HABER: Derya ÖZGÜR
Deprem bölgesinden Mersin'e göç eden vatandaşların uzun süreli Mersin'de kalmayacaklarını düşündüğünü ifade eden Gültak, 'İktidarımız hızlı bir şekilde Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda Hatay'da, Maraş'ta, Antep'te, Adıyaman'da ve o bölgelerde konteyner kentler oluşturuyor. Mersin 2 ya da 3 ay bir misafirperverlik yapacak ve yapmak zorundayız. Onlar bizim insanlarımız. Ama bu insanların orada elektriğe, suya ve çocuklarının eğitime kavuştuğu andan itibaren buradaki göçün kalıcı bir göç olmayacağını düşünüyorum. O yüzden afet bölgesi ya da olağanüstü hal bölgesi iradesini ben mantıklı bulmuyorum. Bu hesabın arkasında iktidarımıza bir eleştiri yapmak isteyenlerin dili var, arkalarında da başka niyetler var diye düşünüyorum' dedi.
14 Mayıs seçimine yönelik değerlendirmede bulunan Gültak, '14 Mayıs'ta Türkiye'nin en kritik seçimlerinden biri olacak. Maalesef bazı siyasi partilerin, bazı belediye başkanlarının depremzedeler ve afetler üzerinden prim elde etmek istediklerini görüyorum. Bunlar çok yanlış. Çünkü bizim acılarımız taze, insanlarımızı yeni toprak altına verdik. Bizim bir an önce bu insanları ev sahibi yapmamız gerek ve Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, bir ay sonra birçok yerde temeller atılacak. Bir yıl içinde bu insanlar ev sahibi edilecek, iş sahibi edilecek. Bunlarla uğraşmak varken, bu insanların acılarını yaşamak varken bunun üzerinden siyaset yapmayı doğru bulmuyorum. Bu siyaseti yapanlar 4 yıl içinde ne yapmışlar, belediye başkanlıklarını da kendilerini de bir 'check' etsinler. Bu şehrin dönüşmesi konusunda, imarı konusunda neler yapmışlar, onlara baksınlar. Dolayısıyla bir afet veya bir olağanüstü hal ilan etmeye gerek yok. Devletimizin, valiliğimizin, kaymakamlarımızın, bizlerin, belediyelerin kendi imkanlarıyla bu konuyu en iyi şekilde atlatacağız diye düşünüyorum' ifadelerini kullandı.
'4 yılda 1000 konut bitiriyorum'
Seçildiği ilk günden itibaren Mersin'de kentsel dönüşüme önem verdiklerini ve bu yönde çalışmalar sürdürdüklerini belirten Gültak, bugüne dek 'Mersin'de kağıt üzerinde bir kentsel dönüşümden' bahsedildiğini ancak 20 yılda bunun hayata geçirilemediğini söyledi. Mersin'in imar sorununa yönelik açıklamalarda bulunan Gültak, 'Mersin'in 2 tane ana temel sorunu var. Birincisi imar sorunu. Yıllardır Mersin'e imar gelmiyordu ve bundan kaynaklı inşaat alanları ruhsat alamıyor; bu eski yapı stoklarının dönüşmesi de imkansız hale geliyordu. Tarım Bakanlığı'yla görüşmelerimiz sonucunda Mersin'de birçok alanın imara açılmasını sağladık. Bu çok önemliydi. Bunu başardık' dedi. Mersin'de Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli'de çok fazla yapı stoku olmasıyla birlikte kaçak yapı stokunun da dönüştürülmesi gerektiği üzerinde durduklarını ifade eden Gültak, 'Biz bu konuyu Büyükşehir'de, Akdeniz Belediyesi'nde konuştuğumuzda diğer siyasi partilerin meclis üyeleri veya bazı belediye başkanları bizi alaya aldılar. Biz tüm tiye almalara rağmen istikrarlı bir şekilde projelerimizi hazırladık. Dönüşümle ilgili çalışmalarımızı yaptık. Barış Mahallesi'nde vatandaşla toplantılar gerçekleştirdik. Vatandaşa neler yapacağımızı, neler olacağını anlattık ve vatandaş tercihini bizden yana kullanarak kabul etti. Bu kabul edilmiş projeleri de Ankara'da başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın destekleri, Murat Kurum bakanımızın destekleri ve TOKİ başkanımız Ömer Bey'in destekleriyle hayata geçirmeye başladık ve sonuçta şu an, Barış Mahallesi'nde yüzde 94'ün üstünde kabul gören bir projedeyiz. Bu, Türkiye'de bir rekor. Şu an yapılan binalar inşallah 8-9 aya kadar bitecek. Buradan çıkarttığımız vatandaşların hepsi de kira desteği alıyor ve dolayısıyla kimse mağdur edilmedi. Bu proje bu yılın sonuna doğru bitecek bir proje. Ama Çay Mahallesi'nde ise projeler bitti' diye konuştu.
