Esad’ ın kaçışının bilinmeyen öyküsü…

Abone Ol

Aşağıdaki makaleyi 13 yıldır süren iç savaşın 13 günde nasıl bittiğine ışık tutması, bilinmeyen perde arkası yaşananlarla ilgili sır perdesini aralamaya katkı sunacağı umuduyla Londra’ da yayınlanan entelektüel Arap dünyasının önemli Dergisi Al Majalla’ dan derledim…

Bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmamış detaylarıyla Esad’ ın Film gibi kaçışını “Esad'ın kaçışı ve Şer'a'nın gelişiyle ilgili içeriden bilgiler” başlıklı araştırma önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak çok daha kapsamlı yayınlar arasında yer alacağına şüphe yok…

İşte yıllar alabilecek gelişmelerin 9 güne sığdığı o tarihi sürecin fazla bilinmeyen öbür öyküsü:

27 Kasım Çarşamba günü HTŞ militanları İdlib’ ten Halep’ i teslim almaya doğru yürürken, Esad, aylar öncesinden planladığı gibi oğlunun mezuniyet törenine katılmak üzere Moskova'daydı. Haber yayıldığında Esad, törene katılmaktan vazgeçip olayları takip etmek üzere kendini Four Seasons Oteli'ndeki odasında izole etti.

Cuma günü, Halep düşerken Esad, Şam'a geri dönen bir uçaktaydı…

Şam’a vardığında, verdiği talimatla bir yandan Mezzeh askeri havaalanında savaş uçaklarıyla kamufle edilmiş sivil bir uçak kritik belgeleri ve eşyaları kaçırarak Suriye'den kaçışına hazırlanırken, kendisi gücünden hiçbir şey kaybetmemiş gibi güvenlik ve askeri liderleriyle acil toplantılar yapıyor, İranlı ve Rus müttefikleriyle yol haritasını gözden geçiriyor, karşı saldırı başlatma konusunu tartışıyordu.

Baas rejimi yıkıldıktan sonra Al Majalla’ ya konuşan görgü tanığı, Muhalif gruplar kuzeyden ve güneyden ilerlerken, Mazzeh Askeri Havaalanı'na inen ve askeri uçaklarla çevresi kapatılan sivil uçağa binlerce kutu, video ve fotoğraf albümlerinin yüklendiğini anlatacaktı.

35 bin kişilik Suriye ve İran gücünden oluşan orduya rağmen Halep’in 350 muhalif tarafından tek kurşun atılmadan el değiştirmesi Rusya’ daki Putin yönetimi için büyük şok etkisi yarattı…

Nitekim Putin 19 Aralık 2024 günü geleneksel hale getirdiği ve bir yılı değerlendirdiği basın toplantısında şunları söyleyecekti:

"Halep'i İran ve Suriyeli güçlerden oluşan 35 bin kişilik ordu savunuyordu, 350 kişilik HTŞ şehre girince ordu kayboldu. Bizim Suriye' de kara ordumuz yoktu, iki askeri üssümüz vardı bugün de var. Askeri üslerimizin kalıcılığı konusunda henüz karar vermedim. Rusya' yı Suriye üzerinden zayıf gösterme çabalarını anlıyorum ama gerçek bu değil"

Halep’ in ardından Hama’ yürüyen HTŞ'nin ilerleme hızı herkesi şok etti. Esad’ a bağlı ordunun askerleri ya savaşmayı reddedip, toplu halde teslim oluyor, bir bölümü de Irak'a geçmeye çalışıyordu.

Putin, daha fazla kan dökülmesini önlemek ve Suriye'deki Rusya çıkarlarını korumak amacıyla Esad’ a istifa etmesi yönünde tavsiyede bulunsa da Esad, Baas’ ın kutsal müttefiki Rusya’nın bu önerisini reddetti. Kaçış planları ise muhaliflerin Şam’a dayanmasıyla ancak 7 Aralık’ı 8 Aralık’ a bağlayan gece yarısında netleşti.

