Türkiye’de kız çocuklarının bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına erişimi, erkek çocuklara göre daha kısıtlı kalıyor.
9.Köy'den Eylül Akköse'nin haberine göre; Birleşmiş Milletler Kadın Birimi tarafından yapılan LinkedIn üye profili araştırmasına göre, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı politikaların yetersizliği nedeniyle bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında çalışan kadınların oranı yüzde 29.2.
STEM (Science (Fen Bilimleri), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik)) alanlarında kendine yer edinmiş kadınlar ise bu duruma tepkili.
“Misafir değil, mühendisiz”
Endüstri Mühendisi Berşan Tüylü 9. Köy’e yaptığı açıklamada; makine, elektrik-elektronik, bilgisayar ve yazılım mühendislik bölümlerine nazaran endüstri mühendisliği bölümünde kadın yoğunluğunun daha fazla olduğunu belirterek, bu duruma rağmen iş hayatında yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:
“İş hayatına başladığımda staj da dahil olmak üzere fabrikalarda mühendislik yapıyorsan genelde erkeklerden sonra geliyorsun. Yani bir sorun olduğunda veya bir şey danışılacaksa bile, erkek mühendis varsa insanlar önce onlarla iletişime geçmeyi tercih ediyor. Maalesef biz biraz arka planda kalıyoruz. Bu nedenle hep daha fazla çaba sarf etmek zorunda durumunda kalıyoruz.”
Özellikle üretim alanında sahada erkek işçilerin yanında çalışmanın kadın mühendisler açısından daha zorlayıcı olduğunu söyleyen Tüylü, “Hem yeni işe girmiş hem de kadın olunca bir mühendis gözüyle değil de, oraya gelen kadın bir misafir gözüyle bakılıyor. Aslında mesleğimi seviyorum yapmaktan keyif alıyorum. Hatta mühendislik bölümü okumak isteyen kadınlar benimle iletişime geçtiğinde kendi bölümümü öneriyorum. İnsanlardaki bu farkındalık arttıkça ayrımında azalacağını düşünüyorum. Kadın mühendisler arttıkça insanların bu duruma alışacağını ve ayrımın azalacağını düşünüyorum” diye konuştu.
“Mülakatlarda kadınlara ‘Evlenmeyi düşünüyor musunuz, çocuğunuz var mı?’ diye soruluyor”
Kız çocukları ve kadınlara yüklenen toplumsal cinsiyet rolleri sebebiyle, STEM alanlarında kendini geliştirmek isteyen kız çocukları ve kadınların çok daha fazla çalışmak ve zaman yaratmak zorunda olduğunu söyleyen bilgisayar mühendisi ve siber güvenlik uzmanı Ayşe Akdağ ise sektörde yaşadığı deneyimi şu sözlerle aktardı:
"Bir erkek çocuğunun bilgisayara sahip olduğu yaş ile, kız çocuğun sahip olduğu yaş arasında uzun yıllar var. Kız çocukları bu farkı kapatabilmek için ekstra çalışmak zorundalar. Bu durum maalesef sadece bilgisayara ve internete erişme yaşı ile de sınırlı değil. Toplumsal cinsiyet rolleri sebebiyle kız çocukları ve kadınlar bu alanları seçmekte zorlanıyor. Seçebildiğinde de 1-0 geride başlıyorlar....Mülakatlarda erkeklere ‘Evlenmeyi düşünüyor musunuz, çocuğunuz var mı?’ soruları sorulmazken, kadınlar sıklıkla bu şekilde ayrımcılığa maruz kalıyor. İş hayatına dahil olabilen kadınlar ise terfilerde haksızlığa uğradığını düşünüyor ve cam tavanla karşı karşıya geliyor"
Kendisinin de üniversitede okurken, çalışma hayatına dahil olmaya çalıştığı süreçte benzer mülakat deneyimleri yaşadığını kaydeden Akdağ, “Bu sebeple, STEM alanında çalışan kadınların görünür olmasını önemsiyorum. Bu alanı seçtiğimde bana rol model olan, haklarını arayan, toplumsal cinsiyet eşitliği savunan, konferanslarda kadınlara yer verilmediğinde ses çıkaran kadınlar sayesinde alanda tutunabildim. Ben de katıldığım ilham seanslarında kız çocukları ve kadınlarına ilham olmaya çalışıyorum” dedi.
Kadınlar sektörde ve sektöre girmeden önce nasıl desteklenebilir?
Deprem bölgesindeki kadınların STEM’e erişimi Türkiye’nin yaşadığı Kahramanmaraş depremlerinin de kadınların STEM alanına erişimini olumsuz etkilediğini söyleyen SistersLab – Bilim ve Teknolojide Kadın Derneği kurucu üyelerinden Nihal Güngör ise depremin yarattığı bu yeni açığı kapatmak için bölgede yaşayan ve STEM alanlarında kariyer yapmayı hedefleyen kadınlara, mentorluk ve eğitim programları düzenlediklerini anlattı. Güngör; “Mentorluk, eğitim ve istihdam çalışmalarıyla gençlerin teknik ve sosyal becerilerini geliştirmek, özgüvenlerini güçlendirmelerine destek olmak ve iş hayatına daha hazır bir şekilde katılmalarına yardımcı olmak istiyoruz” dedi.
“Kadınlar STEM alanlarındaki kariyer süreçlerinde özgüven sorunu yaşıyor”
Güngör, kadınların sektöre girmek için eğitim aldıkları süreçte ve çalışmaya başladıklarında ciddi özgüven sorunları yaşadıklarını da vurguladı, “Bu özgüven sorununun temelini sektörde cinsiyet eşitsizliği sorununun gündem olmaması ve erkeklerin sektörde çoğunlukta olması oluşturuyor. Bu nedenle kadınlar ihtiyaçlarını belirtebilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri, kadınların da bulunduğu bir alanda çalışmak istiyorlar” diye konuştu.