Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) milletvekili seçilmiş olmasına rağmen hala serbest bırakılmayan Gezi Parkı davası tutuklusu Can Atalay'ın, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına aykırı bir şekilde tahliye edilmemesine ilişkin geçen hafta TBMM'de özel düzenlendi. Oturumda Alpay Özalan başta olmak üzere AKP'li vekiller, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık'a kürsüde konuşma yaptığı sırada saldırdı. Saldırıda DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ile CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp yaralandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Bitlis'te, Can Atalay oturumunda yaşananlarla ilgili ilk kez konuştu. Erdoğan, TİP'i işaret ederek, "Bir avuç marjinal, ana muhalefet ve muhalefet partilerini peşinden sürüklüyor" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Ankara'da gazetecilere yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı'nın sözlerine yanıt verdi.
'KOCA DEVLETİ CEMAATİN PEŞİNE TAKAN SİZSİNİZ'
Özel, ilgili soruya karşılık şunları söyledi:
"Bir avuç FETÖ'cünün peşine koca partisini takmış biri için yine olmadık bir eleştiri. Bir avuç cemaat ve tarikatın peşine koca devleti takan biri, 15 Temmuz hain darbe girişimine yol açacakların yıllarca sıvazlamış, yolunu temizlemiş biri şimdi bizi birilerinin peşine takılmakla suçluyor. Ahmet Şık'ın üslubunun Meclis'e uygun olmadığını söyledim, hatta beni eleştirenler de oldu. Ahmet Şık, sözün sınırlarında saygı sınırlarını aşmış olabilir.
'MİLLİ GURURUMUZDU MİLLİ UTANCIMIZ OLDU'
Peki Alpay Özalan denen organizma ne yapıyor? Kürsüye saldırıyor, kan akıtıyor, kadına şiddet uygulanmasına ön ayak oluyor, her şeyi başlatıyor. Ahmet Şık'ın sözü ağırdı, bazı kelimeleri Meclis'e yakışmadı. Alpay Özalan Türkiye'ye yakışmıyor. Biz Özalan'ı milli takımda oynarken milli gururumuz olarak görürdük, Erdoğan'ın partisinde milli utancımıza dönüştü. Buradan özeleştiri yapması gereken kişinin eleştiriye yeltenmesini tükenmişlik sendromuna bağlıyorum."
'MİLLETİN BİR ELİ YAĞDA BİR ELİ BALDA DEĞİL'
Özel, Erdoğan'ın "Yasakların, baskıların, yokluk ve yoksullukların olduğu o eski günler artık bir daha gelmemek üzere tamamen geride kalmıştır" sözlerine de şu yanıtı verdi:
"Bitirdim dediği yoksulluğu görmesi için Keçiören pazarına gelsin. Erken saatlerde Adana'daki ırgat pazarına gitsin. Veya dün benim gittiğim Gaziantepe'e gitsin bir fıstık üreticisini dinlesin. Bir dolaşsın bakalım vatandaşın arasında, Saray'daki kadar bir eli yağda bir eli balda bir millet yok. Bir gün öncenin ekmeğini ucuza satın almak için kuyruğa girenler, pazarda ezilmiş meyve sebzeyi yüzünü kapatarak toplayanlar var. Yasakları sürdürdüğünü, yolsuzluğu bitiremediğini, kurumsallaştırdığını itiraf edenler; yoksulluğu bitirdiler mi bitirmediler mi milletimizin vicdanına havale ediyorum."
