Birçok bilim insanı yaptığı araştırmalarda Noel Ağacı süslemesinin Asya kökenli olup, Türklerin Avrupa'ya hediye ettiği bir kadim inançtan türediğini vurguluyor.
Koskoca bir yılı geride bıraktığımız şu günlerde kimimiz kederli, kimimiz heyecanlı ve umutluyuz. Gündüzlerin gittikçe kısılarak, gecelerin uzadığı aralık ayının ortalarına doğru bilhassa Avrupa kentlerinde etrafımıza baktığımızda şehir merkezindeki caddelerde, dükkanların vitrinlerinde ve oturma odalarındaki rengarenk ışıklarla süslenmiş çam ağaçları görürüz.
Her yıl aralık ayının ortalarına doğru ışıklı çam ağaçları ile süslenen caddeler, dükkanların vitrinleri ve oturma odaları her ne kadar "Noel" adı ile Hristiyanlıkla bağdaştırılmış olmasına rağmen, çam ağacı süslemesinin aslında Orta Asya’da Türk topluluklarından günümüze kadar yaşatılan bir Türk töresi olduğu bilim insanlarımız tarafından kanıtlanmıştır.
ORTA ASYA’DA TÜRK TOPLULUKLARINDA AĞAÇ SÜSLEME TÖRESİ
Türk mitolojisine göre gün ile gece sürekli koşu halindedir. En uzun gece olan 21 Aralık’tan sonra, güneşin daha çok görünmeye başladığı, gündüzlerin uzadığı ve bu bağlamda gündüzün geceyi bu koşuda yendiği düşünülmektedir. Bu nedenle 22 Aralık'ta bu olayı, yeni yılın ilk günü olarak kabul edip, "Yeniden doğuş bayramı" adı altında kutlamışlardır.
NARDUGAN BAYRAMI
Türklerin tarih sahnesinde yer almaya başladıkları ilk dönemlerden beri yeni yılı akçam ağaçlarını süsleyerek, ateş yakararak ve dans ederek kutladığı bu özel güne "Nardugan Bayramı" adı verilmiştir.
Nardugan, Moğol dilindeki Nar (Güneş), Türk dilindeki Tuqan (Doğan) sözcüklerinden oluşmuştur. Dünyaca tanınan Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Hristiyan alemi tarafından kutlanan yılbaşı geleneğinin kökeninin, Orta Asya Türk toplumlarının kutladığı 'Nardugan Bayramı' olduğunu belirtmekte ve Nardugan Bayramı ile ilgili verdiği bilgilerle geçmişe ışık tutmaktadır:
"Gündüzün geceyi yendiği 21 Aralık’taki bayram Nar-Dugan, Orta Asya Türklerindendir. Kutsal akçamdan aldıkları dala kurdelelerle dileklerini, isteklerini, yeni yıldan beklentilerini yazarlar. İznik’te 325 yılında toplanan ilk evrensel Hristiyan konseyi, Anadolu’daki çam ağacını alarak bugünkü kutlamalara getiriyor. Akçam, eski Türklerde dünyanın merkezindeki kutsal yaşam ağacıdır. Anadolu halı ve kilim desenlerinde vardır. Nardugan’da insanlar evlerini temizler, en iyi elbiselerini giyerdi. Ağacın etrafında dans edip şarkı söylerler, yaşlılar ziyaret edildi. Aileler bir arada olur, özel yemekler yenirdi. İnsanlığın koruyucusu Ülgen, uzun sakallı ve pelerinliydi. İznik konsülü tarafından bugünkü Noel inancına çevrildi. İsa’nın yaşadığı topraklarda çam ağacı yetişmez. Türklerin Avrupa’ya geçişiyle Hristiyanlarca alınmıştır. Sonbaharda doğan İsa’nın doğumu için 25 Aralık tarihi birkaç asır sonra seçilmiştir."
HAYAT AĞACI
"Hayat Ağacı" kültü, bütün dünya kültürlerinde olduğu gibi Türk kültüründe de en yaygın inançlardan biridir. "Hayat Ağacı" tektir, yalnız ağaçtır ve evrenin bel kemiğidir. Hunlar arasında bazı boylar kayın ağacından türediklerine inanmaktaydılar. "Hayat Ağacı" kavramı Sümerlerde de bulunmaktaydı. Akçam ağacının kış mevsiminde dahi yapraklarını dökmemesi ve sürekli yeşil kalması nedeni ile Türkler de bu ağacı hayat ağacı olarak adlandırmıştır.
