GEÇİM Mİ, SEÇİM Mİ? GELİR DENGESİZLİĞİ, EMEKLİLER PARTİSİ, SEÇİMDEN SONRA…

Abone Ol

Uğurola Mersin, Uğurola Türkiye…

2024 Yerel Seçimleri kapıda…

Kaynaklar seçim kazanma hırsı ile saçılıyor…

Bugüne kadar yapılmayan işler hummalı bir şekilde yapılıyor…

Aslında Belediye Başkanları sürekli böyle seçim havasında çalışsa daha çok hizmet yapar…

Özellikle billboardlara, gereksiz işlere o kadar çok para saçılıyor ki…

Hesaplayabilene aşk olsun!

Artık rahatsızlık veriyor bu billboard reklamları; bir de orantısız bir kullanım var billboardlarda…

Görev başında olanlar, kazanma şansı yüksek olup ta kaynak bulanlar sürekli billboardlardalar.

Tabii halka hizmet aşkı bu, başka bir şeye benzemez; insanı çok hırslandırıyor demek ki…

eşitsizlik: GELİR DENGESİZLİĞİ…

Yine bu köşede, 22 Ocak 2024 tarihli yazımda, EŞİTSİZLİK konusuna değinmiştim.

Küresel yoksulluğun azaltılmasına odaklı çalışan bir İngiliz kuruluşu, Davos Dünya Ekonomi Forumunda  eşitsizliğe dikkati çekti.

Bence Dünya’nın ve tabii ki Türkiye’nin de en temel sorunu eşitsizliktir; GELİR ADALETSİZLİĞİ BAŞTA.

2023 Yılı TÜİK verileri Toplam Gelirin yarısının en zengin yüzde 20’ye gittiğini ortaya koyuyor.

Yüzde 20’lik en yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak %49,8 olmuş.

Buna karşın en düşük gelire sahip %20'lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak %5,9 olmuş.

Yani fakir daha fakir, zengin daha zengin olmuş…

2023 Yılında kişi başı milli gelirin yaklaşık 13.000 ABD Doları olacağı belirtiliyor.

Kişi başı milli gelirimizi 20.000 ABD dolarının üzerine çıkartabilirsek, ancak İspanya, Portekiz, Slovenya ve Çekya gibi Avrupa ülkeleri düzeyine gelebiliriz.

Andorra, Fransa, İtalya ve Malta gibi Avrupa ülkeleri durumuna gelmek için ise 30.000 ABD dolarının üzerine çıkartmamız gerekiyor.

Bu düzen değişmeli” Sayın Bülent Ecevit bu sözü ortaya attığında her kesim farklı olarak algılamıştı.

Bir yurttaş "düzen hayatından memnun, düzülen ne zaman değişecek?" diye sormuştu!

Tabii patronlar bu düzen değişmeli sözünü farklı algılayıp endişeye kapıldılar; komünizmi mi kastediyor acaba?

Halbuki Sayın Ecevit, “Türkiye 1965-75” isimli kitabında “Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin en güçlü partisidir. Komünizmi, o önleyecektir, o güçlü oldukça, Türkiye’de komünizm olamayacaktır.” ifadelerine yer vererek komünizm ile mücadeleyi başa yazmıştı.

Sayın Ecevit patronların endişesinin farkına varıp patronlarla İzmir’de görüşmesinde, “düzen değişikliğinden korkmayın; düzen değişikliğinden özel sektörü yok etmeyi değil, aksayan işlerin düzeltilmesini kastediyoruz” mesajını vermişti.

İşte aksayan işleri belirleyip çözebilirsek gelir adaletsizliğini de sonlandırabiliriz.

İşleri aksatan en temel unsur YOLSUZLUKTUR; bu da irdelenmesi gereken bir olgudur.

EMEKLİLER PARTİSİ: BİR GÜN HERKES EMEKLİ OLACAK…

İki tane emekliler partimiz oldu.

