Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 'Buraya gelişimizin temel nedeni TBMM iradesini kamuoyuna duyurmaktır. Hiç kimse bir milletvekilini, milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay'dan Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili seçilen tutuklu avukat Can Atalay'ı Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde ziyaret etti.

Kılıçdaroğlu, ziyaretinin ardından açıklamalarda bulundu. Can Atalay'ın hukuksuz bir şekilde hapiste tutulduğuna, hakkında bir mahkeme kararı bulunmadığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, 'Buraya gelişimizin temel nedeni TBMM iradesini kamuoyuna duyurmaktır. Hiç kimse bir milletvekilini, milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz' konuştu.

Açıklamalarında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a da seslenen Kılıçdaroğlu, Can Atalay'ın çıkarılması için gerekenlerin yapılması yönünde çağrıda bulundu.

'KARARLI OLDUKLARINI İFADE ETTİ'

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

'Kendisini dinledim. 4 konuyu gündeme getirdi, öncelikle çok heyecanlıyım dedi, ziyaretimiz dolayısıyla. Buradan çıktıktan sonra ilk işim Hatay'a gitmek, deprem bölgesindeki depremzedeleri ziyaret etmek, bunu çok arzuluyorum ve mutlaka gitmek istiyorum diye düşüncesini ifade etti. Davanın çok haksız bir dava olduğunu ve içeride boşu boşuna tutulduklarını ifade ettim. Gördüğüm kadarıyla bütün dava dosyasını neredeyse ezberlemiş durumda. Bütün haksızlıkları biliyor, yapılan haksızlıkları tek tek anlattı bize. Gerçekten inanılır gibi değil. her halukarda cumhuriyeti ve demokrasiyi savunma konusunda kendisinin ve arkadaşlarının kararlı olduklarını ifade etti. Biz de cumhuriyeti ve demokrasiyi her koşulda savunacağımızı, buraya gelişimizin temel nedeninin de milletin iradesine sahip çıkmak olduğunu demokrasiye sahip çıkmak olduğunu kendilerine aktardık.

Başkan Seçer: "Mersin, Cumhuriyetin ve Atatürk’ün Kentidir" Başkan Seçer: "Mersin, Cumhuriyetin ve Atatürk’ün Kentidir"

Çünkü, Sayın Atalay şu anda kendisi hükümlü değil, bunu bütün milletimizin bilmesi lazım, tutuklu. Yani hakkında bir mahkeme kararı söz konusu değil. Kendisi şu anda tutuklu, tutuklu olduğu zaman milletvekili seçilmek için dilekçesini veriyor, ilgili savcılıktan bir sabıka kaydı alıyor, hiçbir sabıkasının olmadığına yönünde Cumhuriyet Savcılığı'ndan aldığı yazıyı YSK'ye götürüyor, YSK'de 11 yargıç Sayın Can Atalay'ın seçime katılmaya hakkı olduğunu onaylıyorlar ve Sayın Atalay'da Hatay'dan milletvekili adayı oluyor ve seçiliyor. TBMM'ye gelip yemin etmesi gerekiyor, TBMM'de ismi okunuyor, orada olmadığı için yemin edemiyor. Arkasından Can Atalay, TBMM'de bütün milletvekillerinin oylarıyla İnsan Hakları Komisyonu'na seçiliyor. Bu nasıl bir uygulamadır, bu nasıl bir yargıdır, bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır. Can Atalay hapiste, TBMM'de görevli olan milletvekilleri insan haklarından sorumlu komisyona seçiyorlar ve Can Atalay yine hapiste.

'DEMOKRASİYİ BÜTÜN KURUM VE KURALLARIYLA YAŞATMAK ZORUNDAYIZ'

Buraya gelişimizin temel nedeni TBMM iradesini kamuoyuna duyurmaktır. Hiç kimse bir milletvekilini, milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz. Bu doğru değildir. Bu görev en çok kime yakışırdı, en çok CHP'ye yakışırdı. Çünkü bu ülkeye demokrasiyi getiren parti biziz. Eğer demokrasiyi getirdiysek, demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla yaşatmak zorundayız.

Buradan TBMM Başkanı'na da çağrı yapmak isterim. Efendim Meclis'in iradesi belli oldu vs. diye bugün Sayın Başkan açıklamalar yapmış. Benim Sayın Başkan'dan beklediğim şudur; bu konuda benzer bir konuda AYM'nin verdiği bir karar var, o kararı alacak üstüne bir dilekçe yazacak, bu AYM kararının gereğinin süratle yerine getirilmesi için Adalet Bakanlığı'na bir yazı yazacak. Yani ben yerimde oturayım, milletvekili içeride tutuklu, milletin oylarıyla seçilen milletvekili içeride tutuklu ama efendim ben de buraya gelmesini istiyorum... Ne demek istiyorum! Oraya gelmek zorunda ve bunun için mücadele edecek bir numaralı aktörün de TBMM başkanı olması gerekiyor.

Medya mensuplarından da istediğim, bakın şu hapishanede gazeteciler de yatıyor. Olmaz arkadaşlar. İnsanlardan düşüncelerinden dolayı hapise atılmaz, 21. yüzyıldayız insanları düşüncelerinden dolayı hapise atamazsınız. Avukatlar içeride, seçilen milletvekili içeride, hukukçular var içeride... Yeter ya, yeter artık. Bu milletin biraz da yüzü gülsün. Bu millet biraz da evet bu ülkeye demokrasi geliyor diye biraz neşelensin. Herkeste bir karamsarlık atmosferi var. Buraya gelişimin nedenlerinden biri de; hiç kimsenin karamsarlığa kapılma hakkı da yoktur, hukuku da. Hepimiz cumhuriyeti kökleştirmek ve demokrasiyi büyütmek için bu mücadeleye katkı vermek zorundayız. Katkıyı da en çok medyadan bekliyorum.' (birgün)

Editör: Haber Merkezi