Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Maraş merkezli depremden etkilenen illerde yıl sonuna kadar 200 bin konutun teslimini yapacaklarını iddia etti. Konuşmasında, kentsel dönüşüme vurgu yapan Erdoğan, 'acele' edilmesi gerektiğini anlattı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu da hedef alan Erdoğan "Tıpkı 1989'da olduğu gibi kirlenmiş bir yönetim var" dedi.
Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni canlı bağlantıyla katılan Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:
AMACIMIZ 442 BİN HAK SAHİBİNİ EVİNE, İŞYERİNE KAVUŞTURMAK: Dünyanın en başarılı iyileştirme operasyonunu gerçekleştirdik. Her afetzedenin yanında olduk. Bugün 30 bin 723 vatandaşımızı daha evlerine kavuşturuyoruz. Böylece 1,5 ayda 76 bin konut sayısını aşmış bulunuyoruz. İnşallah bu sayıyı yıl sonuna kadar 200 bine tamamlayacağız. Amacımız 442 bin hak sahibinin hiçbirini mağdur etmeden tamamını yuvalarına ve iş yerlerine kavuşturmaktır.
YIKIMIN MALİYETİ 104 MİLYAR DOLAR: Depremin yol açtığı yıkımların maliyeti 104 milyar doları buluyor. Sadece bu yılın bütçesinde deprem çalışmalarına 1 trilyon liranın üzerinde kaynak ayırdık. Geçen yıl da aynı meblağda harcama yapmıştık. Bunlar sadece bütçeden yaptığımız harcamaları ifade ediyor. STK’larımızın, özel şirketlerimizin, vatandaşlarımızın, belediyelerimizin katkıları bunun dışındadır. Önümüzdeki yıldan sonra ülkemizin ve şehirlerimizin üzerindeki deprem yükünü tümüyle kaldırmayı planlıyoruz.
EKONOMİ PROGRAMINI ZOR ŞARTLARDA SÜRDÜRÜYORUZ: Bölgemizde ardı ardına yaşanan insani krizler ve çatışmalar bitmek bir yana sürekli genişliyor. Hayat pahalılığıyla mücadelenin önceliklerimizin başında yer aldığı ekonomi programımızı zor şartlarda uygulamayı sürdürüyoruz. Seçim sonrası için felaket senaryoları yazarak bu programı sabote etmek için çalışanlar var. Onları da yakından takip ediyoruz.
DÖNÜŞÜME DAHA ÇOK KAYNAK AYRILACAK: Deprem maalesef bizi beklemiyor. Şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getirmek için acele etmeliyiz. Bilhassa İstanbul gibi yoğun nüfusa sahip yerlerde böyle bir afetin altından kalkmak gerçekten çok zor olacaktır. Yarısı Bizden Kampanyası’yla önemli bir adım attık. Deprem bölgesindeki çalışmalarımızın bitmesiyle diğer şehirlerimizin dönüşümüne daha çok kaynak ayırma imkanına kavuşacağız.
ZÜBÜK SİYASETİ: Zübük siyasetiyle, başka alanda insanların gözlerini boyamak belki mümkün olabilir. Ama bu anlayışın deprem karşısında önemi yoktur. Bunun içinden milletimden kendi evinden başlayarak ülkesini depreme karşı hazırlayacak olanlara destek vermesini istiyorum. Deprem ihmale gelmeyecek bir konudur. İstanbul’a Murat Kurum kardeşimizi aday gösterdik. Murat Kurum kardeşimizin İstanbul’u depreme en iyi şekilde hazırlayacağından şüphe duymuyoruz."
'İSTANBUL'DA KİRLENMİŞ BİR YÖNETİM VAR'
Erdoğan daha sonra yine canlı bağlantıyla, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metrosu Açılış Töreni'ne katıldı. Törendeki konuşmasında, İstanulbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef alan Erdoğan "Bakanlığın bazı projelere yoğunlaşan katkısı ulaşım sorununu çözmeye yeterli değildir. Büyükşehir belediyesinin de üzerine düşeni yapması lazım ki sorunlar çözülsün. Yol yapmayı, metro yapmayı, vapur işletmeyi bilmeyen bir yerel yönetim İstanbul'un kaderi değildir. Bırakın yeni projeler yapmayı, sıkıntısız işleyen bir sistemi bile yönetmeyi beceremediler. Bu zihniyet sürdükçe İstanbul trafik çilesi çekmeye devam edecek. Bugün İstanbul'da sadece iş bilmez, iş yapmaz bir yönetim değil kirlenmiş bir yönetim vardır. İstanbul nereye gittiği belli olmayan deste deste para görüntüleriyle gündeme gelmektedir" dedi.
KILIÇDAROĞLU'NA: SESİ SOLUĞU ÇIKMIYOR
CHP'nin İstanbul İl Binası'nın alımında toplanan yardım paralarına ilişkin para sayma görüntüsüne de değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"CHP'ye il binası aldığı söyleniyor. Ancak bununla ortadaki paralar arasındaki orantısızlığı kimse ifade edemiyor.
Hesap uzmanıyım diye övünenlerin ise hiçbir yerde sesi soluğu çıkmıyor. İstanbul'u geriletenler siyaseti de kirleterek ülkeye ve şehre kötülük yapmıştır. Geciken eser ve hizmetlerin eseri vakit ve kaynak meselesidir. Milletimiz benzeri durumlara 1980'li 90'lı yıllarda şahit oldu.
Orta yaş üzeri kuşak iyi bilir. 1989'da İstanbul'da, Ankara'da CHP'li belediyelerin hesabını veremediği pis işler yüzünden skandallar yaşandı. Milletimiz bunların hepsini tasfiye etti ve bizi iş başına getirdi. Aynı filmi yeniden izliyor gibiyiz. İsimler farklı ama kafalar aynı. Bu ülkeye de, bu şehirlere de yazık."