Televizyon haberlerini izlemeden olmuyor değil mi?
Ya da radyo haberlerini dinlemeden...
Gazete haberlerini atlamak olmaz...
Bir de sanal dünyayı koyarsak içlerine...Yok çekilmez olmuyor.
Olmuyor, çünkü çe-ki-le-mez oluyor...
Ekonomik,siyasi, sosyal, toplumsal, ülkesel, dünya çapında vb. aklımıza gelen hemen her konuda...
Kadına ve çocuğa her türlü şiddet, ahlâki şiddet, toplumsal cinnet, siyasi isyan vb. Hemen her gün, yok her saat, olmadı her dakika ne acıdır ki duyduğumuz, okuduğumuz vahşet diyebileceğimiz olaylar...
“Ne kadar çok suçlu var ya da ne kadar çok suçlu yetişiyor-yetiştiriyoruz?” dediğimiz gibi “Bu kadar çok suçluyu koyacak hapishane var mı?” diye de düşnmeden edemiyoruz.
Hani sıklıkla söylemeye başladık ya “Aklımıza mukayyet olalım,” diye aynen öyle.
Sokaklarda güvensizlik,
Cinsel istismar (Bebeklerden başlayarak-yazması bile ürkütücü-)korkusu,
Ekonomik sıkıntılar ve yarattığı dengesizlikler, saldırganlıklar, çalma-çırpma, isyanlar ve intiharlar,
Ülke ve millet birlikteliğine yönelik emperyalist işbirliği ile açılan yaralar,
Uyuşturucu kullanımında dokuzlara inen yaşlar,
“Aile” yapısına “Toplumsal cinsiyet’ diye vurulan darbeler,
Milli duyguların yıpratılma yarışları...
Genel olarak;
Güvensizlik,
Ahlâki çöküntü,
Geçim derdi olarak değerlendirebileceğimiz tüm bu sorunlar tek sözcükteki sırla çözümlenebilir; ÜRETMEK!
Öncelikle güvenliğimizi sağlamış olacağız,
Gıda güvenliğimizi sağlamış olacağız,
Sağlık, eğitim sorunlarımızı çözmüş olacağız.
Hapishaneleri yıkıp kütüphaneler kurmaya başlayacağız.
“Orman” ülke olacağız.
Üç tarafımızı çevreleyen denizlerimiz ve hemen her karış toprağımızdan geçen ırmaklarımızla, hem tarlalarımızda ve hem de tüm yaşam alanlarımızda su sorunumuz kalmayacak.
Fabrika bacalarımız gece-gündüz tüterken, bilim insanlarımız dünya insanlığına katkılarını sürdürecek.
Mümkün mü? Diye sormuyoruz. Çünkü istersek YAPARIZ1
Haaa, iktidar mı?
O da mümkün; Halk iktidarıyla...