İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Hapishane Komisyonu, ‘Terörün Finansmanı Yasası’ kapsamında cezaevindeki yakınlarına para gönderenler üzerinde yaratılan baskıya ilişkin şube binasında basın açıklaması yaptı.
PİRHA'nın haberine göre; açıklama öncesi konuşan komisyon üyesi Hakkı Demir, cezaevine para gönderen kişilerin terör örgütüne yardım ve yataklıkla suçlandıklarına dikkat çekerek, bu tür hak ihlalleriyle mücadele edilmedikçe yeni suç türlerinin türetileceğini belirtti.
“MAHPUSLARIN YAKINLARININ GÖNDERDİKLERİ PARALAR YASALARA UYGUN”
Basın açıklamasını okuyan İHD Şube Sekreteri Bekir Sıtkı Keçeci, uzun süredir cezaevlerindeki mahpuslara para yatıran ailelere, vasilere, avukatlara ve yakınlarına “Terörün Finansmanı Yasası” iddiasıyla davalar açılarak tutuklandığını kaydetti. Keçeci, mahpusların yakınlarının gönderdikleri paraların yasalara ve cezaevi yönetmeliğine uygun olduğunu ifade ederek, kişileri tutuklamalara kadar götüren sürecin hukuksuz olduğunu vurguladı.
Mahpus yakınlarının gönderdikleri paralarla yaşamsal ihtiyaçlarını karşıladıklarını bunu da cezaevi yetkilileri ve görevlileri aracılığıyla yaptıklarını dile getiren Keçeci, “Hapishanelerde neredeyse para olmazsa yaşam mümkün değildir. Dolayısıyla mahpuslar, ailelerinin yakınlarının, arkadaşlarının, vasilerinin, avukatlarının yatırmış oldukları paraya ihtiyaç duymaktadırlar. Hapishanelerde mahpusların neredeyse tamamının ailesi düşük gelirli olduğundan derin bir yoksulluk da hakimdir. Özellikle son yıllarda cezaevlerindeki uygulamalardan kaynaklı mahpuslar arasında dayanışma ortadan kaldırılmış ve mahpusları daha da yoksullaştırılmıştır. Mahpuslar, ihtiyaçları olan maddi destekten de tamamen mahrum kalmış durumdadırlar” diye konuştu.
“YARGI BASKISINA SON VERİLMELİ”
Hapishanelerde derinleşen yoksulluktan kaynaklı mahpusların kendilerinden ve ailelerinden maddi destek talepli başvurular ulaştığını da sözlerine ekleyen Keçeci şunları söyledi:
“Mahpusların aileleri ve yakınları üzerinde oluşturulan yargı baskısı ile mahpuslara para yatırmanın suç olarak değerlendirilmesi sonucunda mahpuslar hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmekte, bu da hem fiziksel hem de ruhsal sorunları, ihlalleri beraberinde getirecektir. Yargı baskısına uğrayan kişilerin de gözaltına alınması, davalar açılması ve tutuklanması da ayrıca yakınları üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açmakta, işlerinden olmakta, özgürlüklerinden mahrum bırakılmakta ve sosyal olarak da zarara uğramaktadırlar. Hapishanelerde bulunan mahpusların hesabına para yatırılması suç değildir. Aileleri, yakınları ve avukatları üzerinde oluşturulan yargı baskısına son verilmeli ve yasa iptal edilmelidir.”