Tarsus Belediyesi yayınladığı basın bülteninde İYİ Parti Tarsus İlçe Başkanını çok sert eleştirdi. Başkan Haluk Bozdoğan, Başkan Burak Özdil’e ‘kraliçenin soytarısı’ ifadelerini kullandı.

Katar, Hamas ve İsrail Müzakerelerinde Ateşkese Arabuluculuğu Askıya Aldı Katar, Hamas ve İsrail Müzakerelerinde Ateşkese Arabuluculuğu Askıya Aldı

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“Değerli Tarsuslular,

İYİP Tarsus İlçe Başkanı’nın gündeme zorla girme, gazete gazete gezip demeçler vererek Tarsus gündemini meşgul etme çabalarını uzaktan izliyoruz.

Bugün tarihli yayınladığı basın bülteninde de daha önce olduğu gibi birçok amatör hataya imza atmasını ‘’amatör’’ ve ‘’tecrübesiz’’ oluşuna bağladığımız Avukat Burak Özdil’in, amatör de bir hukukçu olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.

Yayınladığı basın bülteninde AFAD tarafından kurumumuza hibe edilen deprem malzemelerinin akıbetini soran sözde avukat için birkaç sorumuzu kamuoyu nezdinde paylaşarak sormak isteriz:

1-Tıtrinize ‘’avukat’’ olduğunuzu yazdığınız halde konunun; Cumhuriyet Başsavcılığı, Tarsus Kaymakamlığı ve Mersin Valiliği tarafından hem hukuki hem de idari boyutta sürdürüldüğünü bilmemekte misiniz? Bir avukat olarak bu süreçleri takip etmiyor ya da bir siyasi partinin ilçe başkanlığı koltuğunu işgal ettiğiniz halde ‘’bilmiyorsanız’’ Tarsus Kamuoyunu’nun huzurunu kaçırmaya, halkı kin ve nefrete sevk etmeye çalışıyorsunuz demektir.

Değerli Tarsuslular, acemi avukat Özdil’in merak ettiği konuya dair Cumhuriyet Başsavcılığı, Tarsus Kaymakamlığı, Mersin Valiliği ve ek olarak Tarsus Belediyesi tarafından hukuki ve idari süreçler işletilmektedir. Olayın ortaya çıkmasıyla birlikte Tarsus Belediyesi’ne ait isimler görevden el çektirilmiş, ilgili yasal sürecin tamamlanması için gerekli adımlar atılmıştır. İlgili isimlerin suçlu ya da suçsuz olduklarına Burak Özdil isimli amatör siyasetçi değil, Yüce Türk Adaleti karar verecektir!

2-Gazete gazete gezerek siyasi kariyeri uğruna Haluk bozdoğan düşmanlığı beslediğini açıkça ifade eden genç avukata Tarsus Kamuoyu nezdinde soruyoruz: Sayın Burak Özdil, avukat oluşunuzdan ötürü duyarlı ve onurlu bir avukat olduğunuzu varsayarak, deprem tırları konulu olayda AFAD’ın zaafları var mıdır, AFAD bu malların çıkışını hangi envanterlerle sağlamıştır, var ise bu envanterler hangi amirler, müdürler, ‘’Başkan Yardımcıları’’ tarafından imza altına alınmıştır, AFAD milletimize ait bu malları ‘’depolar boşalsın diye mi’’ hibe olarak dağıtmaktadır, AFAD’ın yükümlülük ve sorumluluklarını sorgulayan 1 tane demeciniz, 1 tane hukuki başvurunuz, 1 adet hamleniz bulunmakta mıdır?

Tüm bu konularda 1 adet girişiminiz olmadan, 1 tane soru sorma ‘’Cesareti’’ gösteremeden, 1 tane ‘’muhalefet’’ edemeden ‘’muhalefet’’ kanadında yer alan bir siyasi partinin ilçe başkanlığı koltuğunda ‘’avukat’’ sıfatınızla oturuyorsanız, gönül veren partili vatandaşlarımızın takdirine bırakıyoruz.

3-İYİP Tarsus İlçe Başkanı olmanıza karşın MHP ve AKP gibi partilere ‘’niçin konunun üstüne gitmiyorsunuz, benim gibi basın bülteni yayınlamıyorsunuz’’ gibi bir serzenişte bulunarak kendisini ve partisini zor, aciz ve komik duruma düşüren Özdil, parti politikalarının, yetkili organlarının, söylemlerinin, aksine; Tarsus’ta Haluk Bozdoğan düşmanlığı yaratabilmek adına Cumhur İttifakı’ndan yardım mı dilenmekte, medet mi ummaktadır? İYİP olarak Cumhur İttifakı yönetimlerinden siyaseten medet ummanız, yardım talep etmeniz; onlara hafiften sitemde bulunma ‘’gaflarınızı’’ parti tabanınız nasıl değerlendirecek, ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz.

