1775 yılında başladı savaş ve 1783 yılında bağımsızlıklarını ilan ettiler.

                On üç eyaletle başlamışlardı şimdilerde elli eyalet oldular.

Evet evet Amerika Birleşik Devletlerinden söz ediyorum.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra “Birleşmiş Milletler” çatısında yine Amerika Birleşik Devletleri’nin dümeninde bir ittifak oluştu.

Yetmedi 1949’da NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) yapılandırıldı.

Amerika Birleşik Devletleri, dilini dünya dili yaptı ve doları da dünyada en çok dolaşımı olan para birimi haline getirdi…

Yetmedi, “En büyük benim, dünya beni kabul etmek zorundadır,” dedi ve sömürgeleştirmelere başladılar…

Hâlâ yetmiyor olacak ki, antlaşmalara, tüzüklere aykırı olacak biçimde her iki örgütlenmeye de üyeler alındı ve alınmaya devam ediyor…

                Doyumsuzluk diz boyu değil de boyun boyu olduğu için yetmezlikler de devam edegeldi.

Özellikle Avrasya coğrafyasındaki yeraltı ve yerüstü zenginlikleri de O’nun olmalıydı…

                Saldırdı, öldürdü, kaynaklara el koydu (Babasının malı saydı) eyaletlerine eyalet katıyor gibi davrandı, söz ve yetki bende dedi…

                Ülkelerin kaderi ellerimde, yalnız ve ancak benim sözüm geçer kabadayılığına soyundu…

                Önemli ölçüde başardı.

                Ancaaakkk MİLLETLER uyanmaya başladı.

                Ülkelerin kaynaklarına halkları sahip çıkmaya başladı

Ülkelerimiz bağımsız olmalı ve halklarımız da devrimle buluşmakta dediler…

                Amerika, sömürgelerini kaybetmeye başladı,

                Hainlikle girdiği ülkelerden çekilmek zorunda kaldı ya da bırakıldı (Son örnek Afganistan)

                Dolar, tek başına genel geçer akçe olmaktan çıkarıldı, (Ruble ve Yen kullanımları ve hatta Türk lirası-Ülkeler arası ticarette)

                Ekonomik olarak çökmeye başladı. (Çin, Hindistan, Rusya vb. ülkeler ilk sıralara yerleşmeye başladı)

                Sadece dışındaki dünyada değil kendi içinde de parçalanmaya başladı. (Son Teksas ayaklanmaları)

                Neresinden bakarsak bakalım, gidişat ülkemizden ve milletimizden yana… Yana da  hâlâ ve ısrarla Amerikan seviciliği ne yazık ki devam etmekte ülkemizde…

                NATO’nun genişlemesine “Evet” diyebiliyoruz,

                Rusya ile ilişkilerimizi ABD’nin çizdiği biçimde şekillendirme meyillerimiz var,

                Bölgemizdeki hainliklerin, ihanetlerin, katliamların sorumlusunu tespit ettiğimiz halde irade koyamıyoruz ve nabza göre şerbet vermeye devam ediyoruz…

                Oysa çok basit;

                Yerimiz; Avrasya

                Bölge ülkeleri ile birliktelik ise en büyük gücümüz,

                Çöken belli! Uyanan da!

                O zaman?

Gidişatı bilelim, öğrenelim, kendimize gelelim…