Seren SABUNCU
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri üzerinden 45 yıl geçen Maraş Katliamı ve 12 yıl önce gerçekleştiren Roboski katliamı için Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya geldi. Ceza adaleti istediklerini söyleyen platform üyeleri, “Öncelikle "Hakikatleri Araştırma Komisyonu"nun kurularak; sadece Maraş ve Roboski'yi değil; bütün katliamları, faili belli cinayetleri, karanlık sabotajları, gözaltı kayıplarını ve tüm insanlık suçlarını ortaya çıkartıp, suçluların adil mahkemelerde yargılanması sağlanmalıdır!” dedi.
Platform üyeleri adına basın açıklamasını Yapan İnsan Haklar Derneği temsilcisi Bekir Sıtkı Keçeci, “İnsan hakları savunucuları olarak ceza adaleti istiyoruz. İnsanlığa karşı suçlarda zamanaşımı işletilmeden işlenen suçlar ile ilgili yaşayan faillerin yargı önüne çıkarılmasını ve hesap sorulmasını istiyoruz. Bütün bu suçlardan sorumlu olan devletin özür dileme ve gerçeği açığa çıkarma sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
Keçeci şu ifadelere yer verdi;
“Maraş Katliamının üzerinden 45 yıl geçti. Alevi ailelerin oturduğu evlerin kapılarına ‘’kırmızı çarpı’’ işareti konularak hedef haline getirilen ve 19 Aralık 1978’de başlayıp, 26 Aralık 1978’de biten Maraş Katliamında resmi açıklamalara göre 111 kişi öldürüldü, binin üzerinde insan yaralandı, 552 ev yakılarak tahrip edildi, 289 işyeri yağmalandı. Katliamın bitmesi ile birlikte aynı gün 26 Aralık 1978’de 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Katliamdan sonra can güvenliği olmayan ve baskıya uğrayan Aleviler, Maraş’tan göç etmeye başladı ve böylece demografik yapı ile oynandı. Katliamda yaşamını yitirenleri anıyor, ailelerine ve Alevi camiasına bir kez daha başsağlığı diliyoruz.
Maraş katliamı, 12 Eylül 1980 askeri darbesine giden süreçte gerçekleştirilen katliamlardan birisidir ve o dönemin kontra yapılarının kullanıldığı bir katliamdır. Nitekim, 12 Eylül askeri darbe davasının iddianamesinde, Kahramanmaraş olayları etraflıca anlatılmış ve bunun darbeye zemin oluşturmak için çıkarıldığı ve müdahale edilmediği açıkça belirtilmiştir.
Katliamın perde arkası bu kadar barizken, ne yazık ki olaylar birkaç kişinin üzerine atılarak bu katliamın üzeri örtülmüş ve asıl failler ortaya çıkarılmamıştır.
Gerçek suçluların yargılanmadığı her katliam, yeni katliamların da habercisidir.
12 yıl önce gerçekleştirilen Roboski Katliamı’nın hedefindeyse, bu defa çoğu çocuk Kürtler vardır.
Evet, 19’u henüz çocuk, tam 34 can, ekmek kavgasının 34 yüreği, 12 yıl önce sınır yerleşkesi Roboski’de, TSK uçaklarından atılan bombalarla katledildi. Kendilerince çizilmeyen sınırlardan, çeşitli ürünler getirerek satıp, evlerine ekmek götürmeye çalışan 34 candır katledilen. Tıpkı, yıllar öncesinin "33 Kurşun"u, 33 Kürt köylüsü gibi...
Roboski, ekmeğini katır sırtında kazanmaya mahkûm edilmiş insanlara, yaşama şansı bile tanımayan bir vicdansızlığın sembolüdür.
Bu katliamın da sorumluları ortaya çıkarılmadı. Aksine, ölen köylülerin ailelerinden özür de dilenmediği gibi, bir de aileler yargılanarak para cezalarına çarptırıldı.
Roboski Katliamı sonrasında yapılan yüz kızartıcı siyasi açıklamalar, sadece Kürtlere değil, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak Türkiye tarihinde hak ettiği yere yazılacaktır.
Otoritesini katliamlar, baskı, işkence ve yasaklamalarla korumaya çalışan egemenlerin Roboski Katliamı, yeni katliamların da habercisiydi. 6-7 Ekim 2014 olayları ve sonrasındaki katliam, 2015 Suruç Katliamı, 2015 Ankara Gar Katliamı ve benzerleri gibi…
Maraş ve Roboski Katliamları aydınlatılmadıkça, yaşanan katliamın sorumlusu tüm askeri ve siyasi karar vericiler cezalandırılmadıkça, geçmişle yüzleşme iddiası inandırıcı olmayacaktır. Bunun yapılmadığı koşulda ise; Türkiye siyasetinde sivilleşme ve demokratikleşme gerçekleşemeyecektir. Adalet olmadan barışın mümkün olamayacağı herkesin malumudur.
Öncelikle "Hakikatleri Araştırma Komisyonu"nun kurularak; sadece Maraş ve Roboski'yi değil; bütün katliamları, faili belli cinayetleri, karanlık sabotajları, gözaltı kayıplarını ve tüm insanlık suçlarını ortaya çıkartıp, suçluların adil mahkemelerde yargılanması sağlanmalıdır!
İnsan hakları savunucuları olarak ceza adaleti istiyoruz. İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı işletilmeden işlenen suçlar ile ilgili yaşayan faillerin yargı önüne çıkarılmasını ve hesap sorulmasını istiyoruz. Bütün bu suçlardan sorumlu olan devletin özür dileme ve gerçeği açığa çıkarma sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.”