İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda görev yapan 50 sözleşmeli akademisyenin açığa alındığı iddiaları kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Akademisyenlerin ani bir şekilde görevlerinden uzaklaştırılması üniversite çevrelerinde şaşkınlık yaratırken, konuyla ilgili resmi bir gerekçe sunulmadı. İstanbul Üniversitesi yönetimi ve konservatuvar cephesinden gelen çelişkili açıklamalar dikkat çekti.

Karar Rektörlükten, Gerekçe Belirsiz

T24’ten Ceren Bala Teke’nin haberine göre, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından yapılan açıklamada, “Resmiyetteki karşılığı açığa alınma değil. Rektörlüğün kararı. Herhangi bir gerekçe yok. Kadrolu hocalarımızla eğitime devam ediyoruz” ifadeleri kullanıldı. Konservatuvar yönetimi, alınan kararın rektörlük kaynaklı olduğunu belirtirken, sürecin detaylarına dair bilgi verilmedi.

Rektörlük Birimleri Bilgi Vermedi

Üniversitenin idari birimlerinden edinilen bilgilere göre, ilgili karardan haberlerinin olmadığı dile getirildi. Bu durum, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmediği yönünde eleştirileri de beraberinde getirdi. Rektörlük tarafından herhangi bir yazılı açıklama yapılmazken, açığa alındığı belirtilen akademisyenlerle ilgili yasal sürecin nasıl işleyeceği de belirsizliğini koruyor.

Eğitim Devam Ediyor Ama Soru İşaretleri Büyük

Konservatuvar, eğitim faaliyetlerine kadrolu akademisyenlerle devam ettiğini açıklasa da, öğrenci ve veli cephesinde yaşanan gelişmeler kaygıyla izleniyor. Açığa alındığı iddia edilen akademisyenlerin yerine yeni görevlendirmelerin yapılıp yapılmayacağı ise henüz netlik kazanmış değil.

İstanbul Üniversitesi’nin Tarihçesi

İstanbul Üniversitesi, Türkiye’nin en köklü ve prestijli yükseköğretim kurumlarından biridir. Kuruluşu, 1453 yılında İstanbul’un fethinden hemen sonra, II. Mehmed’in emriyle kurulan Sahn-ı Seman Medreseleri’ne dayanır. Bu yapı, Osmanlı döneminde bilim ve düşünce hayatının merkezlerinden biri olmuştur.

Volkan Konak Sahnede Hayatını Kaybetti: “Devrimciler Korkmaz” Deyip Gitti Volkan Konak Sahnede Hayatını Kaybetti: “Devrimciler Korkmaz” Deyip Gitti

Modern anlamda üniversiteleşme süreci ise 1933 yılında, Atatürk’ün gerçekleştirdiği üniversite reformuyla başlamıştır. Bu reformla birlikte Darülfünun kapatılmış, yerine Batı üniversiteleri modelinde kurulan İstanbul Üniversitesi açılmıştır. Yeni yapılanmayla birlikte, Avrupa’dan getirilen bilim insanlarıyla çağdaş, laik ve bilimsel eğitim anlayışı yerleştirilmiştir.

İstanbul Üniversitesi bugün, birçok fakülte, yüksekokul, enstitü ve araştırma merkeziyle eğitim, bilim, kültür ve sanat alanında önemli bir rol üstlenmektedir. Beyazıt’taki tarihi ana kampüsü başta olmak üzere, farklı yerleşkelerde on binlerce öğrenciye ev sahipliği yapan kurum, ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel üretimleriyle Türkiye’nin akademik dünyasına yön vermeye devam etmektedir.

Konservatuvar gibi sanat alanında faaliyet gösteren birimleriyle de kültürel mirasa katkı sunan üniversite, aynı zamanda Türkiye'de sanat eğitiminin gelişiminde de öncü rol oynamaktadır.

Kaynak: T24