Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasının ardından başlattığı eylemsellik süreci Mersin’e taşındı.

CHP lideri Özgür Özel’in katılımıyla Mersin Yenişehir Meydanı’nda, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi düzenlendi.

Yağan yağmura aldırmayan on binlerce vatandaş ellerinde Türk bayraklarıyla hınca hınç Yenişehir Meydanı’nı doldurdu.

CHP'nin Yenişehir İlçe Başkanı, Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer'in mesajını okudu.

"HALK UYANDI VE İKTİDARA YÜRÜYOR"

Mesaj şu şekilde:

"Fiziken burada dört duvar olsam da yüreğim orada sizlerle beraber atıyor. Varlığınız bize güç veriyor. 31 Mart'ta sayın genel başkanımız Özgür Özel'in liderliğinde destan yazdınız. Cam tavanı tuzla buz ettiniz ama ne yazık ki demokrasiden nasibi almayanlar bunu hazmedemedi. Bizleri, sayın cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ile birlikte zulm ile hapsettiler. Korkunun ecele faydası yok, cin şişeden çıktı. Halk uyandı ve iktidara yürüyor. Alanlar dolup taşıyor, halkımız 'Yeter' diyor. Halkın rızası kaybedenler, yönetme meşruiyetini de kaybetmişlerdir. Yargıyı sopa gibi kullanarak gidişlerini ertelemeye çalışıyorlar ama nafile."

VAHAP SEÇER: CHP'Lİ BELEDİYELER İKTİDARI SARSIYOR

Özer'in mesajının okunmasının ardından sahneye çağrılan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer kalabalığı selamladıktan sonra konuşmaya başladı:

"Bu yönetime itirazı olan herkes burada. Özgür Özel burada sadece Mersin'e seslenmeyecek. Adalet diye ses yükseltiyoruz. Fakirlik kol geziyor. 23 yıldır bütün kaynaklar kurudu. Bunların derdi CHP'li belediye başkanlarının halk tarafından sevilmesidir. CHP'li belediyeler iktidarı sarsıyor. 31 Mart'ta Türkiye kırmızıya boyandı çünkü belediye başkanları halkın gönlüne girdi. Devletin dini adalettir. Devletin dini tahrip edilmişse adalet yok olmuş demektir. Varsın üstümüze gelsinler biz korkmuyoruz, korkan onlar. Sizden korkuyorlar, milletten korkuyorlar."

İMAMOĞLU’NUN MEKTUBU OKUNDU

Meydanda, Silivri’de tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mektubu da okundu:

İmamoğlu, CHP Mersin İl Başkanı Koral Ömür tarafından okunan mektubunda şu ifadeleri kullandı:

“Akdeniz kadar engin, Toroslar gibi güçlü Mersinliler; bugün aranızda olamasam da kalbim sizinle aynı meydanda, aynı heyecanla atıyor. Bu mektubu Silivri zindanından, Toroslar’ın yamaçlarından sahil boyunca uzanan narenciye bahçelerine; tarlalardan üniversite kampüslerine kadar Mersin’in dört bir yanına, yüreği bu memleket için çarpan herkese gönderiyorum.

Mersin, demokrasi kentidir. Mersin, milli iradenin kentidir. Mersin, Türkiye’nin kardeşliğinin, Türkiye’nin beraberliğinin sembol şehridir. Mersin üretenin, direnenin, paylaşanın şehridir. Alın terinin tuza karıştığı, güneşin bollukla doğduğu bu topraklar ülkemizin bereketine bereket katıyor. Ama ne yazık ki bu güzelim şehir, yıllardır ihmal ediliyor. Türkiye’nin stratejik gücü olması gereken Mersin, hak ettiği yatırımı alamıyor. İktidarın gözünde Mersin, sadece haritada bir nokta; ama bizim gözümüzde Mersin, Türkiye’nin yarınıdır.”

“BU ÜLKEYİ ADALETLE, EMEKLE, BİLİMLE YÖNETECEĞİZ”

“Biz, bu ülkeyi adaletle, emekle, bilimle yöneteceğiz. Mersin’i üreten bir merkez haline getireceğiz. Çiftçimizin alın terini koruyacak, narenciyeyi dalda bırakmayacağız. Vahap Seçer Başkanımızla el ele verip, gençlerimizin iş bulabildiği, kadınlarımızın özgürce yaşadığı, çocuklarımızın umutla büyüdüğü bir şehir kuracağız. Zeydan Karalar Başkanımızla el ele verip, Adana’yı tarımıyla, sanayisiyle güçlü ve adil bir ekonomiye kavuşturacağız. Adana, hak ettiği değeri görecek, Adanalı geleceğe umutla bakacak. Hep birlikte, Çukurova’nın bereketine bereket katacağız. Bunun için yola çıktık. Çünkü biliyoruz; bu düzen değişmeli. Çünkü bu halk, daha iyisini hak ediyor. İktidar yolunu hep birlikte yürüyecek, hep birlikte başaracağız.”

