Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2025 yılı tarım bütçesi ve çiftçilerin yaşadığı mali sorunlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tarımda çözüm bekleyen sorunlara dikkat çeken Gürer, mevcut tarım politikalarının yetersiz olduğunu belirterek, üreticilerin desteklenmemesi durumunda gıda krizinin daha da derinleşeceği uyarısında bulundu.

Musk'tan Trump'a Destek: Seçimi Kazanmasaydı, Medeniyet Yok Olacaktı Musk'tan Trump'a Destek: Seçimi Kazanmasaydı, Medeniyet Yok Olacaktı

Çiftçiler Borç Yükü Altında Eziliyor

Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin kredi borçlarının büyük bir sorun haline geldiğini belirterek şunları söyledi: "2025 yılı itibarıyla çiftçilerimizin bankalara olan borcu 784 milyar lirayı buldu. Piyasaya olan borçlarla birlikte toplam rakam 800 milyar lirayı aştı. Türkiye genelinde 2 milyon 300 bin civarında Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı üreticimiz var ve ne yazık ki borçsuz çiftçi kalmadı. Üretim yapabilmek için borçlanan çiftçiler, sürekli artan maliyetler karşısında ayakta duramıyor."

Mazot Desteği Yerine Vergi Muafiyeti Talebi

Tarım sektöründe en büyük gider kalemlerinden biri olan mazot fiyatlarının çiftçiyi zor durumda bıraktığını ifade eden Gürer, mazot desteğinin yetersizliğine dikkat çekti: "2025 yılı bütçesinde çiftçilere akaryakıt desteği için 20 milyar lira ayrıldı. Ancak çiftçiler, kullandıkları mazot için devlete ÖTV ve KDV dahil yılda 50 milyar liraya yakın vergi ödüyor. Çiftçiler diyor ki: ‘Bize mazot desteği vermeyin, ÖTV ve KDV’yi kaldırın.’ Tarım sektöründe yıllık ortalama 3-3,5 milyar litre mazot tüketiliyor ve ödenen vergiler destek miktarını katlıyor. Bu durumda verilen destek, çiftçiye bir fayda sağlamıyor.”

"Alım Fiyatları Enflasyonun Altında Kalmamalı"

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) uyguladığı alım fiyatlarının üreticiyi hayal kırıklığına uğrattığını belirten Gürer, düşük alım fiyatlarının üretim kaybına yol açtığını söyledi: "2024 yılında hububat üretiminde 3 milyon 400 bin ton kayıp yaşandı. Yetersiz alım fiyatları, üreticiyi toprağından uzaklaştırıyor. Eğer kamu alım fiyatları enflasyonun altında tutulursa bu kayıplar artarak devam eder. Üreticinin maliyetleri göz önüne alınmalı ve emekleri karşılığında adil bir fiyat politikası uygulanmalıdır."

Gübre ve Yem Fiyatları Üretimi Zorluyor

Girdi maliyetlerindeki artışın üreticiyi çaresiz bıraktığını vurgulayan Gürer, özellikle gübre ve yem fiyatlarındaki yükselişe dikkat çekti: "2020 yılında tonu 2 bin 140 TL olan DAP gübrenin fiyatı, 2024 yılında 24 bin 700 TL’ye kadar yükseldi. Üre gübrede de benzer bir artış yaşandı; 2020’de 1860 TL olan tonu, 2024’te 17 bin 250 TL’ye ulaştı. Gübre fiyatlarının katlanması, çiftçilerin gübre kullanımını azaltmasına neden oluyor ve bu durum doğrudan verim kaybına yol açıyor. Benzer şekilde yem fiyatlarındaki artış da hayvancılık sektörünü çıkmaza sokuyor."

Hayvancılık Sektöründe Kriz Derinleşiyor

Hayvancılık sektöründeki sorunlara da değinen Gürer, AKP hükümetinin yerli üretimi teşvik etmek yerine ithalat politikalarıyla sorunu çözmeye çalıştığını belirtti: "2010 yılında başlayan et ve hayvan ithalatı devam ediyor. Her yıl 'ithalat sona erecek' deniyor ancak 2025 yılında da ithalat sürecek. Yerli besiciler, artan yem maliyetleri nedeniyle zarar ediyor. Et ve süt fiyatlarının düşmesini beklemek, mevcut politikalarla mümkün değil. İthalat yerine yerli üretimi destekleyen, yem fiyatlarını sübvanse eden bir model geliştirilmezse, hayvancılık sektörü toparlanamaz."

"Tarımsal Destekler Yetersiz"

Gürer, tarımsal desteklerin milli gelir oranında verilmesi gerektiğini belirterek, Tarım Kanunu’nun 21. maddesine atıfta bulundu: "Tarım Kanunu’na göre milli gelirin %1’i çiftçilere destek olarak verilmelidir. 2025 yılı için bu miktar 615 milyar TL olması gerekirken, yalnızca 135 milyar TL ayrıldı. Destekler zamanında verilmediği gibi miktar olarak da yetersiz kalıyor. Buzağı desteğiyle çiftçi 50 kilo yem bile alamıyor. 2024'te hasadı biten buğday desteği bile hâlâ ödenmedi ve 2025’in Mart ayında ödeneceği söyleniyor. Bu durumda destekler enflasyon karşısında eriyor ve üreticiyi koruyamıyor."

"Yapısal Reformlar Olmadan Tarımda Sorunlar Çözülmez"

Gürer, tarım sektöründeki sorunların çözümü için yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu belirtti: "Çiftçilerin yaşadığı sıkıntılar görmezden gelinerek tarımda üretim artışı sağlanamaz. Gıda fiyatlarını düşürmek istiyorsak, çiftçiyi üretimden koparan politikaları terk etmeli ve üretimi artıracak teşvik modellerine geçmeliyiz. Aksi takdirde 2025 yılı da çiftçiler için zor bir yıl olacak ve tarımsal üretimdeki daralma, gıda fiyatlarında yükseliş olarak halkın sofrasına yansıyacak."

"Barınma Krizine Harcanması Gereken Kaynaklar Savaşa Gitti"

Gürer, hükümetin tarıma yeterli bütçe ayırmamasının nedenlerinden birinin savaş politikalarına harcanan trilyonlar olduğunu vurguladı: "Deprem bölgelerinin yeniden inşası, yoksul halkın barınma sorunlarının çözümü için kullanılabilecek kaynaklar savaşa harcandı. Trilyonlarca lira, halkın refahına değil, çatışma politikalarına ayrıldı. Eğer savaş yerine üretimi ve sosyal refahı destekleyen politikalar hayata geçirilseydi, bugün gıda krizi ve ekonomik sorunlar bu kadar ağır olmazdı."

"2025 İçin Gerçekçi Politikalar Şart"

Tarımın sürdürülebilir hale gelmesi için yapısal reformların kaçınılmaz olduğunu söyleyen Gürer, iktidarı gerçekçi politikalara davet etti: "Tarımdaki sorunlar çözülmeden gıda fiyatları düşmez. Çiftçinin desteklenmesi, üretimin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi için acilen harekete geçilmelidir. Üreticiye sırtını dönen bir sistemle krizden çıkış mümkün değildir. Çiftçilerimizi kaybedersek, sadece onlar değil, bütün toplum kaybeder."

Gürer, yaptığı açıklamalarla tarım politikalarındaki aksaklıkların giderilmesi gerektiğini ve halkın gıda krizine karşı korunması için üreticilerin yanında olunması gerektiğini bir kez daha vurguladı.

Editör: Hüsamettin Tanrıkulu