Tuğçe Dokumacı
Dünya denizleri, giderek artan insan faaliyetleri sonucu çeşitli kimyasallarla kirleniyor. Bu kimyasalların başında ağır metaller, plastiklerden sızan zararlı maddeler, tarım ilaçları, petrol ürünleri ve endüstriyel atıklar geliyor. Uzmanlar, bu maddelerin deniz ekosistemleri için ciddi tehditler oluşturduğunu ve deniz canlılarının sağlığını doğrudan etkilediğini belirtiyor.
Deniz canlıları, söz konusu kimyasalları emerek vücutlarında biriktiriyor ve bu durum, balıklar, kabuklular ve diğer deniz hayvanlarının zehirlenmesine yol açabiliyor. Biriken bu kimyasallar, besin zinciri yoluyla nihayetinde insanlara kadar ulaşarak sağlık sorunlarına neden oluyor. Özellikle cıva, PCB gibi maddeler, insan vücuduna girdiğinde nörolojik sorunlar, üreme bozuklukları ve kanser riski gibi ciddi sağlık problemlerine sebep olabilmekte.
Uzmanlar, deniz ürünlerinin tüketilmesiyle bu kimyasalların insan vücuduna girdiğini ve etkilerinin bölgeden bölgeye, tüketilen deniz ürününün çeşidine göre değişebildiğini ifade ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başta olmak üzere sağlık kuruluşları, özellikle risk taşıyan bölgelerde deniz ürünleri tüketimi konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Bu öneriler, hamile kadınlar ve küçük çocuklar gibi daha hassas gruplar için daha sıkı düzenlemeler içeriyor.
Çevre uzmanları, deniz kirliliğiyle mücadelede etkili politikaların hayata geçirilmesinin ve sıkı denetimlerin yapılmasının, deniz ekosistemlerinin korunması ve insan sağlığının güvence altına alınması için zorunlu olduğunu belirtiyor. Sürdürülebilir deniz yönetimi ve atık kontrolü, sağlıklı bir çevre için atılması gereken adımlar arasında öne çıkıyor. Bu çerçevede, her birimizin çevresel bilincini artırarak bu global soruna çözüm üretmek için katkıda bulunması büyük önem taşıyor.