Türkiye siyasetinde gündem yaratan yeni bir gelişme yaşandı. PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın, terör örgütüne yönelik bir mektup kaleme aldığı ve örgütün silah bırakması için çağrıda bulunduğu iddia edildi. Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT), DEM Parti ve İmralı arasında bir süredir devam eden görüşmelerin hız kazandığı belirtilirken, Öcalan’ın örgüte doğrudan hitap ettiği mektubun içeriği merak konusu oldu.
Görüşmeler Hız Kazandı: Öcalan’ın Çağrısı Şekilleniyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” mesajı sonrası, güvenlik birimleri ile DEM Parti arasındaki temasların yoğunlaştığı öğrenildi. İddiaya göre, DEM Parti heyeti geçtiğimiz haftalarda İmralı’ya ikinci kez giderek Öcalan ile görüştü. Bu görüşmenin ardından, Öcalan ile güvenlik birimleri arasında da doğrudan temasların arttığı ve PKK’nın silah bırakmasına yönelik yöntemlerin değerlendirildiği kaydedildi. Kaynaklar, sürecin kritik aşamalara geldiğini belirtiyor. Özellikle silah bırakma çağrısının hangi yöntemle yapılacağı, çağrının yazılı mı, sözlü mü yoksa görüntülü bir açıklamayla mı şekilleneceği gibi konular masaya yatırılmış durumda.
Öcalan: "Örgütü Ben Kurdum, Ben Dağıtıyorum"
Öcalan’ın mektubunda örgüte açık bir mesaj verdiği ve silah bırakılmasını istediği iddia ediliyor. Mektubun içeriğiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmazken, kulislerde Öcalan’ın PKK’nın 40 yıldır devam eden silahlı mücadelesinin bir sonuca ulaşmadığını, örgütün dağılmasını bizzat kendisinin yönetmek istediğini ve sürecin kontrolünün dış güçlere bırakılmaması gerektiğini ifade ettiği konuşuluyor. Ayrıca, silah bırakma çağrısının belirli bir takvim çerçevesinde yapılması gerektiği üzerinde durduğu da iddialar arasında. Güvenlik kaynakları, Öcalan’ın örgütün dayatmalarına boyun eğmediğini ve “PKK’yı ben kurdum, ben dağıtıyorum” anlayışıyla hareket ettiğini ifade ediyor.
Af Tartışması Masada mı?
Öcalan’ın talepleri arasında “af” konusunun yer almadığı, ancak örgütün tamamen silah bırakması durumunda bazı hasta ve yaşlı mahkûmların cezalarının ev hapsine çevrilebileceği konuşuluyor. AK Parti cephesinden gelen açıklamalarda da bu konuya net bir şekilde kapı kapatılıyor. Parti yetkilileri, öncelikli olarak silahların bırakılması gerektiğini, örgüt tamamen silah bırakmadan ve bu durum somut olarak görülmeden herhangi bir adım atılmayacağını belirtiyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da afla ilgili net bir dille kapıyı kapattı. Ancak, hasta ve ileri yaştaki mahkûmlar için özel infaz düzenlemeleri yapılabileceğini söyledi. Tunç, özellikle 70-80 yaşını geçmiş ve sağlık durumu ağır olan mahkûmlar için cezalarının kalan kısmını ev hapsinde tamamlamalarına yönelik bir düzenleme olabileceğini belirtti.
DEM Parti AK Parti ile Görüşmek İstiyor
DEM Parti’nin sürecin yasal çerçevesini oluşturmak adına AK Parti ile de temas kurmak istediği iddia ediliyor. Parti yetkilileri, çözüm süreci döneminde oluşturulan ‘akil insanlar’ heyetiyle de temaslar kurarak sürecin nasıl yönetilebileceğini değerlendiriyor. DEM Parti’nin, Terörle Mücadele Yasası, Ceza İnfaz Yasası ve kayyum atamalarına ilişkin bazı düzenlemeler için AK Parti ile görüşmek istediği ve bu sürecin nasıl şekillendirileceği konusunda müzakereler yapmak istediği belirtiliyor. DEM Parti içinde süreci yürüten isimlerden Ahmet Türk’ün, AK Parti yetkililerine “Benim sağlığım iyi değil. Açıkçası, daha kötüye gitmeden barışın sağlanması için bana düşen son görevi de yerine getirmek istiyorum.” dediği öne sürüldü.
Bakan Tunç: "Bu Bir Pazarlık Süreci Değil"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hükümetin bu sürece nasıl yaklaştığını net bir şekilde ifade etti. Tunç, sürecin bir pazarlık olmadığını, devletin burada doğrudan bir muhatap olarak yer almadığını ve örgüt içinde gerçekleşen iç dinamiklerin sonucu olarak ilerlediğini belirtti. Özellikle, bu süreçte şehit ailelerini incitecek, onları üzecek hiçbir adımın atılmayacağını vurguladı.
Sürecin Sonraki Aşamaları Ne Olacak?
Önümüzdeki süreçte, Öcalan’ın silah bırakma çağrısını nasıl ve ne zaman yapacağı kritik bir eşik olacak. DEM Parti’nin, sürecin yasal çerçevesinin nasıl şekillendirileceği konusunda AK Parti ile yapacağı görüşmeler de belirleyici bir faktör olacak. Örgütün Öcalan’ın çağrısına nasıl yanıt vereceği ve PKK içinde yaşanabilecek olası bölünmeler de süreç açısından önem taşıyor. Ayrıca, güvenlik güçleri, örgütün tamamen silah bırakmasını sağlamak için izleyeceği stratejiyi titizlikle belirleyecek. Sürecin nereye evrileceği, tarafların atacağı somut adımlara bağlı olacak.