MIT Ekonomi Profesörü Daron Acemoğlu Türkiye İş Bankası'nın 100. yılında Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı'nda küresel ekonomiye dair önemli bilgiler aktardı. Daha sonra ise gazetecilerin sorularını cevapladı. CNBC-E’ye konuşan Acemoğlu enflasyonun düşürülmesinin öncelikli konu olduğunu söyledi.
Dünyaca ünlü ekonomist Acemoğlu, Türkiye’nin ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Acemoğlu öncelikli olarak enflasyonun düşmesi gerektiğini vurguladığı konuşmasında enflasyonun düşmeden fakirlik ortadan kalkmaz dedi.
Acemoğlu “eğer enflasyon düşürürsek ve yine kredi ve inşaatla bağlı bir büyüme sisteminin içine girersek Türkiye’nin geleceği için iyi olmaz” ifadelerini kullandı.
Konferansta yaptığı konuşma ise şöyleydi
Türkiye Ekonomisi: Düşük kaliteli büyüme ve yüksek eşitsizlik
Türkiye’nin düşük kaliteli bir büyüme yaşadığını ve verimliliğin neredeyse hiç artmadığını belirten Acemoğlu, teknolojiye yapılan yatırımların yetersiz kaldığını söyledi. Türkiye'nin toplam faktör verimliliğine katkısının 2001-2006 yılları dışında sıfır olduğunu vurgulayan Acemoğlu, ülkenin ihracat yapısına bakıldığında yüksek teknoloji ürünlerinin payının oldukça düşük olduğunu ifade etti. Türkiye’nin büyümesinin büyük ölçüde inşaat ve tüketime dayalı olduğunu belirten ekonomist, “Yatırım da gerekli ancak Türkiye’de bu yatırımlar büyük ölçüde inşaat sektörüne gidiyor. Teknolojiye olan yatırımlar azaldıkça gelir eşitsizliği de artıyor. Türkiye, Latin Amerika’nın en eşitsiz ülkeleriyle aynı seviyede bir gelir dağılımı eşitsizliği yaşıyor," dedi.
Yolsuzluk ve ekonomik denetimde çöküş
Acemoğlu, Türkiye’nin 2006'dan sonra yolsuzluk ve ekonomik denetimde büyük bir gerileme yaşadığını ve bu durumun ekonomik ve siyasi kurumların iç içe geçmesine neden olduğunu söyledi. Dünya genelinde son 20 yılda demokratikleşme açısından en kötüleşen ülkeler arasında Türkiye’nin 4. sırada olduğunu ifade etti.
Acemoğlu’nun analizine göre, Türkiye’nin, yapay zeka, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği, makroekonomik dengesizlikler, küresel ekonomi düzenindeki değişimler ve demokrasi krizinden oluşan altı ana akıma hazır olmadığı açıkça görülüyor. Teknolojiye yatırım yapmayan ve beşeri sermayesini doğru şekilde kullanamayan bir ülke olarak Türkiye'nin, bu zorlukların üstesinden gelmek için ciddi adımlar atması gerektiği belirtiliyor.