Gültak, Mersin'deki ulaşım probleminin kaçak yapı stoku ve eski imar yapısıyla düzelme şansının olmadığını belirterek kentsel dönüşümün ulaşımı da etkilediğine dikkat çekti. Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında iki projenin tamamlanmakta olduğunu söyleyen Gültak, 'Bizim yine Turgut Reis'te Kültür Mahallesi'nde ve Bahçe Barış'ta ve ayrıca Çay Mahallesi'nde bir dahaki dönem için projelerimiz hazır. İnşallah seçimleri atlattıktan sonra diğer mahallelerdeki kentsel dönüşüm projelerimizle devam ettireceğiz. Ben 4 yılda 1000 konut bitiriyorum, bir dahaki 4 yılımda belki 1000 değil, 2000 bin konut bitireceğim. Fakat bu sadece benim uğraşmamla olacak bir şey değil. Başta büyükşehir belediye başkanı olmak üzere tüm belediye başkanları ve özel sektör bu işe el atarsa şehrimiz daha yaşanır, daha güvenli bir şehir olur. Biz bunu ispatladık, umarım bunları örnek alıp diğer belediye başkanlarımız da bu projelerini başlatabilir' ifadelerini kullandı.
'İklimde düzelme istiyorsak, mutlaka yeşil alanların sayısını arttırmamız lazım'
Mersin'in karşı karşıya olduğu kuraklık sorununa ilişkin Mersin'deki yeşil alanların eksikliği üzerinde duran Gültak, 'Özellikle Yenişehir ve Mezitli'deki birçok verimli tarım arazilerinin konut arazilerine çevrilmesi büyük bir yanlış. Dolayısıyla eğer biz yağmur istiyorsak, iklimde düzelme istiyorsak, mutlaka yeşil alanların sayısını arttırmamız lazım' dedi.
Kentsel dönüşümle beraber iç içe girmiş yapı stoklarının ortadan kaldırılıp araya yeşil alanlar koyulduğunda bunun iklimle mücadelede önemli bir tutum olacağını ifade eden Gültak, 'Şu anda 52 katlı binamızın çatısından etrafınıza; güneye, kuzeye, doğuya, batıya baktığınızda Mersin'in görüntüsü şu: Yumuktepe ve bizim eski mezarlığımızın dışında yeşil bir alan yok. Bir de bizim yaptığımız millet bahçesini göreceksiniz. Dolayısıyla eğer biz yağış istiyorsak, yağmur istiyorsak yine işin dolaşıp geldiği yer kentsel dönüşüm. Bu şehri düzenleyeceğiz. Çok daha fazla yeşil alanlar bırakacağız. Mersin, ileride tabii ki su sıkıntısı olan illerden bir tanesi. Burada, üniversitemizle, büyükşehir belediye başkanımızla ve diğer ilçe belediye başkanlarının da olduğu bir toplantı yapmamız lazım. Toplantılar güzeldir ama o toplantılardan çıkacak kararları uygulamak daha önemlidir. Tekrar altını çiziyorum. Eğer toptan bütün belediye başkanlarımız, özel sektör ve TOKİ'nin desteği alınarak Mersin'de kentsel dönüşümü yoğun bir şekilde hayata geçiremezsek sadece canlar kaybetmeyeceğiz; doğayı ve kendi imkanlarımızı da kaybedeceğiz' diye konuştu.