“Dur” demeyecek miyiz?

Abone Ol

                Genel seçimlerden çıktık, yerel seçimlere daldık…

                “Daldık” sözcüğünü özellikle kullandım. Neden mi?

                Özellikle de ekonomik olarak çöken, gerileyen, eyaletleri bile başkaldıran, parası dünya parası olmaktan çıkmakta olan ABD, dayatmalarına devam ediyor.

                Tamam, biliyoruz ki, çökmekte olan dünya güçleri gerilerken daha da saldırganlaşır, gücünü yeniden bulmak için her yolu dener…

                İyi, güzel de o dünya devi gerilerken bizim yapmamız gerekenler yok mu?

                Önceki yazımızda söz etmiştik. Doların dünya ölçeğinde kabullenilen para olduğunu ve İngilizcenin de dünyada en çok kullanılan dil olduğunu…

                Ancak, uluslararasında yaygınlığı olan bir dil, her ulus için de genel-geçer değildir, olamaz. Ve bunun en açık, anlaşılır biçimde ne olması gerektiği konusunu da kurucu önderimiz Atatürk açıklamıştır; Dilimizi yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıyız!

                Dönelim giriş bölümüne;

                Genel seçimler bitti. Her ne kadar genel seçimlerde de geçerli olması gerektiği gerçeği varsa da yerel seçimler bu konuda daha etkin olmaktadır ve yetkilidir.

                Nasıl mı?

                Belediyeler tüm esnaf için yeni bir değişiklikle, işyeri isimleri hakkında düzenleme yapabilir ve Türkçe olmayan isimleri yasaklar,

                Var olan isimlerle ilgili olarak da tespit edilen bir süre verilir ve aynı işlemler onlar için de uygulanır,

                İşyeri sahiplerinin amaçları, işyerlerinin ne ile ilgilendikleri ne sattıkları ne sergiledikleri vb. ise tüm bunların Türk Milleti tarafından anlaşılır olmasının gerektiği açıklanır ve yerel düzenlemelerle kesin hükme bağlanır…

                Yolda yürüyenlerin, aradıkları ürünün hangi mağazada olduğunu anlamaları için, başlarını sağa-sola sürekli biçimde çevirmeleri ya da anlamaya çalışmaları (!) gerekmemelidir.

                Kaldırımlar, parklar, bahçeler, kurslar, eğitim merkezleri, beceri atölyeleri, üretim alanları vb. hepsi elbette çok önemli… Ancak tek, ciddi, yarattığı hasar tanımı mümkün olamayacak kadar büyük olan Türkçe dilimizin kullanılmaması, sahiplenilmemesi, geliştirilmemesi, ısrarla ve hatta inatla yabancı diller boyunduruğuna sokulması acil önlemler gerektiren, son derecede önemli bir durumdur…

                Yerel seçimlerde aday olanlara duyurumdur;

                Türkçe diline sahip çıkarak çalışmalarınıza başlayınız ve Türkçe dilinin kullanılması ve sahiplenilmesi ile ilgili kararlar alarak uygulamaya koyacağınızı açıklayınız. Göreceksiniz; kesinlikle öne çıkacaksınız ve daha çok sahiplenileceksiniz!

                Haydi o zaman, deneyelim ve başarıları görelim!