CHP’nin 10 Ocak 2023 günü yaptığı Parti Meclisi toplantısında, gecikmeli de olsa beklenen oldu. Ve mevcut Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer yeniden CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak atandı. Aynı toplantıda CHP’nin ilçe belediye başkan adayları da belirlenerek kamuoyuna ilan edildi. İlan edilen bu isimler, partili ve partisiz, taraflı ve tarafsız, politik ve apolitik hemen hemen tüm Mersin kamuoyunca büyük bir memnuniyetle karşılandı. Bilindiği gibi, 28 Mayıs seçimlerinden %2’lik bir oranla da olsa yenik çıkan muhalefet kesimi, büyük bir hayal kırıklığına kapılmış ve demoralize olmuştu. Seçimlerden galip çıkan ve 20 yıllık iktidarını pekiştirerek sürdüren AKP ve Cumhur ittifakı partileri ise büyük bir psikolojik üstünlük duygusuna kapılmışlardı. Yerel yönetim seçimleri sürecine bu hava içerisinde girildi. Ancak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 20 yıllık iktidarını sürdüren AKP yönetiminin özellikle ekonomi alanında yaşanan bu kötü gidişe karşı ciddi ve etkili önlemler alamaması, hayat pahalılığının ve özellikle de temel gıda fiyatlarının aşırı derecede yükselmesine karşı etkin politikalar geliştirememesi, işçi, memur ve emekli ücretlerinin düşük kalması gibi ekonomik nedenlerle ve CHP’li belediye başkanlarının çok başarılı bir şekilde yönettiği 11 Büyükşehirde görev yapan Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Vahap Seçer gibi belediye başkanlarının karşısına aynı çapta, aynı vizyon, misyon ve niteliğe sahip, kamuoyunda karşılığı olan belediye başkan adaylarını bulmakta zorlanması, içte ve dışta yaşanan sorunlara karşı yeni politikalar ve çözümler üretemeyip basma kalıp söylemlerle sürekli olarak kendi kendini tekrar eder hale gelmiş olması gibi nedenlerle Cumhur ittifakının başlangıçtaki psikolojik üstünlük havası dağılmaya başlamıştı. Bu süreçte CHP’nin öncelikle Genel Kurula giderek bir değişim hareketi başlatması, liderini ve yönetim kadrolarını yenileyerek gençleştirmesi, uyguladığı muhalefet anlayışını değiştirerek daha etkin ve dinamik bir muhalefet stratejisi uygulaması gibi faktörler partinin derlenip toparlanmasını sağladı. Toplumdaki karamsarlık havasını dağıttı ve yitirilen umutları yeniden yeşertti. Son günlerde aşama aşama açıklanan özellikle büyükşehir belediye başkan adaylarının yarattığı olumlu hava ile Cumhur ittifakı ile CHP arasındaki makas kapanmaya başladı. Hatta İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde CHP bir adım öne bile geçti. Nihayet geçtiğimiz Çarşamba günü gece yarısından sonra Mersin Büyükşehir Belediyesi için Vahap Seçer’in, Tarsus’ta Ali Boltaç‘ın, Yenişehir’de Abdullah Özyiğit’in, Mezitli’de Ahmet Serkan Tuncer’in, Anamur’da Durmuş Deniz’in, Aydıncık’ta Özkan Kılıçarpa’nın, Bozyazı’da Baykal Arıdeniz’in, Çamlıyayla’da Gülay Şimşek,’in, Erdemli’de Mehmet Mavi’nin, Gülnar’da Bayram Ali Dede’nin, Mut’ta Gülsüm Kevser’in ve Silifke’de Mustafa Turgut’un aday olarak ilan edilmesiyle birlikte özellikle Mersin’de yaşanan seçim sürecinde psikolojik