Türk tarihinde kadim dönemlerden beri kutlanan bir "Çam Bayramı" da bulunmaktadır. Türk resim ve heykel sanat eserlerinde sıklıkla görülen "Hayat Ağacı", Türk kökenleri bilimsel olarak kabul edilen “Navajo Kızılderilileri” tarafından da el sanatlarında kullanılmıştır. Bu ağacın bilimsel olarak Türklerin tarih boyunca yoğun olarak bölgede var olduğu, Gülzade Kahveci tarafından akademik bir çalışma ile ispat edilmiştir.
"Noel kutlama tarzı Nardugan Bayramı’na benzeyip kış ve yeni yılbaşı bayramı olarak Türk toplulukları tarafından kutlanmaktadır. 'Beyaz çam Ağacı' süslemesi kutlamalarda en önemli törensel parçadır. Nardugan Bayramı’nı coğrafi olarak nerede kutlandığını göz önünde bulundurur ve geleneksel belirtileri dikkate alırsak bu ağacın bir çam veya bir 'Abies Sibrica' olabileceğini düşünebiliriz. Netice olarak çamın Noel kutlamalarında bugün ortak olarak seçilmesinin sebebi sadece estetik değerinden dolayı değil, ancak kadim geleneğin yolunda giden bir uygulamadır."
AYAZ ATA
Türklerin çok eski çağlardan beri Akçam ağacının süslemesi, tören sırasında ağacın altına hediyeler konması ve ağaca renkli bez parçaları bağlanarak yeni yıl için dileklerde bulunması, Avrupalıların "Noel Ağacı" geleneğinde bir Türk etkisi olduğunu kanıtlar. Günümüzde de bazı köylerimizde "Dilek Ağacı" töresi devam etmektedir. Yeni yıl kutlamaları ve ağaç süsleme Türklerden Sümerlere, oradan da Anadolu üzerinden Avrupa toplumlarına geçmiştir.
Batı toplumlarının pagan cehaleti içinde bir inanç sistemine sahip olduğu, doğu toplumlarının ise ateşe ve putlara taptığı dönemde, Türk insanı "Yer-Su” inancına, ak sakallı bilge ve yardımsever kişi, "Tengri Ülgen"e ve kış mevsiminin atası "Ayaz Ata"ya inanmıştır. "Ayaz Ata" ve taklidi olan "Noel Baba"nın giydiği kıyafetler kadim Türk insanın giydiği kıyafetlerdir. Kutlama sırasında atalarımız Akçam ağacının etrafında "İnderbay" denilen dairesel bir oyun oynarlardı. O gün tüm kötülükler, kırgınlıklar unutulur herkes birbirine çok iyi davranırlardı. Günümüzde tamamen Batı kültüründen kopya ettiğimiz yılbaşı kutlamalarının kökeninde kendi kültürümüz olduğunu ne yazık ki çoğumuz bilmiyoruz.
Bu bayram için "Peynir Çiçeği Gündoğan Gönüllüleri Derneği" ve "Bodrum Belediyesi" tarafından ortaklaşa, "Nardugan Kültür Etkinlikleri" adı altında 20-21 Aralık tarihlerinde bir kutlama yapılmaktadır. Batı toplumlarının Türk kökenli inançları kullanarak yaptığı ve kendi içinde de tutarsızlıklar içeren yılbaşı kutlamaları yerine "Milli Yılbaşı" kutlamaları yaygınlaştırılmalı; bu kutlamaların kökenleri Türk tarih ve mitolojisinde aranmalıdır. Bu konuda Doç. Dr. Pervin Ergun, bir makalesinde bizlere bilimin işaret ettiği yolu gösteriyor.
"Küresel kültürün mozaik taşlarına dönüşmemek için onurlu ülkelerin direnç modelleri incelenerek çözüm önerileri geliştirmek gerekmektedir. Karşı konulamayan bu kültürel akış içerisinde millî kahraman ve figürleri desteklemeye ihtiyaç vardır. Nitekim Almanya, Çin vb. ülkelerde yerel mitolojik halk kahramanları yılbaşı kutlamaları için kullanılmaktadır. Dünyanın en eski, en köklü ve karakteristik kültür kalıplarına sahip Türk milletinin, küresel sermayenin baskısına direnecek kültürel zenginliği ve kahramanları vardır. Türk milletinin ayakta kalışının ve yükselişinin kendi kültürüne sahip çıkmak ve dünya pazarında rekabet yapabilmekle mümkün olduğunun hatırdan çıkarılmaması gerekmektedir."