7 Aralık akşamı Esad, Rus yetkililerden yeni ve son bir uyarı bir telefon aldı. Moskova, Suriye’nin başkenti Şam’da olası çatışmaların önüne geçmek amacıyla Esad’a şehri terk etmesini tavsiye etti.

Bu görüşmenin ardından, Esad 8 Aralık sabahı Hmeymim üssüne kaçtı ve oradan Moskova’ya uçtu.

Ancak kaçış planı, en yakın çevresinden bile gizlendi.

Kardeşi Mahir Esad ve birçok üst düzey yardımcısı, liderin gidişinden haberdar edilmedi. Esad, kaçarken yalnızca danışmanı Mansur Azzam ve koruma birimi lideri Tuğgeneral Muhsin Muhammed’i yanına aldı.

Ayrılışı aceleyle ve gizlice gerçekleşti. Kardeşine, yeğenine, muhafızlara, kıdemli yardımcılarına gideceğini bile söylemedi ve özellikle muhafız konvoyunun başı olan Tümgeneral Fayez Jumaa'yı alabildiğince kendisinden uzak tuttu. Yanında sadece iki kıdemli yetkiliyi götürecekti;

Başkanlık İşleri Bakanı Mansour Azzam (kardeşi Rusya'da bir iş adamı) ve Tuğgeneral Mohsen Mohammed, artı küçük bir personel birliği.

Kaçtığının haber alınmasıyla büyük panik yaşandı.

Yönetim kademesinin önde gelenleri aceleyle kSuriye’ nin denize açılan sahillerine ulaşmaya çalıştı, kimisi kara yoluyla Lübnan'a veya Irak'a kaçtı, sonunda hepsi başka ülkelere dağılsa da önemli bölümü kaçış yolunda yakalandı.

**

Esad'ın ani yokluğu, yetkilileri ve askeri liderleri kargaşaya sürükledi. Askeri Güvenlik Şubesi Başkanı Tuğgeneral Ahmed el-Ali'nin ölümünden önce tanımladığı kaos da bunu kanıtlıyor.

"Neler olduğunu bilmiyoruz” diyor ve ekliyordu:

"Silahlı adamlardan oluşan büyük konvoylar üstümüze gelirken Ordunun çekilmesi ve tahliyesini kafamda tartıyordum. Tümen başkanıyla (Tümgeneral Kamal Hasan) iletişime geçtim ve bana ne pahasına olursa olsun savunma hattını tutmamı söyledi. Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas'ı aradım, o da bana takviyelerin yolda olduğunu ve hava kuvvetlerinin Rus hava desteğiyle (isyancıları) bombalayacağını söyledi.”

..

Tüm bunlar olurken Esad için kader ağlarını örüyor, adım adım tükenişle sonuçlanacak perdeye hazırlanıyordu, Suriye sahnesi…

Ve son:

Ahmed el-Şara Şam'a kuzey kapısından girerken, Esad arka kapıdan kaçıyordu. Şu ana kadar da ne istifa etti ne de özür diledi.

Bir hafta sonra, kendisine atfedilen bir açıklama, gidişinden Suriye ordusunu ve Rusya'yı sorumlu tuttuğunu gösteriyordu…

Her zamanki gibi, kendisiyle ilgili öz eleştiri yoktu ve yine başkasının hatalarına yüklüyordu gelişmeleri..

..

Al Majalla dergisindeki Esad'ın kaçışının perde arkasını aralayan çok kapsamlı dosyayı tü detaylarıyla okuduktan sonraki kanaatimle noktalayayım makaleyi:

Esad belli ki son dakikaya kadar Rusya' nın müdahil olup rejimini kurtaracağına inanmış, Rusya ise 35 bin kişilik kara ordusu tarafından savunulan Halep' in direniş olmadan 350 kişilik muhalif gücüne teslim edilmesiyle şoka girmiş ve Hmeymim Hava Üssü ile Tartus Deniz üssünü kurtarma önceliğiyle Esad'ı feda etmiş..