Değerli Tarsuslular, TBMM’de ‘’Muhalefet Partisi’’ olarak yer alan ve CHP’li 15 Milletvekili sayesinde grup kurarak 24 Haziran Seçimleri’ne girip Cumhur İttifakı’na muhalefet etmeyi amaçlayan bir partinin iş bilmez ilçe başkanı, Tarsus’ta bu dengeleri yok sayıp Cumhur İttifakı’na ‘’yaranma’’ siyaseti yaparak asıl yüzünü göstermiştir. Haluk Bozdoğan düşmanlığı yapayım, diğer siyasi partileri galeyana getireyim misyonunun adı siyaset değil ‘’soytarılıktır!’’

4-İYİP’in partilerine gönül vermiş tüm vatandaşlarımızı küçük düşüren bu şahısla ilgili Tarsus Kaymakamlığı’na ve Tarsuslu hemşehrilerimize itinayla duyururuz: 27 Aralık Tarsus’un Düşman İşgalinden Kurtuluşu’nun 102. Yılı Etkinlikleri kapsamında Tarsus Kaymakamlığı tarafından alınan ‘’resmi program kararları’’ gereği, imza altına alınan ve kurumumuzun sorumluluğuna verilen tüm gereklilikler kurumumuz tarafından yerine getirilmiştir. Bu gerekliliklerden bir tanesi de, 102 yıl önce bir kahramanlık destanı yazdığımız kurtuluş günümüz, belediye hoparlörlerinden kahramanlık şarkılarıyla kutlanacaktır, talebidir. İş bilmez ilçe başkanını rahatsız eden kahramanlık türkülerimiz ‘’Tarsuslu’ya hakaret’’ olarak nitelendirilmiştir.

Değerli Tarsuslular, iş bilmez amatör siyasetçi Özdil’in ‘’hakaret’’ dediği, fakat neredeyse tüm resmi bayramlar ve kahramanlık destanı anmalarımızda hoparlörlerimizden çalmakta, milli bilinç ve birlikteliğimiz, milli duygu ve belleğimiz halkımızla bu özel günlerde paylaşılmaktadır.

İş bilmez Burak Özdil 27 Aralık’ın Düşman İşgalinden Kurtuluş Günü’nde hoparlörlerden çaldığımız kahramanlık şarkılarımızı ‘’hakaret’’ olarak niteleyen ilk insandır. Bu sebeple de bu şehirde, bu şehirde yaşayan vatandaşlar tarafından temsiliyet hakkı verilmesi sebebiyle 27 Aralık Tarsus’un Düşman İşgalinden Kurtuluşu tarih sayfasına ‘’yüz karası’’ olarak ismini yazdırmıştır.

Sorumluluk verilen genç siyasetçilerimizi takdir ediyor, siyaset arenasında genç ve dik durabilen, hacmini ve çapını bilmeden krala olduğu kadar kraliçeye de soytarılık yapmaya çalışan şaklabanların isminin Tarsus ile anılmasından rahatsızlık duyduğumuzu kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Siyaset, farklı çıkarlar arasında bölünmüş toplumların, şiddet içermeyen özgür tartışma yoluyla yönetilmesidir… Tüm siyasi partiler tarafından hür iradeleriyle aday adayı olmasına onay verilmiş kişiler özgürce siyasetlerini, eleştirilerini, fikirlerini beyan edebilirler. Demokratik bir ortamda, demokratik eylemlerini siyasi nezaket ve olgunlukla icra edebilir ve bu eylemlerini siyasi hedeflerine doğru geliştirebilirler.

Ancak, İYİP Tarsus İlçe Başkanı gibi, kalemi eline alıp, 95 bin kişinin oy verdiği seçilmiş bir belediye başkanına aklına gelenleri yazamazlar. Siyaset etiği gereği ‘’ortak düşman’’ yaratma düşüncesiyle bir belediye başkanını linç etmeye kalkışamazlar. Bu uğurda kentte sükûnet ve huzurla yaşayan insanları galeyana getirerek ‘’çığırtkanlığa’’ ve ‘’soytarılığa’’ soyunamazlar.

Bu sebepledir ki kral ve kraliçeye soytarılık yapmak isteyenlerin kirli siyasetlerini kirli emellerine alet etmelerine müsaade etmemiz mümkün değildir. Amacı ‘’muhalefet etmek’’ olan ve ‘’başka bir parti tarafından’’ TBMM’de konuşma özgürlüğü bulan güzide bir siyasi partimizin, bu olayı yanlış anlamış ve İYİ kavrayamamış beceriksiz yöneticisine önerimiz; önce başkanı olduğu partisinin 27 Aralık Tarsus’un Düşman İşgalinden Kurtuluşu çelengine sahip çıkması ve yol ortasında bırakmaması, sonra siyaset üzerine birkaç kelam etmesidir…”