Michelangelo'ya sormuşlar, 'Nasıl böylesine güzel heykeller yapabiliyorsunuz?' diye.
O da Cevap vermiş : ' O güzellikler zaten taşın içinde var, ben sadece fazlalıkları atıyorum'.
Farkındayım, seçimlerimiz üzerine yazdığım bu üçüncü yazı olacak. Bir üçleme olarak kabul edin diyeceğim ama korkarım bunu dördüncüsü belki de beşincisi takip edecek.
Seçimlerimizin hepsi önemlidir bazıları ise daha önemli…
Önemli seçimler sürecindeyiz iki ayı geçkin bir zamandır. İki turlu bir seçimin ilk turu geçti, birkaç gün sonra ikinci turunda oy kullanıp seçimimizi yapacağız.
Teknik olarak seçimin ikinci turu olsa da aslında bu başlı başına bir genel seçim hatta referandum aslına bakarsanız.
Hayatımızı, yaşadığımız toplumu, içinde var olduğumuz tabiatı seçimlerimizle etkiledik, etkileriz, etkileyeceğiz, asırlardır, günümüzde ve gelecekte…
Bu seçimimiz de bunlardan biri olacak.
Seçimlerimizin büyük bir çoğunluğu, baskın olanı, istediklerimiz, arzularımız, ihtiyaçlarımız çerçevesindedir. Ona göre davranır, ona göre plan yapar, ona göre harekete geçeriz.
Kimi zaman ki çok sık olmaz, istemediklerimizden yola çıkarız seçimlerimizi yaparken. Hatta bazen o kadar baskın olur ki istemediğimiz, 'Bu olmasın da ne olursa olsun!' cümlesini kurarız tercihimizi yaparken.
Önünüzde birden fazla seçenek vardır mesela içinden birine karar vermek zorunda olduğunuz… Birinin hayata geçmesini hiç istemezsiniz. Tüm enerjinizi onun gerçekleşmemesi için harcarsınız. O kadar başattır ki bu istek, diğerlerinden hangisinin olacağını hiç umursamazsınız.
İstemediğinizin hayata geçmemesi sizin için yeterlidir…
İstemediğinizin yerine olanın sonuçlarını seve seve kabul edersiniz…
İnsanlarda bazen olur bu ve bazen de sadece istemediklerinin ayrışması sonucu ortada kalan belirler istenen şeyi…
Bazı insanlar hayatını bu şekilde sürdürmeyi seçerler, istemediklerinden artakalanıdır hayatı…
Bunun yanı sıra daha zorlu olanı da vardır; iki ya da daha fazla seçenek de çok ilginizi çeker, ama birini seçmek zorundasınızdır ve diğerlerinden vazgeçmek…
Birkaç gün sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi bir nevi referandum niteliğinde…
Bir kısmımızın kafası net istediğini tercih edecek gönül rahatlığıyla…
Bir kısmımız istemediğine göre yapacak seçimini…
Bir kısmımız da evet mührünü her iki seçenek arasında dolaştırıp duracak ve karar vermekte zorlanacak,
Seçimin sonucunu herkesin tercihlerinin toplamı belirleyecek…
Bana öyle geliyor ki, isteyerek tercih edenlerle, istemediğine göre oy verenlerin toplamı seçimin kazanını ilan edecek…
Tabii ki sandığa gidip oy verenler tarafından…