“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”
“Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.”
“Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.”
Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”
“Sizim başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.”
“Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.”
Bu kadarıyla yetinelim…
“Öğretmen” yetiştiren okullar vardı… (16 Mart 1848-kuruluş)
Ve Köy Enstitüleri…
Girişte sıraladığımız özellikleri taşıyan…
Yoksul köy çocuklarının; yaparak-yaşayarak, yakından-uzağa metotlarıyla topluma kazandırıldığı… Yeteneklerin ortaya çıkarıldığı ve geliştirildiği… Becerilerin arttırıldığı…Ülkenin kalkınmasına hizmet amaçlı olan…
İşte bu Köy Enstitüleri, o günün ağababası, günümüzün gerileyen ve çöken emperyalisti ABD tarafından, maşalarına yaptırılan yasa ile kapattırıldı.
Öğretmen Okulları 1971’e kadar devam etti. Yine köy-köylü odaklı olmak üzere öğretmenler yetiştirildi. Köylerde görev yapan öğretmenlerimiz ve şehir merkezlerinde görev yapan öğretmenlerimiz, aldıkları eğitim ve öğretim sayesinde ülkeye ve millete yararlar sağlamaya çalıştılar.
Peki sonra?
Öğretmen Okulları “Öğretmen Liseleri” oldu. Eğitim Fakülteleri açıldı. Ancaaakkk; Beş yıllık eğitim fakültelerini bitirenler bu kez KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) denilen ucube bir sınava tabii tutuldular. Veeee günümüzde beş yüz bin eğitim fakültesi mezunu GÖREV beklemekte…
Bir video dolaşıyor bu günlerde sanal dünyada, “Öğretmen Okulları Marşı” söyleniyor…
Duygulanmamak mümkün değil. Emeği geçenlere yürek dolusu teşekkürler. Gururla okuduğum ve her defasında duygulandığım bu marşta ne mi diyor?
Alnımızda bilgilerden bir çelenk, nura doğru can atan Türk genciyiz
Yeryüzünde yoktur olmaz Türk’e denk, korku bilmez soyumuz
Candan açtık cehle karşı bir savaş
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş
Öğren, öğret, hakkı, halka, gürle coş, durma, durma koş!
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun!
Keşke yazılarda da müzik olabilse…Dinleyebilsek…Gururu paylaşabilsek…
--
O zaman bir gurur gününü daha paylaşalım;
18 Mart;
Çanakkale zaferimizin 109.Yılı…
Bir yanıyla, ulusal kurtuluş mücadelemizin altın sayfalarında yerini almış, altın harflerle döşeli günümüz..
Bir yanıyla da şehitlerimizi anma günümüz!
Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sizlere ölmeyi emrediyorum,” diye seslendiği günlerin, zaferle noktalandığı gün!
Boğazlarımızda emperyalistlere geçit vermediğimiz zamanlar
Cumhuriyetimizin güçlü kökleri sonsuza kadar kök yaymaya devam edecek!
Ne mutlu Türk’üm diyene!