Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul ve Marmara Bölgesi için uyarıyı bir kez daha yaptı. Naci Görür, 7,5 büyüklüğünde bir deprem beklediklerini söyledi.
Görür, İstanbul Müteahhit ve İş İnsanları Derneğince (İMİDER) Eyüpsultan Kültür ve Sanat Merkezi'nde "İstanbul'da Deprem ve Kentsel Dönüşüm" başlıklı panelde konuştu.
Görür, dünya dışındaki ölü gezegenler ve gök cisimlerinde depremin olmadığını depremin yalnızca yaşam döngüsünün içinde olduğunu belirtti.
Türkiye'de de levha sınırlarında depremlerin olmaya devam edeceğinin altını çizen Görür, insanların kendilerini yönetmeye talip kişilerden kentleri depreme karşı dirençli hale getirmelerini talep etmelerini istedi.
Depremde on binlerce insanın ölmemesi için dayanıklı konutların yapılmasının önemini vurgulayan Görür,
"Deprem ne zaman, nasıl olur bizim konumuz değil. Fayları da tartışmak konumuz değil. Bunları üniversiteler, bilim insanları tartışsın. Bizim üzerinde durduğumuz, bu ülkenin herhangi bir yerinde herhangi bir zamanda büyük bir deprem olur, on binlerce insanımız ölebilir. Ölmemesi için gelin kentlerimizi depreme dirençli yapalım. Bu o kadar da zor değil, dünyada bunun yapılmış örnekleri var" diye konuştu.
Mikro bölgeleme çalışmalarının üzerinde duran Görür, topoğrafyanın ve jeoloji çalışmalarının deprem öncesi riskli bölgeleri tespit açısından önemli olduğunu vurguladı.
İstanbul'da 22 Mayıs ve 5 Ağustos 1766'da meydana gelen depremleri hatırlatan Görür, şöyle konuştu:
"Bu fay sistemi her 250 yılda bir deprem üretiyor. 250 senede enerji birikiyor, depremle rahatlıyor. Sonra tekrar oluyor. 1766'nın üzerine 250 yıl koyduğunuzda 2016 yapıyor. Onun için biz bağırıyoruz 'İstanbul'u depreme hazırlayın, Marmara Bölgesi'ne dikkat edin.' diye. 1999 depremi sonrası Marmara'da depreme ilişkin çalışmalar yaptık ve gördük ki kesinlikle Marmara'da deprem olacak. Sadece 1912 Şarköy depreminde kırılan kısımda bir şey olmayacak.
Diğer kısımdaki fay hattı kırılırsa 7,5'e varan deprem olacak. O kesin ama biz zamanını bilmiyoruz. Bugün mü olur, yarın mı olur bilmiyoruz. Aynen Kahramanmaraş depremini söylediğimiz gibi."