli herhangi bir masrafa girmemeye çalışıyoruz. Burası bizim özel bir şirketimiz değil. Burası halkın belediyesi. Biz har vurup harman savuramayız. Şu ana kadar Akdeniz Belediyesi ile ilgili tek bir şaibeli durum yaşanmadı. Ve bundan sonra bu 5 yıl boyunca da böyle gidecek. Halkımız bu konuda memnuniyetini her zaman dile getirdi. Biz de bu konuda azami düzeyde hassasiyet gösteriyoruz. Akdeniz'in çok noktada eksiği var. Hala bazı sokaklarımızda Fazıl Başkan döneminden kalan asfalt ve kaldırımlar görülüyor. Bazı yollarımız, bırakın aracı, traktörlerin bile rahat bir şekilde geçemeyeceği kadar yıpranmış durumda. Biz çoğu yolların yapımını bitirdik. İnşallah Akdeniz'i hak ettiği en güzel noktaya taşıyacağız" şeklinde konuştu. 

"ALACAKLILAR KAPIYA DAYANINCA TAŞINMAZIMIZI SATMAK ZORUNDA KALDIK"


Liman karşısında bulunan Akdeniz Belediyesi'ne ait hizmet alanının satış kararı sonrasında yaşananları da gazetemizle paylaşan Başkan Hoşyar, herşeyin hukuki ve meclisin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyledi. Hoşyar, "Orada asla şaibeli bir durum yok. Herşey hukuki ve meclisin bilgisi dahilinde gerçekleşti. Sadece bir taşınmazımızın satışını gündemimize aldık. Belediyemizin nispeten değerli olduğunu düşündüğümüz şeffaf ve denetlenebilir bir
ihale sürecinden sonra kamuoyunun ve özellikle de meclisimizin tamamının net bir şekilde bilgilendirildiği bir şeffaf ihale sürecinin sonunda satılarak önceki yönetimin özellikle bize bırakmış olduğu ne yazık ki bu borçları gündemimizden çıkarıp artık Akdeniz halkına proje ve yatırım olarak sunmamız için yapmamız gereken bir şeydi. Bunu bu yüzden gündemimize aldık. Yoksa biz belediyemizin taşınmazlarını siyaseten satmaya karşıyız. Şu an 800 milyonun üzerinde belediyemizin borcu var. Bu borç ile biz nasıl mücadele edip, nasıl hizmet yapalım. Akdeniz halkına hizmet verebilmek bu kararı aldık. İller Bankası'ndan gelen bir para var ve o para daha bizim kasamıza girmeden merkezi hükümetin, özellikle Cumhurbaşkanlığı'nın yapmış olduğu açıklamayla birlikte para daha bizim hesaba gelmeden kaynağından kesiliyor. Bunların hepsi bizden önceki yönetimin borçları. Bu borçları ödemek zorundayız. Belediyemizin geliri yok, önceki yönetimden kalan borçlar var ve her gün bir alacaklı kapımıza dayanıyor. Bizde bu borçlardan kurtulmak için bir kaynak oluşturmak zorundaydık. Tek bir taşınmazımızı satarak bu kaynağı oluşturmayı niteliyoruz. Bunu da kamuoyunun denetimine, meclis üyelerimizin denetimine ve kamu ihale kurumunun yürüttüğü şeffaf sürecin içerisinde yürüterek bu borçları bitirmeyi hedefliyoruz. En azından sürdürülebilir bir hale getirmeye çalışıyoruz. Çünkü bu borçla biz hizmet yürütemeyiz. Akdeniz halkı önceki yönetimin borçlarını mazeret göstermemizi bizden beklemiyor, bu bir bahanedir evet. Ama biz bahanelere sığınmak istemiyoruz. Bizim çözüm üretmemiz lazım. Kentin merkez ilçesinden bahsediyoruz. Günlük nüfusunun 1 milyonu aştığı bir ilçeden bahsediyoruz. Ve altyapı sorunları da kangrenleşmiş imar problemi başta olmak üzere uzun yıllardır devam eden ve kapsamlı bir çözüm planı ile ancak çözülebilecek bir kentten bahsediyoruz. Bunun için yatırım lazım. Yatırım için de kaynak lazım. Kaynağı oluşturmak için biz o taşınmazın satışını gündeme getirdik. Biz bu konuda mümkün mertebe hassas, şeffaf yürütüyoruz. İlgili emlakçılar odasının, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın bilgilerini almış bir şekilde ihale çıkardık. İhale bedeli de bu şekilde şeffaf yürütüldü. O ihaleye katılacak firmalar da demokratik ve özgür bir şekilde kamu ihale kurumunun denetimi içerisinde o ihaleyi yürütecekler. En yüksek fiyatı veren firmaya biz orayı satacağız. Bizim derdimiz kimin aldığı değil, bizim derdimiz belediyemize kaynak oluşturulması.Oradan gelecek gelirin bir miktarını yatırım programına alarak Akdeniz'de kadınlara, gençlere, çocuklara ekonomik anlamda zor durumda olan ailelere sosyal politikalar olacak şekilde projeler olarak yatırım yapmak istiyoruz. Süreci de tabii ki meclis üyelerimizin denetiminde, bilgisinde şeffaf bir şekilde yürüteceğiz" dedi. 

Kaynak: Tuğçe Dokumacı