On binler 'Beni alın, Doğu Perinçek'i gönderin' dedi. Birkaç gün içinde. Aydınlık Gazetesi yazarlarından Mustafa Mutlu başlattı. Güzel yurdumuzun her yöresinden, her yaşından ve her iki cinsten on binler olayın bilinciyle yazdı, fotoğrafını çekti, döviz hazırladı ve mücadele kısa sürede zirveye doğru tırmandı. İlgililer, yetkililer, öncüler olayın hukuksal yanını açıkladılar. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, '5 dakikalık iş. Hemen karar verilir…' dedi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, bu meselenin Doğu Perinçek'in meselesi olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği olduğunu söyledi yasağın kaldırılmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Hani derler ya, 'Sağır Sultan bile duydu' diye, işte aynen öyle. 1) İşçi Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek İsviçre'de, 'Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır. Tarihsel bir yalandır. Uluslararası bir yalandır' dedi ve 'Ermeni soykırımı yapılmamıştır' demenin suç sayıldığı ülkede adeta ders verdi. 2) İsviçre mahkemelerinde her ne kadar mahkûmiyet alındı ise de temyiz aşamasında AİHM lehimize karar verdi. 3) Özellikle Rus arşivlerinden olmak üzere Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca dillerinde yayınlanan tarihsel gerçekler, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi önceki Araştırma görevlisi Mehmet Perinçek tarafından hazırlandı ve Kaynak yayınları tarafından ABD'den Çin'e kadar yaygınlaştırıldı. 4) Talat Paşa Komitesi öncülüğünde yürütülen mücadele devam etmektedir. Dr. Doğu Perinçek'in AİHM'deki kazanımı, İsviçre Hükümeti tarafından temyize gönderildi. Mahkeme günü 28/Ocak/2015 olarak belirlendi. Gelin görün ki, varlığı hala kanıtlanamayan Ergenekon Örgütü davaları nedeniyle İşçi Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek hakkında yurtdışına çıkma yasağı vardı… Tarihimizle, varlığımızla, geleceğimizle ilgili böylesine önemli bir konuda savunma hakkının verilememe olasılığı ne kadar hukuk dışı ise, mahkûmların bile mahkemeye çıkartıldıkları düşünüldüğünde, yurt dışına çıkış yasağı da en az o kadar hukuk dışı, ahlak dışı, insanlık dışı olacaktı… Hazırlıklar sürüyor. Vatanseverler Strazburg'a gitme yarışındalar. Ulusal bir özellik taşıyacağı kesin. Milli çıkarların ortak paydası olarak birlik sağlayacak. Onurlu tarihimizi bir kez daha dünyaya duyuracağız. Bizlere artık kimse 'Senin deden soykırımcı' diyemeyecek. 'Tarihinizle yüzleşin' ve 'Özür dileyin' diyen ayrılıkçı ve bölücü feryatlar yerle bir olacak. Mahkemenin sonucu değil, verdiğimiz mücadele, duyurduğumuz ses, oluşturduğumuz ortak payda gerçek kazanımımız olacak. * * AGOS Gazetesi sahibi Hrant Dink'in 8. ölüm yıldönümünde yine aynı görüntüler vardı; 'Hepimiz Ermeniyiz' Dikkatimi ne çekti biliyor musunuz? HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP'li bazı milletvekilleri ve Hrant Dink'in eşi bir arada… Anlayamadığım ise: Hrant Dink'in kendi sesinden olmak üzere ve basında çıkan; 'Bizi emperyalistler kışkırttılar, bugün de Kürtler için aynı şeyi yapıyorlar…' söylemlerine rağmen, Hrant Dink'in eşinin, 'Yüzleş, Hrant'la, soykırımla' pankartının arkasında yürümesi ve balkondan 'Hepimiz Ermeniyiz' dövizlerini taşıyanları selamlaması. Eşini mi tanıyamamış, baskı altında mı, ne yaptığını bilmiyor mu? Anlayamadım gerçekten. * * Ancak, yine 'Milletin azim ve kararlılığı' var ya, işte o her şeye kadir olacak inanın. Yürekten inanıyorum. Milletin gücüne elbette.