Tepkilere Neden Olmuştu: İklim Kanunu Meclis'ten Döndü Tepkilere Neden Olmuştu: İklim Kanunu Meclis'ten Döndü

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamalarda dış politikadan muhalefet eleştirilerine, iklim değişikliğinin tarıma etkisinden Suriye’deki gelişmelere kadar çok sayıda gündem maddesine ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı. Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası konumuna vurgu yaparak “Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu ya da düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir,” dedi.

“Dostluğu Ya Da Düşmanlığı Test Edilecek Bir Ülke Değiliz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dış politikadaki pozisyonuna ve bölgesel gelişmelere dair şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ortadoğu'daki her gelişme, kriz, sorun doğrudan doğruya bizi, ülkemizi, milletimizi, ekonomimizi, güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci, proaktif ve cesur anlayışla hadiseleri okumak, politikalarımızı güncellemek mecburiyetindeyiz. Bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. Hariciye teşkilatımız bugün 260'ı aşkın temsilciliğiyle dünyanın en geniş 5 diplomatik ağı arasında yer alıyor. TİKA, AFAD, Kızılay, THY, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Türkiye Maarif Vakfımız birbirinden önemli projelere imza atıyor.

Askeri mevcudiyetimiz genişlerken savunma sanayi ürünlerimiz birçok ülke tarafından kullanılır hale geldi. Türkiye'nin sert güç ve yumuşak güç unsurları daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminin avantajları kullanarak bölgedeki değişimin olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz."

Türkiye'nin küresel sistemdeki rolünün giderek arttığını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır. Türkiye her halükârda sulhu sükunun tarafındadır. Her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir. Aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu ya da düşmanlığı test edilecek bir ülke de değildir. İstiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz," ifadelerini kullandı.

“Muhalefet Mandacılıktan Kopamıyor”

Erdoğan, konuşmasında ana muhalefet partisine sert eleştirilerde bulunarak şu ifadeleri kullandı:

"Muhalefet yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz. Mandacılık hastalığından kurtulamayan ana muhalefetin bizim bu duruşumuzu, Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değil.
Onlar bırakın dünyayı okumayı burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde nasıl bir değişim yaşandığını kavrayışa sahip değiller. Batı karşısında mahçup ve mağlup, kendi devletine karşı mağrur ve müfsid bir karakterle adeta zihnen mefluç olmuş durumdalar."

“Suriye’de 8 Aralık Öncesine Geri Dönüş İhtimali Ortadan Kalktı”

Erdoğan, Suriye meselesine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımız asla zaafiyet olarak algılanmamalıdır. Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabrını sınamak yerine örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmelidir. Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa açık söylüyorum karşısında Suriye hükümeti ile birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoru ile Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek bu ülkenin bölünmesine asla izin vermeyiz.
Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş gibi bir ihtimal ortadan kalkmıştır. 8 Aralık devrimiyle bu ülkede artık yeni dönem başlamıştır. Suriye huzura ve istikrara kavuştukça bunun kazananı bölgedeki tüm halklar olacaktır. Türkiye bu sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacaktır. Gazze'deki kardeşlerimizin kendi yurtlarında özgürce yaşamaları için her desteği vereceğiz."

“Üreticimizin Zararlarının Tazminini Ele Aldık”

Erdoğan’ın gündeminde iklim değişikliğinin tarıma etkisi ve üreticilerin yaşadığı zararlar da vardı.

“İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalıyoruz. İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu ve toprağı hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz.
Hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkemizin belli bölgelerinde don, kar yağışı ve dolu olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Tüm üreticilerimize, çiftçilerimize geçmiş olsun diyorum,” diyerek başlayan Erdoğan, zararların tazmini için çalışmaların sürdüğünü şu sözlerle dile getirdi:

"Başta hububat, baklagiller ve tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurtiçi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek risk yok. Belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor.
Bu olay bizlere TARSİM'in önemini tekrar hatırlatmıştır. Sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin %70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması büyük önem taşıyor.
Bugünkü kabine toplantımızda, üreticilerimizin zararını tazmin konusunda neler yapabiliriz bunu enine boyuna değerlendirdik. Tarım ve Orman Bakanlığımız, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için çalışmalarına başladı."

Erdoğan, süreci Tarım Bakanlığı'nın çiftçilerle yakın istişare içinde yürüteceğini belirterek, "Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz," dedi.

Kaynak: Haber Merkezi