NOEL VE NARDUGAN
Doç. Dr. Haluk Berkmen, “Noel ve Nardugan” konulu makalesinde, günümüzdeki ‘Noel Ağacı” süslemesinin Asya kökenli olup, Türklerin Avrupa’ya hediye ettiği bir kadim inançtan türediğini belirtirken. “Hayat Ağacı” inancının Asya kökenli olduğunu Amerika yerlilerinden Navajo halkına ait çizimde kanıtlıyor.
“Yeni yılda pek çok ülkede Noel Ağacı gelenek olarak süslenir. Bu geleneğin kökeninde hediye getiren Noel baba inancı bulunmaktadır. Yeni yıl yaklaşırken bir çam ağacı süslenir ve altına hediyeler yerleştirilir. Bu geleneğin kökeninde İslamiyet öncesi Asya Türklerine ait Hayat Ağacı inancı bulunmaktadır. Asya halkının süslemek için seçtiği akçam, kışın dahi yapraklarını dökmeyen ve daima yeşil kalan özelliğinden dolayı “hayat ağacı” olarak isimlendirilmiştir. Halen ülkemizde istek ve beklentilerini bir kâğıda yazıp yatır olduğu inanılan kişilerin mezarlarındaki ağaçlara takmak geleneği devam etmektedir.
Asya Türkleri gecelerin kısalıp günlerin uzamaya başladığı dönemde akçam ağacını süslerler, ateş yakıp etrafında dans ederlerdi. Bu gelenek halen devam etmekte ve Nardugan Bayramı adıyla bilinmektedir. ‘Nar’ ateş ve ‘dugan’ doğan demek olduğundan Nardugan “doğan güneş”, yani uzayan gün anlamını taşır. Hayat ağacına bağlı bir diğer inanç da bu ağacın göğü tuttuğu ve göğün insanların üstüne çökmesine engel olduğudur. Noel ağacı süslemesi de Asya kökenli olup, Türklerin Avrupa'ya hediye ettiği bir kadim inançtan türemiştir.
Hayat Ağacı inancının Asya kökenli olduğunu Amerika yerlilerinde de bulunmasından anlıyoruz. Amerikan Navajo halkına ait yukarıdaki çizimde kutsal ağaç merkezde bir kare içinde bulunuyor. Kareyi çevreleyen küçük boyda çizilmiş olan kadınlar ellerinde demetlerle ağaca dua ediyorlar. Asya’dan Amerika kıtasına göç etmiş bu insanların bir doğa dini sayılabilecek olan şamanlığa inandıkları biliniyor. Kızılderili dediğimiz bu insanların güneş doğarken yaptıkları ayinler ve tüm bitkilerin ruh taşıdıklarına inanmaları Asya şamanlığının devamıdır. Fotoğrafta görülen akçam ağacı bir Asya Türkünün işlediği halıdır. Üzerinde süsler ve etrafında uçuşan kuşlarla kutsal birçok kavram içeriyor. Ağaçtaki süsler gökteki yıldızları simgeliyor. Böylece, dümdüz bir direk gibi yükselen ağaç göğü tutmakta olduğu kavramı aktarılıyor. Ayrıca ağacın çevresindeki kuşlar manevi şaman uçuşunu da hatırlatıyor. Noel sözü Fransızca ‘nouvelle’ yani ‘yeni’ sözü ile ilgili olduğu ve ‘Yeni Yıl’ kavramının Nardugan Bayramından Batıya geçtiği anlaşılıyor. Bu geleneğin Asya halkları tarafından Anadolu’ya taşınmış olduğunu da görüyoruz.”
Noel Yortusuda “Cam Ağacı” süslemesinin Asya kökenli olup, Türklerin insanlığa armağan ettiği bir kadim inançtan türediğini kıymetli bilim insanlarımız çok değerli araştırmaları ile kanıtlamıştır. Kadim kültürümüzün değerlerine sahip çıkarak bize ait değerleri başkalarından taklit ederek yaşamaya özenmek yerine Türklerin (Atalarımızın) tarih sayfalarında yer almaya başladıkları ilk dönemlerden beri bilimde, sanatta ve uygarlıkta başka toplumları etkileyebilecek kadar özel örnekler sergilediklerini araştırarak öğrenelim ve öğretelim.
Doğudan esen çam ağacının rüzgârı Batı’da kendini farklı alışkanlıkların ardından yılbaşına taşımış olsa da Asya kökenli olup, Türklerin insanlığa armağan ettiği bir kadim inançtan türediğinin bilincindeysek ne mutlu bizlere.
Mutlu yıllar …