Devrim KARTAL
Bugün, Türkiye'nin vicdanını sarsan, kadına yönelik şiddetin en acı örneklerinden biri olan Özgecan Aslan'ın ölümünün yıldönümü. 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan, 11 Şubat 2015'te Mersin'in Tarsus ilçesinde, evine gitmek üzere bindiği minibüste şoför tarafından cinsel saldırıya direnirken vahşice öldürüldü. Bu korkunç suç, ülke genelinde infial yarattı ve kadına yönelik şiddetle mücadelede bir dönüm noktası oldu.
Özgecan'ın trajik ölümü, kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı toplumsal bilinci artıran bir simge haline geldi. Hayatının baharında, hayallerine kavuşma umuduyla dolu genç bir kadının hayatının, toplumun en karanlık ve geri kalmış yüzü tarafından elinden alınması, yalnızca bir ailenin değil, bir ulusun yasını beraberinde getirdi.
Özgecan Aslan, Mersin'de bir psikoloji öğrencisiydi ve psikolog olma hayalleri vardı. Onun masum ve parlak geleceğe sahip bir genç kadın olarak anılması, şiddet mağduru kadınların hikayelerine ışık tuttu ve bu tür vakalarda farkındalığın artmasına katkıda bulundu.
Özgecan'ın katledilmesi sonrasında, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bu konuda ciddi adımlar atılması için çağrılar yükseldi. Toplumun her kesiminden insanlar, bu trajedinin tekrarlanmaması ve kadınların güvenli bir yaşam sürdürebilmeleri için birleşti. Özgecan, bir sembol olarak, şiddetin son bulması ve kadın haklarının korunması mücadelesine güç veren bir isim oldu.
Bugün, Özgecan Aslan'ı ve onun gibi şiddete kurban giden tüm kadınları anıyor; adalet, eşitlik ve güven içinde yaşam hakkı için mücadeleyi sürdürme sözü yineleniyor.. Özgecan'ın anısı, şiddete karşı duruşun ve kadın haklarını savunma azminin bir parçası olarak yaşamaya devam edecek.