“BİZİ ZİNDANLARA ATABİLİRLER AMA…”

“Yolumuzu yargı darbeleriyle durdurmaya çalışıyorlar. Bizi zindanlara atabilirler ama mücadelemizi de milletimizin teveccühünü de direnişini de durduramazlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizi yolumuzdan alıkoyamazlar. Ben, milletime güveniyorum. Sizlerin inancına, cesaretine, aklına güveniyorum. Mersin’den yükselen bu ses, tüm Türkiye’nin geleceğini değiştirecek.

Bu meydanlarda kurulan umut, yarının iktidarını inşa edecek. O gün çok yakın. Sandık gelecek… Ve o sandıktan yalnızca bir değişim değil, herkes için adil, herkes için özgür, herkes için müreffeh Türkiye’ye kavuşacağız. Hepinizi yürekten selamlıyorum. Var olun.”

ÖZGÜR ÖZEL KALABALIĞA SESLENİYOR

Mersin buluşması, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmasıyla devam ediyor.

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

* Bugün bir kez daha Mersin'deyiz. Ancak bugün gördüğümüz tablo, Mersin'in iradesinin, milli iradeye sahip çıkma azminin bir göstergesi. Bugün Mersin'de Saraçhane'de ilk kez olan bir şey oldu. Saraçhane'de 23 Mart günü yani milletin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için koyduğumuz dayanışma sandıklarına koştuğu, oradan Saraçhane'ye geldiği, bütün öğleden sonrayı akşama orada geçirdiği, gecenin saat 10'unda dronun uçup uçup ucuna varamadığı, menzil dışına çıktığı akşamki gibi bugün de Mersin'de dron kalabalığın ucuna ulaşamıyor. Hepiniz hoş geldiniz. Mersin tarihinin en büyük mitinglerinden birini yapıyor ama hep söylediğimiz gibi, bugün biz burada Mersin'de toplanmaya, miting yapmaya gelmedik. Biz bugün Mersin'e eylem yapmaya geldik, sonuç almaya geldik.

* Mersin tarihin en büyük mitinglerinden birini yapıyor ama biz bugün Mersin'e miting yapmaya değil eylem yapmaya ve sonuç almaya geldik. Belediyeye yapılan, milli iradeye yapılan darbe girişiminden sonra meydanlara sığmayanlar bugün Mersin'de hep birlikte 'İmamoğlu'na özgürlük', 'Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum' demeye geldiler. Nasıl ki 2019 öncesinde Mersin'de rant, kavga, mafya vardı, Vahap Seçer geldi, huzuru, hizmeti ve barışı getirdi. Bu nasıl olduysa gelecek seçimlerden sonra AK Parti gidecek, CHP gelecek, Türkiye'ye huzur ve barış gelecek. O huzuru getirecek olan isim ise bugün bizi küçücük hücresinden izleyen Ekrem İmamoğlu'dur.

"MERSİNLİLER ADALET İÇİN GELDİ"

* Cumhurbaşkanı adayımıza, Ekrem İmamoğlu'na, belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerimize, belediye bürokratlarına yapılan darbe girişiminden sonra, milli iradeye yapılan saygısızlıktan sonra milyonlar olup sokaklara taşanlar, meydanlara sığmayanlar bugün Mersin'den hep birlikte "İmamoğlu'nun özgürlük, adayımı yanımda, sandığı önüme istiyorum" demeye geldiler.

* Saraçhane'den, Maltepe'den, Samsun'dan, Yozgat'tan, Ankara'dan Mersin'e selam getirdik. Selam olsun Mersin! Selam olsun güneyin güzel insanları, Akdeniz'in sıcak ve yiğit insanları. Bugün bu meydanda narenciyeyi dalda bırakanlara, adaleti limon gibi sıkanlara karşı mitinge değil, eyleme geldik. Zulme karşı susmayan, bugün de Yenişehir Meydanı'na sığmayan Mersinlilerle birlikte tarihe geçmeye, tarih yazmaya geldik. Mersinliler adalet istiyor.

* Adalet diye seslerini yükseltiyorlar. Gerçekten Mersin hem Türkiye'de yaşanan adaletsizliklere hem de kendine yapılan haksızlıklara, Mersin'in artık tahammülü kalmadı. Mersin en fazla vergi veren ya beşinci ya altıncı il olurken her sene hizmet alımında 25. sırada. Yıllardır beklediği, söz verilmiş projeler tamamlanmıyor, birçoğuna başlanmıyor. Ana konteyner limanı projesinden vazgeçtiler. Mersin'e büyük bir haksızlık yaptılar. 8 kültür ve turizm bölgesinin birini bile yatırıma açmadılar. Çeşmeci-Taşucu otoyolunu 10 yıldır bitiremediler. Akbelen katlı kavşağı yıllardır tamamlanmıyor. Mersinli çiftçi için Pamuklu Barajı'nı 8 yıldır bekliyor, açmadılar, hala açmıyorlar.

