Unutulmayacak birçok önemli olay ve gelişmelere şahit olan 2023 yılı, Türkiye için de hafızalarda kalacak bir sene oldu. Takvimler 6 Şubat Pazartesi’yi gösterdiğinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde saat 04.17’de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yaklaşık 9 saat sonra saat 13.24’te Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Deprem, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Kilis, Adana ve Diyarbakır başta olmak üzere 11 ilde hissedildi.
Resmi açıklamalara göre 6 Şubat depremlerinden 13 milyon kişi doğrudan etkilenirken 11 ilde en az 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti.
Ciddi kayıpların ve yıkımların yaşandığı illerde aylarca soğuk hava koşullarında kurtarma çalışmaları devam etti. Yüz binlerce insan evsiz kaldı, çadırlarda kalmaya başladı.
Binlerce insanın hayatını kaybettiği depremde hala bulunamayan yüzlerce kayıp olduğu bilinmektedir. Bir sene dolunca bulunamayan kayıplar resmi olarak “ölü” kabul edilecek
Bu depremde bir anda 85 milyon ‘tek yürek’ oldu. Yurt içinden ve yurt dışından ekipler arama kurtarma çalışmalarını sürdürürken, tüm Türkiye enkazdan bir can daha çıkarılmasını bekledi. Kimi ekran başındaydı kimi radyodan takip etti kimi sosyal medyada yardım çağrısı yaptı.
Nasıl Bir Etkisi Var ?
Depremi bizzat geçirmiş kişiler için yarattığı korku ve derin üzüntü, ruh sağlığı üzerinde son derece etkilidir. Depremzede olmayan kişiler için de ciddi bir korku ve üzüntü yaratır.
Depremler, fiziksel zararın ötesinde insanların psikolojisini de derinden etkileyen travmatik olaylardır. Deprem yaşayan kişilerde şok, şaşkınlık, öfke, çaresizlik, güçsüzlük, güven ve kontrol kaybı, ölüm korkusu gibi duygular ortaya çıkabilir. Ayrıca, depremi doğrudan deneyimlemeyen kişiler bile haberler aracılığıyla dolaylı olarak etkilenebilir, bu da ikincil travma olarak adlandırılır. Bu kişiler de yaşananlara yönelik yoğun üzüntü, çaresizlik, kaygı ve suçluluk duyguları yaşayabilir.
Türkiye’nin jeolojik olarak deprem ülkesi olması pek akılda tutulmaz. Hatta göz ardı edilen bir gerçektir. Kahramanmaraş’ta yaşandığı gibi deprem meydana geldiğinde hatırlanan ama aynı zamanda korkusunun yaşandığı da bir afettir.
Depremin psikolojik etkileri, kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir ve süresi de farklılık gösterebilir. Genellikle, bir ay kadar süren akut stres tepkileri yaşamak normal kabul edilir. Ancak bu süre aşıldığında ve belirtiler devam ederse, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gelişmiş olabileceği düşünülür.
Deprem sonrası insanlar genellikle psikolojik şok, pasifleşme ve toparlanma aşamalarından geçerler. Şok aşamasında kişiler aşırı korku, tepki verememe ve çaresizlik hissedebilir. Pasifleşme aşamasında kişiler travmatik durumun etkisinden kurtulmaya çalışırken güçsüz ve yorgun hissedebilir. Toparlanma aşaması ise kaygıların en yüksek seviyede olduğu, uykusuzluk, kabuslar, sürekli deprem olacağı korkusu, irkilme tepkileri gibi belirtilerin görülebileceği bir dönemdir.
Direkt ya da dolaylı yoldan maruz kalmaya bağlı olarak bu etkinin süresi değişmektedir. Kimi insanda çok uzun süre etkiler devam edebilirken kimi insanda daha kısa sürebilir. 1 ay civarı etkileri yoğun bir şekilde yaşamak çok olağanken 1 aydan uzun devam eden psikolojik zorlanmalar travma sonrası stres bozukluğuna işaret etmektedir.
Deprem sonrasında psikolojiyi korumak için yapabilecekler;
- Deprem anında yaşadıklarınızı konuşmaktan kaçınmayın.
- Duygularınızı, düşüncelerinizi, üzüntünüzü bastırmayın.
- Depremle ilgili duygu ve düşüncelerinizi yakınınızdakilerle paylaşın.
- Hayatın anlamını düşünün ve gelecek planları yapmaya çalışın.
- Yaşadıklarınız karşısında kendinizi çaresiz, hiçbir şey yapamayacak durumda hissedebilirsiniz. Deprem yaşamış kişilerde tüm bu belirtilerin görülmesi normaldir, doğaldır.
Ancak bu yakınmalar azalmıyorsa, yaşamınızı güçleştiriyorsa, baş etmede zorlanıyorsanız bir uzmandan psikolojik destek alabilirsiniz.
Nasıl Başa Çıkılır ?
Deprem bireysel travma olduğu kadar toplumsal travma olma özelliği de taşımaktadır. Her türlü travmanın atlatılmasında sosyal destek büyük önem taşımaktadır. Deprem gibi toplumun büyük kesimini etkileyen doğal afetlerde toplumsal destek, dayanışma, paylaşım sürecin atlatılmasında büyük önem taşımakta ve iyileştirici özelliği bulunmaktadır.
Depremin psikolojik etkileriyle başa çıkabilmek için bireylerin ve toplumların birlikte çalışması önemlidir. Kişisel düzeyde, hissedilen duyguların normal olduğunu kabul etmek, sevdiklerle bu duyguları paylaşmak, günlük rutini sürdürmeye çalışmak ve gerektiğinde profesyonel yardım almak faydalı olabilir. Toplumsal düzeyde ise dayanışma, sosyal destek ve paylaşım çok önemlidir.
Deprem travmasının uzun süreli etkileriyle başa çıkmak için, öncelikle olayla ilgili duygu ve düşünceleri sindirmek gerekir. Sindirme sürecinde profesyonel destek almak, bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmaya yardımcı olabilir.