KISKANÇLIK DUYGUSU-1

Abone Ol

Kıskançlık kelimesinin etimolojisi (kök-anlam ilişkisi) nedir?
Kıskançlık Latince de ‘İnvidia’ kelimesiyle ifade edilmiştir. İnvidia: İçine doğru
bakmak keskin bir bıçağı andıran gözlerle irdelemek anlamına gelir. Sözcüğün
ortaya çıkışının ilk tarihlerindeki anlamıysa ‘kem gözlerle’ bakışı ifade ederken,
böyle bir bakışın, bakılana lanet veya fiziksel zarar getireceğine inanılıyordu.
Kıskançlık, ilkel dönemlerimizde doğamızın, günümüz koşullarındaysa;
psikolojimizin önemli bir unsuru haline gelmiştir. En ilkel atalarımızdan
günümüz modern insanına kadar her insanda dışa vuran davranış örüntüleri ile
kendini belli eden ve yıkıcı etkileri olan bir duygudur. 
Tevrat’ta geçen bir hikaye de Kral Saul, damadı genç ve yakışıklı Davud’u
defalarca kıskançlık dürtüsü nedeniyle öldürmek istemiştir. Yine Kutsal
metinlerden okuduğumuz kadarıyla Kabil, kardeşi Habil’i kıskançlık nedeniyle
katletmiştir. Yine Yusuf Peygamber, kardeşler arası kıskançlık nedeniyle kuyuya
atılmıştır. İnsanlığın eski tarihlerinde bu duyguyu taşıyan kişiler buna sebep olan
kişiyi öldürüp; kıskançlığa neden olan şeyi gasp ediyorlardı. Günümüzde ise bu
duygunun dışavurumu, üretilecek bir eseri, projeyi veya bir çalışmayı gizli
yollarla sabote etme olarak ortaya çıkar hale geldi. Antik Yunan şiirinin
Homeros ile birlikte kurucusu olan Hesiodos'un, Homeros kadar tanınamama
nedeni, Homeros’un dehasının, topluma etki ettiği bir dönemde ortaya çıkması
ve eserlerini vermesi, Homeros’un şöhretinin altında ezilmesine neden
olmuştur. Antik Yunan didaktik şiirinin babası olarak kabul edilen, M.ö 700-650
yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Hesiodos. Çömlekçi çömlekçiyi,
zanaatkar zanaatkarı, yazar da yazarı kıskanır diye bu olguyu ifade
etmiştir. Yeri gelmişken şunu ifade etmeden geçemeyeceğim: Antik
Yunanlılar, neredeyse aşılmaz düzeyde bir rasyonel zihin yapısı ve mantık inşa
ettiler. 
Bunu, bilgiyi ve bilmeyi bir din gibi yaşamalarına dayandırabiliriz. Sokrates ile
başlayan bu gelenek Aristoteles ile birlikte zirvesini yaşamıştır. Öyle ki günümüz
insanı Doğu zihnine (Hint, Uzakdoğu ve Ortadoğu) ve Antik Yunan zihnine (Batı
Medeniyeti) sahip diye iki sınıfa ayrılır düzeydedir. Günümüze tesirleri bu kadar
ileri seviyededir.
Kıskançlığın ortaya çıkış nedenleri nelerdir?

İnsan türü olarak kendimizi sürekli başkalarıyla kıyaslarken buluruz. Diğer
insanların toplumsal statülerini, akademik başarılarını, ekonomik güçlerini,
fiziksel estetiklerini vb. toplumda gördükleri saygı ve ilginin düzeylerini ve diğer
insanlar arasında fark edilir olmalarını, sahip olduklarımızla onların sahip
oldukları arasındaki farklara dikkat ederiz. Bu kıyaslama ve farkındalık türümüz
içi rekabete hizmet etmesi hasebiyle insanlığın ilerlemesi için önemli bir
fonksiyon ifa eder. Her alanda en iyiye evrilmeyi sağlaması yönü bir yana, bu
duygu biri olumlu diğeri olumsuz iki duygu durumun oluşmasına da neden olur. 
Pozitif evrim bu durumun olumlu yönü sayesinde olup;
1-insanlığını yüzde (5-10) kesimi için bu kıyaslama bireysel üretimlerini en iyi
düzeye çekme adına teşvik görevi görür ve sağlıklı bir psikolojik rekabetin
ortaya çıkmasına neden olur. 
İnsanlığın ilerlemesi bu dar grubun omuzlarındadır. Bu kıyaslama ve bunun
sonucunda ortaya çıkan kıskançlığı sağlıklı bir şekilde yönetme sayesinde
gerçekleştirilir.
2-Bazıları içinse, daha doğrusu toplumun genelinin yani yüzde (90-95) için bu
kıyaslama yönetilemeyen bir kıskançlığa, gizli saldırı ve sabotajlara yol açan
hayal kırıklığı ve aşağılık kompleksinin oluşmasına neden olur. Toplumsal
dayanışmanın ve ilerlemenin altını oyar bu negatif psikolojik duruma sahip
fertler.
Kıskançlık ve Haset aynı şeyler midir?
Kıskançlık öz olarak şunu barındırır; sözgelimi Ahmet zeki bir birey iken,
Mehmet orta zekaya sahip bir kişi olsun. Kıskanç Mehmet şöyle düşünür; neden
Ahmet zeki ben değilim; keşke Ahmet bu kadar zeki olmasaydı!
Haset ise şudur: Mehmet şöyle düşünür; Ahmet’in zekası bende olsun ve aynı
zamanda Ahmet zeki olmasın! Haset duygusu onu yaşayan bireyler için çok
yıkıcı etkileri olan bir duygudur. Olumsuz etkilerini ifade etme adına şöyle bir
araştırmanın sonuçlarını aktararak ifade edeyim: Şizofrenler üzerine yapılan
dünya geneli araştırmalarda iki önemli ortak sıfat tespit edilmiştir.
1-Benmerkezci (aşırı bencil olmaları)
2-Haset duygusunun etkisinde kalmaları
Kıskançlık ve haset duygularının olumsuz etkileri nasıl azaltılabilir?

Bu iki duygunun olumsuz ve tahrip edici etkilerini minimize etmek için ‘Gıpta
etme’ mekanizmasını tavsiye ediyorum.
Gıpta: yapılan işleri takdir etme ve o işi başaranlara olumlu yönde
özenme durumudur. İnsanların büyüklüklerini kabul etme halini içselleştirme
durumudur. Genelde büyük işler başarmış ölmüş insanları idol olarak ( ki bu
durumda, sahip olduğumuz kıskançlık duygusu ile ilgilidir) kabul etme
eğilimimiz vardır. Benim tavsiyem bunun yanında yaşayan en az 3 tane büyük
işler başarmış insanı rol model olarak almaktır.
Devam edeceğiz…