üstünlük CHP’ye geçmiş oldu. Elbette ki bu üstünlük adayların kara kaşına kara gözüne bakılarak kendiliğinden oluşmuş bir üstünlük değildir. Bu, bin bir emek ve uğraşıyla hak edilerek kazanılmış bir üstünlüktür. Şöyle kısaca 5 Yıllık uygulamalarına baktığımızda, ön yargılı ve fanatik olmayan taraflı ve tarafsız, partili ve partisiz hemen hemen herkesin Mersin Büyükşehir’de Vahap Seçer’in son derecede başarılı bir belediyecilik örneği sergilediğini ifade ettiği görülmektedir. Vahap Seçer’in özellikle sosyal belediyecilik alanındaki uygulamaları gıptayla izlenecek ve ders alınacak niteliktedir. Bu nedenle Mersin halkının Vahap Seçer’e olan teveccühünün artarak devam edeceğine kuşku yoktur. Mersin’in büyükşehir belediyesi seçimlere önemli derecede etkisi olan en büyük ilçesi Tarsus’a atanan genç iş insanı ve işletmeci Ali Boltaç ise kadim Tarsus’a adeta bir gençlik aşısı olmuştur. Ali Boltaç, siyasi geleneği ta CHP’nin kökenlerine kadar dayanan politik bir aileden gelmektedir. CHP’nin 50’li-60’lı ve 70’li yıllarda kesintisiz olarak yönetim kademelerinde bulunmuş, çoğunlukla da ilçe başkanlığını yürütmüş ve adı adeta CHP ile özdeşleşmiş olan aynı adı taşıyan Ali Boltaç’ın torunudur. Dede Ali Boltaç, kimlik ve kişiliğiyle siyasi duruşuyla ve siyasi eylem ve söylemleriyle bir döneme damgasını vurmuş ve abartısız olarak CHP’nin tarihine mal olmuştur. Özellikle Kızılay İlçe Başkanı olduğu 1968 yılında Tarsus’ta yaşanan sel felaketi sırasında yaptığı özverili çalışmalar ve yardımlar unutulmamıştır ve hala dilden dile anlatılmaktadır. Torun Ali Boltaç ise ailesinden devraldığı zeytinyağı üretim işletmesini büyütüp geliştirerek bir sanayi işletmesine dönüştürmüş başarılı bir iş insanı ve işletmeci olmuştur. Genç yaşına rağmen daha önce de belediye başkan aday adayı olmuş, atanamamış ancak partisine küsüp bir kenara çekilmemiştir. Seçim kampanyalarında aktif olarak çalışarak siyasi deneyim ve genç yaşına rağmen iki dönem belediye meclis üyesi ve büyükşehir belediye meclis üyesi olarak belediyecilik deneyimi kazanmıştır. Dede Ali Boltaç’ın siyasi miras ve geleneğini sürdürerek yaşatmak genç Ali Boltaç’ın boynunun borcudur. Elbette ki bu karar kişisel bir tercih meselesidir. Ancak genç bir belediye başkan adayı olarak Ali Boltaç, gençliğin enerjisi, idealizmi, heyecanı ve cesaretiyle Tarsus’un yetiştirdiği liyakatli, deneyimli ve birikimli kadroları harmanlayan yetenekli, uzman ve uyumlu bir ekip oluşturabilir ve bu ekibi iyi bir şekilde eşgüdümleyebilirse yalnız belediye başkanı olarak başarılı olmakla kalmaz aynı zamanda daha uzun yıllar boyunca Mersin siyasetinde önemli roller oynayan, belirleyici bir siyasi aktör olarak da yer alabilir. Diğer ilçe belediye başkan adaylarının da ayrı ayrı, çok özel ve çok üstün özellikleri vardır. Öyle zannediyorum ki, eğer çok büyük siyasi hatalar yapılmazsa CHP bu belediye başkan adayları ile Mersin’de çok başarılı sonuçlar elde edecektir. Elbette ki bu siyasi başarıların Türkiye siyaseti üzerinde de olumlu etkileri ve yansımaları olacaktır.