Devrim Kartal
Temmuz ayı enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte ev ve iş yerlerine yapılacak kira artış oranı da netleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz ayına ilişkin enflasyon verilerini duyurdu. Buna göre, enflasyon aylık bazda yüzde 3.23, yıllık bazda ise yüzde 61.78 olarak gerçekleşti. Bu veriler ışığında, kira artış oranı yüzde 65.93 olarak belirlendi.
Mersin Tüm Emlakçılar Odası Başkanı Sinan Canpolat, enflasyonun açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, kira artış oranının belirlenmesiyle birlikte kira fiyatlarında bir düşüş yaşanmayacağını belirtti. Canpolat, "Konut ihtiyacı karşılanmadıkça ev ve işyeri kira fiyatlarında düşüş yaşanmaz. Bu artışlar, piyasadaki mevcut koşullar ve konut talebi doğrultusunda şekilleniyor" dedi.
Canpolat ayrıca, kira artış oranlarının belirlenmesinin piyasaya yansımasına dair şu yorumlarda bulundu: "Konut ve iş yeri kiraları, enflasyon oranlarıyla birlikte artış gösteriyor. Ancak, konut arzının yetersiz olması ve talebin yüksek seyretmesi nedeniyle, kira fiyatlarında beklenen düşüşler gerçekleşmiyor. Bu durum, özellikle büyük şehirlerde ve yoğun göç alan bölgelerde daha belirgin bir şekilde görülüyor."
“ÖNCELİKLE ARZ TALEP DENGESİ SAĞLANMALIDIR”
Temmuz ayı enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte ev ve iş yerlerine yapılacak kira artış oranının ev sahipleri ve kiracılar tarafından kullanılmadığını dile getiren Canpolat şöyle konuştu: “Çünkü piyasa geçmişe önem vermiş ve artışta da biz bunu yaşamıştık aylık %25 artış olmadığına rağmen çok farklı %50ler, %100ler artışlar görmüş o anlamıyla sadece rakamla kalacağını düşünerek ilk geçtiği konumda uygulamalı bu rakamın uygulanmayacağını düşünüyoruz . Konut ve işyerlerinde kira fiyatlarında düşüş olmaz. Düşüş olması da mümkün değil çünkü alacak talep dengesi çok açık bir makas var. Yani 3 tane arz var. 13 tane talep var. Bu anlamıyla kiraların düşmesi mümkün değil. Makas açığı ise, piyasada 10 tane kiralık varsa 20 tane talep olduğunu düşünüyorum o yüzden o makasın açık olduğunu belirtiyorum”
“KONUT İHTİYACI KARŞILANMALIDIR”
Sadece Mersin’de değil Türkiye’de konut ihtiyacının varlığına dikkat çeken Canpolat, “Şöyle söyleyebilirim , 6 şubat depreminden önce yıllık konut ihtiyacımız 600-700 binlerde iken depremle birlikte bu açık yıllık 1 milyonlara kadar çıktı. Şu an yıllık üretime baktığınız zaman 100 bindir. 200 bindir. Bu açık giderek artıyor. Bizim önerimiz belediyelerin özellikle Büyükşehir Belediyelerinin ve devletin hazine arazileri müteahhitlere ücretsiz verip sosyal ve dar gelirli halka ev kiralayabilecekleri veya ev satın alabilecekleri konut üretmeleridir. Böyle giderse çok açık ve net 2025 yılı başı itibari ile bu rakamlarla kira fiyatları 2 katına çıkabilir. Kira artış oranının belirlenmesi, hem ev sahipleri hem de kiracılar için önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. Ev sahipleri, artan maliyetleri karşılayabilmek için kiralara zam yaparken, kiracılar ise bütçelerini bu artışlara göre yeniden düzenlemek durumunda kalıyor. Bu süreçte, kira sözleşmelerinin dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi ve tarafların haklarının korunması büyük önem taşıyor” dedi.
KİRA SÖZLEŞMELERİNE DİKKAT
Kiracılar ve ev sahiplerinin bu dönemde kira sözleşmelerini dikkatle incelemesinin, artış oranlarını doğru bir şekilde uygulamalarının önem arz ettiğini ifade eden Canpolat, “Kira artış oranlarının yasal çerçevede belirlenmesi ve her iki tarafın da haklarının korunması, olası anlaşmazlıkların önüne geçebilir. Temmuz ayı enflasyon verilerine göre belirlenen yüzde 65.93’lük kira artış oranı, konut ve iş yeri kiralarında önemli bir etki yaratacak. Konut ihtiyacının karşılanması ve arz-talep dengesinin sağlanması, kira fiyatlarının gelecekteki seyri açısından kritik bir rol oynayacaktır” şeklinde konuştu