Birincisi 2023 sonlarında kurulan ve Kurucu Başkanı Metin İmer olan TEP Türkiye Emekliler Partisi

TEP Türkiye Emekliler Partisi Genel Başkanı Metin İmer şöyle açıklıyor ana fikirlerini:

“Sadaka zamlardan, hor görülmekten bıktık. Bizler bu ülkeye ağır yük değiliz. Bizler çalışırken prim ödeyerek hak kazandık. Makam araçlarında, meclis lokantalarında hava atanlar asıl israf yükü onlar, astronomik maaşlarıyla devlete yük asıl onlardır. Biz üç kuruş emekli alanlar değil.”

İkinci parti ise 2024 yılında kurulan ilk siyasi parti olan EP Emekliler Partisi oldu.

EP Genel Başkanı Cengiz Erten, parti programı ana fikrini şöyle açıklamış:

“Ana konumuz emekliler ve emeklilik yasasının düzeltilip yaşam şartlarının iyileştirilmesidir. Emeklinin hak ettiği kaliteli ve insanca yaşam sürmesi, temel hedefimizdir. Ülkenin kayıpları kazanca döndüğünde başta emekliler olmak üzere tüm toplum refaha ulaşmış seviyede olacaktır. Bizler; emeklilerimizin haklarını koruduğumuzda, bütün çalışan emekçilerimizin haklarını da korumuş olacağız. Çünkü her çalışan bir emekli adayıdır.

Bu iki parti birleşip tek parti olabilirse Türkiye’de büyük bir güç haline gelebilir; her iki parti de düzenin aksayan yönlerini düzelterek düzeni değiştirmeyi amaçlıyor…

Siyasi ve ideolojik bir bağlantı ve saplantıları da yok…

Kendisinin ve çocuklarının geleceğini düşünen herkes rahatlıkla emekliler partisine üye olabilir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü, ilelebet payidar olması ve Atatürk İlkeleri düsturu ile hareket edeceklerini de açıklıyorlar.

Ne için çalışıyoruz?

Çoluğumuzun, çocuğumuzun geleceği için değil mi?

Yeni doğan çocuklarımız da birer emekli adayı değil mi?

Yani Emekliler Partisinin yalnızca emeklilerden oluşmayacağı aşikar…

Geleceğini düşünen genç ve orta yaşlı insanlar da bu partide yer alırlar ve alıyorlar da…

BİR GÜN HERKES EMEKLİ OLACAK!

Emekliler Partisine güzel bir slogan olabilir…

SEÇİMDEN SONRA…

Ajda Pekkan’ın bir şarkısı var: YA SONRA!

Seçilelim de sonra düşünürüz mü?

Seçilelim de yandaşlarımızla işlerimizi yürütelim mi?

Seçilelim de yurttaşa hizmet edelim mi?

Seçilelim de adil davranıp yurttaşın hakkını yemeyelim mi?

Belediyelerin parası yurttaşın parasıdır…

Emeklinin, işçinin, memurun, ev hanımının, çocukların, engellinin, fakirin, fukaranın, işsizlerin, iş adamının parasıdır…

Kimse ellerini ovuşturup yurttaşların parasına göz dikmesin!

Yoksulluğun artmasına neden olmayalım…

Almanya eski Başbakanlarından Sosyal Demokrasinin önemli isimlerinden Willy Brandt demiş ki:

“Açlığın hüküm sürdüğü hiçbir yerde barış uzun süre dayanamaz. Yeryüzündeki zenginler boş yere hayâller kurmasın! İnsanlık ailesi içinde yer alan yoksul evleri bu hızla arttıkça, hiçbir zengin o zenginliğini ilelebet koruyamayacaktır!”

GENÇLERE…

Kendini kısıtlama...

Birçok insan yapabileceğini düşündüğü şeylerle kendini sınırlıyor…

Aklının sana izin verdiği yere kadar gidebilirsin...

İnandığın şeyi hatırla, başarabilirsin…

Bahanelerinden çok daha güçlüsün, inan...

Kendini başkalarıyla kıyaslama...

Pes etme…

Herkese planlarını söyleme, sonuçlarını onlara göster.

Hiçbir şey içeriden parlayan ışığı azaltamaz.

Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…