Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) stratejik hedefleri çerçevesinde kentin iklim değişikliğine uyumuna yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu bağlamda MTSO Koordinatörlüğünde Mersin Büyükşehir Belediyesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü ortaklığında yürütülen ‘Bitkilerin Sesine Kulak Verin, İklim Değişikliğine Uyum Sağlayın Projesi’ne devam ediliyor. Projeyle Mersin’de iklim değişikliğine yönelik tarımsal dayanıklılığının artması için alternatif tarımsal bitki çeşitlerinin belirlenmesi ve yaygınlaştırılması, iklim değişikliğine yönelik farkındalık oluşturulması hedefleniyor. Geçtiğimiz günlerde açılış toplantısı gerçekleştirilen projenin çalışmaları kapsamında taraflar bu kez yol haritasını belirlemek için MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır evsahipliğinde bir araya geldi.
18 ay sürecek proje kapsamında ilk etapta proje ekibi oluşturularak görev dağılımları yapıldı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Merkezi ve Alata Bahçe Bitkileri Araştırma Enstitüsü tarafından görevlendirilen proje ekibi ‘İklim Değişikliği için Mersin Tarımsal Kültür Bitkisi Türleri Önerisi Raporu’ ile “İklim Değişikliği için Mersin Tarımsal Kültür Bitkilerini Yetiştirmeleri Raporu’nu hazırlayacak. Ardından olası iklim değişikliği senaryoları çerçevesinde Mersin’i bekleyen yeni iklim koşulları ve su kaynaklarına uyumlu yeni ürün deseni önerilerini içerecek rapor sonuçları aktif üretim yapan çiftçiler ve ziraat mühendisleriyle paylaşılacak. Bu kapsamda 300 çiftçiyle 50 ziraat mühendisine ulaşılması planlanıyor. Proje kapsamında önümüzdeki süreçte Mersin İklim Değişikliği ve Tarım Çalıştayı düzenlenmesi, iklim değişikliği ve tarımda farkındalığın artırılması, İklim Değişikliği ve Tarımsal Üretim Adaptasyon Merkezi kurulması, Mersin Tarım Sektörü ve İklim Değişikliği Platformu Kurulması son olarak Uluslararası Akdeniz İklim Değişikliği ve Tarım Konferansı düzenlenmesi de hedefler arasında.
Mersin’de 10 yıllık periyodlarla sıcaklık artarken yağışlar azalıyor
Toplantı, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Merkezi Uzmanları Tufan Turp ve Nazan An’ın Mersin’e yönelik yaptıkları araştırmaları aktarmasıyla başladı. Mersin’de 1970’le 2020 yılları arasını inceleyip referans aldıklarını ve ilk etapta 2025-2050 yılları aralığını ardından da 2050-2075 yılları arası tahminleri yapacaklarını aktaran uzmanlar, kentte mevcut durumda her 10 yıllık periyodda yağışlarda belirgin azalma, sıcaklıklarda ise artış saptandığını bildirdi.
Geçmişte sıcaklıklarda yüzlerce yılda 1 derecelik artış yaşanırken sanayi devrimi sonrasında bu artışın 100 yıla gerilediği dile getirilerek, şu anda ise sıcaklıkların 100 yıldan dahi az bir sürede artış kaydettiği aktarıldı. 2050-2075 yılları aralığındaki sıcaklığın bir önceki dönem sıcaklığının iki katına çıkmasının beklendiğini dile getiren uzmanlar, yapacakları çalışmalarda tarım sektörü için önem taşıyan Mersin’in yağış, nem, güneşlenme süresi, rüzgâr hızları, buharlaşma gibi verileri de detaylandırıp raporlayacaklarını ifade etti. Böylece bir taraftan bu değişimden mevcut ürünlerin nasıl etkileneceğini saptarken diğer taraftan alternatif ürünlerin hangileri olabileceğini çalışacaklarını söyledi.
İlk etapta bölge için önem taşıyan narenciye ve sert çekirdekli meyvelerle çalışmaya başlayıp ardından buğday, soya, mısır ve zeytinle devam edileceğini kaydeden uzmanlar, rapor çıktılarına göre ardından üreticiler ve ziraat mühendisleriyle bir araya gelinerek farkındalık çalışmaları ve eğitimler düzenleneceğini bildirdi.
Çakır: “Çok su isteyen ürünlerin önüne bugünden geçilmeli”
İklim değişikliğinin tüm dünyayı ilgilendiren önemli bir konu olduğunu ifade eden MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, bu değişimin özellikle tarım sektörünü yakından ilgilendirdiğine dikkat çekti. Bu nedenle Türkiye’nin üretim ambarı olarak kabul edilen Çukurova Bölgesi’nde bugünden iklim değişimine uyum çalışmaları yürütülmesinin önemini vurgulayan Çakır, “Biz 10 senedir konuşuyorken, geldiğimiz noktada artık herkes iklimi konuşuyor. Üretici mevcut sorunu susuzluk nedeniyle yaşadığı sıkıntılar sonrası bahçelerini sökmek durumunda kalınca anladı. Çözüme yönelik devlet politikaları geliştirilmeli. İklim değişikliği bu coğrafya üzerinde kendisini çok net göstereceğinden belki Mersin ve Adana pilot bölge olarak kabul edip tarımsal dönüşüme yönelik bölge çalışmaları desteklenebilir” dedi.
İklim değişikliğinin etkilerinin mutlaka görüleceğini, bu etkileri hafifletmek mümkün olmasa da daha sert hissedilmesinin önüne geçilebileceğini ifade eden Çakır, çok su istemeyen ürünlerin ekiminin bugünden gündeme getirilmesi gerektiğini vurguladı. Çakır, “Eğer ticari değeri çok yüksek diye bugün çok su isteyen bir ürünü bahçemize dikersek asıl verim alacağımız 4-5 yılın sonunda su bulamadığımızdan bahçeleri sökmek durumunda kalırsak zararımız çok daha fazla olur. Bu nedenle planlamalarımızı doğru yapabilmemiz adına bu projeyi önemsiyorum” ifadelerini kullandı.
Zayim: “Yerel yönetimler ve politika yapıcılar aksiyon almalı”
Mevcut ürün desenini birden değiştirmenin maliyetli ve zor olabileceğine işaret eden Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü Müdürü Mustafa Nevzat Zayim ise mevcut ürünlerin yeni iklim koşullarına uyumuna yönelik çalışmalar da yapılabileceğini söyledi. Arıtma sularının tarımda kullanılması konusunda belediyelerle çalışılabileceğini kaydeden Zayim, Devlet Su İşlerinin de kaçakları önlemek adına kuyuları ruhsatlandırabileceğini dile getirdi. Bu sorunun çok kapsamlı ve uzun soluklu olduğunu hatırlatan Zayim, yerel yönetimlerin ve politika yapıcıların ortak aksiyonlar alması gerektiğini de ifade etti. Mersin’in geçmişte pamuk, fıstık, susam gibi daha az su isteyen ürünleri üretirken ticari kaygılarla daha çok su isteyen ürünlere yöneldiğini hatırlatan Zayim, yeniden daha az su isteyen ürünlere yönelmek gerektiğini bildirdi.