Şırnak Silopiya (Silopi) ve Cizîr (Cizre) ilçelerinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında katledilen Taybet İnan'ın cenazesi 7 gün sokakta bekletilirken, aynı dönemde Cizîr'de bodrumlarda katledilen kızı Hezni İnan'ın yakılmış elbiseleri 8 yıl sonra ailesine teslim edildi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti Êlih Milletvekilli Keskin Bayındır'ın da içinde olduğu bir heyet İnan ailesini ziyaret etti. Ziyarete Mêrdîn ve Şirnex DBP İl ve ilçe örgütleri ile Yeşil Sol Parti ilçe örgütleri, Barış Anneleri Meclisi, Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEBYA-DE) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) katıldı.
Ziyarette konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, yapılan zulmün önüne geçmek gerektiğine işaret etti. AKP-MHP iktidarının Kürt halkının değerlerini ortadan kaldırmak istediğini ifade eden Bayındır, 'Çektiğimiz bu acı ve ıstırap halkımızın özgürlüğü olacaktır. AKP ve MHP iktidarı 2015 yılında süreci tanklarla, toplarla yerle bir etti ve dağıttı. Bu devlet 2015 yılından bu yana Kürt halkının değerlerine aykırı politikalar uyguluyor. Bugün bile cenazelerimizi, kemiklerimizi torbalarla gönderiyor. Değerlerimizle oynamak istiyorlar. Bu politika ile Kürt sorununun çözümüne olan inancımızı ve umudumuzu bitirmek istiyorlar. Kürt halkı olarak, Botan halkı olarak bu politikalara teslim olmayacağız. Bu bölge hiçbir zaman zulmün mekanı olmadı. Biz buradan diyoruz ki; biz Kürt'üz ve burası da Kurdistan'dır. Kürt halkı olarak boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz' dedi.
'DİRENMEK MEŞRUDUR'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecride de değinen Bayındır, çözümün İmralı'da olduğunu hatırlattı. Bayındır devamla şunları söyledi: 'Bu iktidar kimsenin Kürt sorunu hakkında konuşmasını istemiyor. Ama bizler özgürlük talebimizi yükselteceğiz. Kürt sorununun çözüm yolunu göstereceğiz. Sayın Abdullah Öcalan'a karşı çok ağır bir tecrit uygulanıyor. İmralı'yı kuşatmak çözümü, özgürlüğü kuşatmaktır. Biz bu döngüyü kırana kadar, bu baskı devam edecek. Ancak Kürt halkı dört parçada direniyor. Bizler dilimize, kültürümüze sahip çıkacağız. Bizler buradan bu ahlaksızlığa, bu insanlık suçuna dur diyoruz. Bu insanlık suçu politikalarını meşrulaştırmak istiyorlar. Bu politikalara karşı, bu düşmanlığa karşı direnmek meşrudur. Bu politikaları kıyametin sebebi yapmak zorundayız. Bu zulmün önüne geçmeliyiz.'