Çevre

Mersin’de Soluduğumuz Hava ‘Hava’ Değil!

Mersin Çevre Mühendisleri Odası, ‘Mersin’deki hava kirliği’ üzerine bir raporu yayınladı. Yayınlanan rapora göre Mersin’de hava kirliliğinin belirgin olarak hissedildiğine yer verildi.

Abone Ol

Seren SABUNCU

Mersin’in 2023  yılı hava kalite konsantrasyon değerleri baz alınarak ‘Mersin ili hava kirliliği raporu’ Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Yayınlanan rapora göre Mersin’de hava kirliliğinin belirgin olarak hissedildiğine yer verilirken hava kirliliğinin azaltımı, kontrolü ve ölçümlerin gerçekleştirmesi için yapılması gereken çalışmalar da sıralandı.

“ÇEVRENİN BOZULMASI GENELLİKLE İNSAN KAYNAKLI”

Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi, 14 Şubat 2023 Çarşamba günü saat 12.15'de Elektrik Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odası’nın ortak salonunda "2023 Mersin İli Hava Kirliliği Raporu Basın Bilgilendirmesi Toplantısı" yapıldı.

 Yayınlanan rapora göre Mersin’de hava kirliliğinin belirgin olarak hissedildiğine yer verilirken Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can, “İnsanoğlunun, toplumsal refah açısından, sağlıklı, huzurlu ve verimli bir yaşam sürdürebilmesi için temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşaması gerekliliği açıktır. Yaşamımızı sürdürdüğümüz çevrenin bozulmasını incelendiğimizde bu olumsuz durumun genellikle doğrudan veya dolaylı olarak insan kaynaklı olduğu tespit edilmektedir. Söz konusu tahribatın temelinde yer alan önemli kirlilik sınıflarından biri olan hava kirliliği, kentimizde belirgin olarak hissedilmekte canlı sağlığı ve yaşam fonksiyonlarına etki ettiği görülmektedir” dedi.

“ÜLKEMİZİN TAMAMINDA HAVA KİRLİLİĞİ SORUNU GÖRÜLMEKTEDİR”

Mersin’de, 7 adet ölçüm istasyonu yer aldığını söyleyen Başkan Can, “Ulusal ve uluslararası sınır değerleri baz alınarak gerçekleştirilen değerlendirmeye göre elde edilen ölçümler değerlendirildiğinde istasyonlarda ölçüm yapılan gün sayısı ile orantılı olarak kirli gün sayısı oranının yüksek olduğu görülmektedir. Hava kirliliği potansiyeli bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Nüfus yoğunluğu fazla olan kent merkezlerinde ulaşımdan ve ısınma kaynaklı hava kirliliği de etkisini olduğu görülmektedir. Nihayetinde Mersin’de ve ülkemizin tamamında hava kirliliği sorunu görülmektedir. Kirletici analizlerinin düzenli yapılması, yıl bazında ölçüm yapılmayan gün sayısının olmaması ve standart sapma oranlarının en az düzeyde kalması ve aynı zamanda da bu verilerin sağlıklı bir şekilde kamuoyuna sunulması gerekliliği açıktır” ifadelerini kullandı.

“ÖNEMLİ BİR EKSİK”

Başkan Sinan Can, “Kentimizde 2023 yılı içerisinde bazı istasyonlarda PM2.5 (çapı 2.5 mikrona eşit ya da daha küçük olan maddeler) ve PM10(24 saatlik insan sağlığının korunması için ise ulusal mevzuatlarda sınır limit değer)  değerlerinde ve buna bağlı olarak kirli gün sayılarında artış yaşandığı bazı istasyonlarda ise kirli hava gün sayılarında azalış gerçekleştiği görülmektedir. Diğer yandan 2023 yılı içerisinde PM10 ve PM2.5 kirleticisinin yıl bazında ölçüm yapılmayan gün sayısının fazlalığı gözden kaçmamaktadır. Bu durum yıl bazında Mersin’de hava kalitesinin bilimsel ve teknik açıdan sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır. Geçen yıllarda olduğu gibi hayati öneme sahip olan ve giderek kirlilik potansiyelinde artış olduğunu gözlemlediğimiz PM2.5 ölçümlerinin Taşucu, Toroslar ve Yenişehir ilçelerinde yapılmaması önemli bir eksik olarak karşımıza çıkmaktadır. Verilerin sağlıklı ölçümü ve değerlerin elde edilmesi standart sapma oranını azaltıp veri kalitesini güçlendirecek ve yurttaşların soluduğu havanın ne olduğunu anlamasına yardımcı olacaktır. Tüm bu veriler ışığında Mersinin hava kalitesinin sınıflandırılmasının ve kalitesinin ne olduğu tam olarak anlaşılmamaktadır” dedi.

