CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerinde; "21 yıllık iktidarda olan AKP hükümeti, enerji politikalarında enerji yoksulluğu içinde bir toplum yaratmıştır. Halkın enerjiye rahat ve ucuz ulaşımını sağlayacak politikalardan uzak, sadece sermaye gruplarının çıkarını gözeten bir siyasi anlayışın hâkim olduğunu söyleyebiliriz. Enerji sektörü özelleştirilmiş, enerji üretim ve dağıtım tamamıyla kâr-zarar hesabına indirgenmiştir. Çünkü AKP iktidarı plansızlık ve kuralsızlığı kendisine şiar edinmiştir. AKP her fırsatta 'millî ve yerli' olduğunu söylüyor ama gelin görün ki enerjide de dışa bağımlı bir yol izlenmektedir" dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul'da bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, şunları söyledi:

"21 YILLIK İKTİDARDA OLAN AKP HÜKÛMETİ, ENERJİ POLİTİKALARINDA ENERJİ YOKSULLUĞU İÇİNDE BİR TOPLUM YARATMIŞTIR"

"21 yıllık iktidarda olan AKP hükûmeti, enerji politikalarında enerji yoksulluğu içinde bir toplum yaratmıştır. Halkın enerjiye rahat ve ucuz ulaşımını sağlayacak politikalardan uzak, sadece sermaye gruplarının çıkarını gözeten bir siyasi anlayışın hâkim olduğunu söyleyebiliriz. Enerji sektörü özelleştirilmiş, enerji üretim ve dağıtım tamamıyla kâr-zarar hesabına indirgenmiştir. Çünkü AKP iktidarı plansızlık ve kuralsızlığı kendisine şiar edinmiştir. AKP her fırsatta 'millî ve yerli' olduğunu söylüyor ama gelin görün ki enerjide de dışa bağımlı bir yol izlenmektedir.

"AKKUYU NÜKLEER SANTRAL ANLAŞMASI HUKUKEN TARTIŞMALI BİR METİNDİR"

Buna en büyük örnek Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali’dir. 2010 yılında Rusya’yla milletler arası anlaşma imzalanmış, bu anlaşma neticesinde 'yap-işlet-sahip ol' modeliyle dünya üzerinde ikinci örneği olmayan bir modelle Akkuyu Nükleer Santrali inşa ediliyor. Anlaşma hukuka aykırı bir şekilde yapılmıştı yani Akkuyu’daki nükleer santral iç hukukta bulunan kanun ve yönetmelikler yoluyla değil de bir milletlerarası anlaşmayla imza edilmek istenmiştir. Akkuyu Nükleer Santral anlaşması hukuken tartışmalı bir metindir. Yani bu durum toplumun gözü önünden, denetlemeden, hukuktan ve yargıdan kaçırılmıştır. Bütçe görüşmelerinde ise AKP tarafından ısrarla Akkuyu Nükleer Santrali’nin önemli bir yatırım olduğundan, ülkeye enerji politikaları yönünden yaratacağı faydalardan söz edilmiştir. Santral için öngörülen altmış yıllık süre içerisinde 200 milyar dolar Rusya’nın kasasına para girecektir. Ayrıca, santralin söküm maliyetleri de ayrı bir tartışma konusudur.

Beyaz Altında Rekolte Yüksekliği Yüzleri Güldürdü Beyaz Altında Rekolte Yüksekliği Yüzleri Güldürdü

"TÜM DÜNYA NÜKLEER ENERJİDEN UZAKLAŞIRKEN BİZ NÜKLEERDE NEDEN BU KADAR ISRAR EDİYORUZ"

Sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları ısrarla uyarıyor; Akkuyu Nükleer Santrali’nin kurulduğu bölgedeki zeminin uygun olmadığı, kurulacak alanın 30 kilometre yakınından geçen fay hattı sebebiyle deprem riskinin bulunduğu değerlendirmeleri yapılmaktadır. Yine, deniz suyunun sıcaklığının artmasıyla binlerce deniz canlısının yaşamı zarar görecektir. Tüm dünya nükleer enerjiden uzaklaşırken biz nükleerde neden bu kadar ısrar ediyoruz, bunu da buradan sormak istiyorum.

"AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ SADECE MERSİN İÇİN DEĞİL, ÜLKEMİZ İÇİN CİDDİ BİR TEHDİTTİR"

Ülkemizde nükleer alanında ilk adım 1956'da Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulmasına giden sürece dayanmaktadır. Aradan geçen onca zamana karşın ne yapılmış diye bir bakarsak ne bir nükleer enerji strateji belgesi var ne bir yol haritası var ne de bir eylem planı vardır. Hatırlarsanız, 2022 yılında, Nükleer Düzenleme Kanunu görüşmelerinde, Hükûmet kamuoyunu yanıltıcı bilgilendirmeler yapmış, nükleer santral yapınca nükleer teknolojiyle tanışılacağı gibi son derece hayalperest yorumlarda bulunulmuştur. Kısacası Akkuyu Nükleer Santrali sadece Mersin için değil, ülkemiz için ciddi bir tehdittir. Ekonomik bağımsızlığımız gibi enerjide de bağımsızlığımızın tehlikede olduğunu söylemek istiyorum.

"CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINA GİRERKEN ENERJİ POLİTİKALARIMIZ GÜVENİLİR, ULAŞILABİLİR, UCUZ, KALİTELİ OLMALIDIR"

Ülkemizin enerji verimliliği potansiyelini kullanarak ve yenilenebilir enerji politikalarıyla güvenli, ucuz ve temiz enerji üretmek mümkündür. Bu nedenle, Türkiye dünyada hızla değişen, dönüşen enerji düzlemini vakit kaybetmeden yakalamalıdır. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken enerji politikalarımız güvenilir, ulaşılabilir, ucuz, kaliteli, çevreyle dost, sürdürülebilir bir şekilde önceliğimiz olmalıdır."

Kaynak: haber merkezi