Bu bağlamda PM10 ve PM2.5 kirlilik parametrelerinde Ulusal ve AB Üye Ülkeleri Sınır Değerlerine göre istasyon bazında yaşanan kirli gün sayısı hakkında ise şu bilgiler paylaşıldı, “İstasyonlarda yıl bazında ölçüm yapılan gün sayısına bakıldığı zaman ortalama olarak yılın büyük bir gün sayısı kadar ölçüm yapıldığı görülmekte olup bazı istasyonlarda ölçüm yapılmayan gün sayısının fazla olması dikkat çekmektedir. Taşucu, Toroslar ve Yenişehir istasyonlarında PM2,5 ölçümlerinin yapılmadığı, Akdeniz ve İstiklal İstasyonlarında yılın yarısı gün kadar ölçüm yapılmayıp veri alınmadığı da görülmektedir. PM10 değerlerinde ise Akdeniz ve Taşucu istasyonlarında ölçüm yapılmayan gün sayısının fazla olması verilerin sağlıklı değerlendirilmesinin önüne geçmektedir.”

“DİKKATE ALINMASI GEREKEN BİR KONUDUR”

Kentimizde özellikle kış aylarının başlamasıyla birlikte ısınma için kullanılan yakıtlar ve araçların egzozlarından çıkan gazlar nedeniyle hava kirletici konsantrasyonları ve buna bağlı olarak da hava kirliliği artış gösterdiğini belirten Başkan Can, “Keza, kentimizin yerleşimi, yeşil ve yapısız alanların varlığı, yapıların geometrisi, binaların termal özellikleri, taşıt trafiği, sabit termal sistemleri ve yerel mikro iklim koşulları hava kalitesi üzerinde oldukça etkili olan faktörlerdir” diye konuştu.

Hava kirliliğine bağlı olarak yaşamını yitirmesi konusuna da değinen Can şunları söyledi, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya nüfusunun %91'ini oluşturan popülasyonun yaşadığı yerlerde, hava kalitesinin sınır değerleri aştığını ve her yıl 4.2 milyon kişinin hava kirliliğine bağlı olarak yaşamını yitirdiğini belirtmektedir. Bu derece kritik bir öneme sahip ve uluslararası kuruluşlarca da dikkat çekilen bir çevre sorunu hakkında kentimizde kalıcı ve ciddi yönde önleme çalışmalarının yapılmadığını görmek kabul edilebilir değildir. Nihayetinde gerçekleştirdiğimiz gözlemler ile birlikte kent genelinde kava kirleticileri ve konsantrasyonlarında artış meydana geldiği ölçüm yapılmayan gün sayısında ise fazlalık olması kaygı vericidir ve hava kirliliğine sebep olan kirleticilerin minimize edilmesi dikkate alınması gereken bir konudur.” Başkan Can ayrıca, bu kirleticilerin mekânsal farklılıklarının ortaya konmasının, kentimizin hava kirliliği kaynaklı sağlık riskinin hesaplanmasının, Temel Bileşenler Analizi ile muhtemel kaynak tespitinin yapılmasının önemine dikkat çekti.

YAPILACAK ÇALIŞMALAR SIRALANDI

Çevre Mühendisleri Odası olarak hava kirliliğinin azaltımı, kontrolü ve ölçümlerin gerçekleştirmesi için yapılması gereken çalışmalar şöyle sıralandı;

Çevre Yönetimi Bağlamında;

Hava Kirliliği Sorunu ve Çözüme Yönelik yasal yaptırımlar ve mevzuat açısından uygulanabilirlik güncellenmeli ve etkin hale getirilmelidir,

Enerji için yemek yapımı, ısınma ve ışıklandırma gibi evlerde kullanılan enerjinin temiz enerji olmasının desteklenmesi,

Yenilenebilir temiz enerji üretiminin daha da arttırılması ve yeni termik santrallere izin verilmemesi,

Ulaşım için toplu taşımanın kullanımının artırılması, hızlı, konforlu, ucuz ulaşımın desteklenmesi, kirletici vasfı yüksek yaşlı araçların trafikten çekilmelerinin sağlanması, az salım yapan araçların kullanımının desteklenmesi, benzindeki sülfür içeriğinin azaltılmasının sağlanması,

Atık yönetimi için atıkların azaltılmasının desteklenmesi, kaynağında atık ayrıştırma, geri dönüşüm ve geri kazanımın yapılmasının sağlanması, atıklardan enerji üretiminin yapılması veya enerji üretilemeyen zamanlarda salınımların kontrolünün sağlanması,

Evlerde ısınma amaçlı ve sanayi amaçlı kullanılan kömürlerin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce kontrol edilmesi, kalitesiz kömür kullanımına kesinlikle izin verilmemelidir.

Katı yakıt olarak kömür tercih edilmesi durumunda Isıl değeri yüksek, kükürt içeriği ve nemi düşük, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce katı yakıt satıcısı kayıt belgesi düzenlenmiş satış yerlerinden satış izin belgesi düzenlenmiş katı yakıtlar satın alınmalıdır.

Kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm vasıtalar dahil, trafikte kullanılan bütün motorlu kara taşıtlarının motor ve egzoz sistemlerinin bakımları yapılmalı, egzoz gazı emisyon ölçümlerinin zamanında yaptırılmasına dikkat edilmelidir.

Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde kömür kullanımını azaltılması için evlere kalitesiz kömür yardımı yerine doğalgaz altyapı ya da kaynak yardımı yapılması, ısınmada verimlilik sağlanması için binaların yalıtımlarının kontrol edilmesi, bina yalıtımının sağlanması için teşvik sistemleri oluşturulması ve merkezi ısıtma sistemlerine geçilmelidir.

KENTSEL PLANLAMA YAKLAŞIMLARI BAĞLAMINDA;

·         Kent planlaması için binalarda enerji verimliliğinin sağlanması, yeşil alanların oluşturulması, düşük emisyon bölgeleri belirlenmelidir.

·         Kentsel hava kirliliği haritaları ve kent iklim öğeleri modelleme ve simülasyon haritaları oluşturularak hava kirliliği kaynaklı oluşabilecek problemleri için somut çözüm yollarını uygulanmalıdır.

·         İklimsel veriler, Hava kalitesi verileri ile kent planlama pratiğini birleştiren ve bunun uygulanmasını sağlayan yerel politikalar ve yönetimler oluşturulmalıdır.

·         Hava kirliliği ölçüm istasyonlarının sayıları artırılarak kentin hava kirliliği haritası oluşturulmalı ve yeni imar planlamalarının bu hava kirliliği haritası ile uyum içerisinde olması sağlanmalıdır.

·         Kentle ilgili tüm verilerin yer aldığı Coğrafi Bilgi Sisteminin (CBS) oluşturulması son derece ihtiyaç olup bu CBS sisteminin Hava Kirliliği verileri kullanılarak modellenmesi sağlanmalıdır.

·         Kentin çevresine yapılacak yapıların, hava devinimi koridoru oluşturacak şekilde ve kirleticileri kentten uzaklaştıracak şekilde kurulmasına ayrıca özen gösterilmesi gerekmektedir.

·         Hava kalitesi ile ilgili kontrol yöntemlerinin geliştirilmesi için; özellikle yeni yerleşim bölgelerinde baskın hava devinimi yönü düşünülerek konutlaşmaya gidilmelidir. Taşıt ve ısınma nedeniyle oluşan kirlenmenin atmosferde dağılımı için yapılar arasında hava dolaşımı sağlayıcı bir yapılaşmaya dikkat edilmeli ve yeni yerleşim merkezlerinde merkezi ısıtmayı yönlendirici ve zorunlu kılıcı tedbirler alınmalıdır.

·         Endüstri alanlarını yerleşim bölgelerinden yeşil alanlar ile ayırmak için, toz süzülmesi amacı ile ağaçlık alanlar olanaklı olduğu ölçüde konutlara yakın bir konumda düşünülmelidir.