'BU MİLLET SANDIĞINA SAHİP ÇIKAR'

* Şimdi de kendini milletin üstünde görenler, bu millete istikamet dayatmak isteyenler var. Bu milletin nasıl bir millet olduğunu bir kişiden, bir zümreden, bir partiden çok daha güçlü ve çok daha büyük olduğunu bütün Türkiye'ye ve dünyaya her gün gösteriyoruz. Çünkü bu millet her şeyi affeder. Yoksulluğa, sıkıntıya bile sabreder ama iradesini elinden almak isteyenlere sabretmez, onları affetmez. Bu millet sandığın değerini bilir ve sandığına, seçme seçilme hakkına her zaman sahip çıkar.

"TEK ADAM REJİMİN SONU HÜSRANDIR"

* Darbeler olur. Kimine hemen direnir, kimin de biraz gecikir ama eninde sonunda iradesinin arkasında, darbecilerin karşısında olur. Çünkü bilir ki sandık giderse, seçme hakkı giderse her şey tehlike altındadır. Bunu nereden bilir? Bunu şuradan bilir: Çanakkale Savaşı'nda bütün bir millet Çanakkale'yi bırakmamak için, oradan donanma geçmesin, işgal orduları geçmesin diye, Anadolu işgal edilmesin diye can vermiştir. On binler, on binler toprak altında kefensiz yatmıştır ama sonra bir kişinin iradesiyle…

* Ne zaman ki ne zaman ki Çanakkale geçilmesin diye dedelerimiz koyun koyuna toprak altında kefensiz yatmasına rağmen İstanbul'daki tek kişinin bir onayıyla, bir hatasıyla o donanmalar birkaç yıl sonra gelmiş, İstanbul işgal edilmiştir. Bir yönetimin, tek adamın rızasıyla nasıl işgal orduları ayak basmıştır? Sonrasında Anadolu 7 farklı ordu tarafından taksim edilmiş, işgal edilmiştir. Anadolu'daki çiftçinin tarlasına, bağına, bostanına asker, işgalci askerlerin postalı basmıştır. Köyüne düşman ordusu gelmiştir. Malı, mülkü, namusu tehdit altına girmiştir. O gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le beraber ayağa kalkmış, şahlanmış, düşmandan yurdu kurtarmış, sonra da kurtarıcısıyla birlikte cumhuriyeti kurmuştur.

* Herkes Mustafa Kemal'e kimi krallık layık görmüştür, kimi padişahlık. Kimi Amerikan tipi başkanlık önermiştir, kimi İngiliz gibi krallık. Paşa demiştir ki: "Biz milletle birlikte bir meclis kurduk, demokrasiyi getirdik. Kararı millet verir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." İşte Anadolu'nun, Rumeli'nin irfan sahibi güzel insanları bilir ki her tek adam rejiminin sonu hüsrandır. Kendine de hüsrandır, vatana da hüsrandır. Nerede sandık vardır, nerede demokrasi vardır, nerede seçme hakkı, seçilme hakkı vardır, orada huzur, barış, bolluk vardır. Onun için kim sandığa el uzatırsa, kim seçme hakkını almaya "Kararı ben vereceğim." derse o bu milletin düşmanıdır. Bu millet o darbecilerin karşısındadır.

* Bu millet onun için sandığı namusu bilir, namusu gibi korur. Çünkü sandık yoksa tek adam vardır. Tek adam varsa hata vardır. Hata varsa işgal vardır. İşgal varsa ne malın, ne mülkün, ne namusun garantisi vardır. Onun için sandığımıza, adayımıza, ülkemize, namusumuz gibi sahip çıkmaya devam edeceğiz hep birlikte. Dünyada iki çeşit darbe var. Bunlardan biri sivil, biri askeri darbe.

* Bu ülke ikisini de gördü geçmişte ama bu dünya bugünlerde Türkiye'de olan gibisini görmedi. Geçmişte seçilmiş birisine değil elbette, geçen yerel seçimin İstanbul Belediye Başkanı'na ama esas olarak gelecek seçimin Cumhurbaşkanı adayına, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ülkenin kurucu partisinin Cumhurbaşkanı adayına, geleceğin cumhurbaşkanına darbe girişimi vardır. Bu darbe girişiminin karşısında on milyonlarca on milyonlarca cesur yürek, on milyonlarca cumhuriyetini, Atatürk'ün emaneti sandığını, demokrasiyi koruyanlar vardır. İşte ben bugün Mersin'de, Yenişehir'de o iradeye sahip çıkan yüz binleri görüyorum, milyonları görüyorum.

"CUNTANIN KARARGAHI SARAY'DIR"

* Malum her darbenin bir cuntası .bir başı, her darbenin bir hedefi var. Hedef şüphesiz şahıs olarak Ekrem İmamoğlu ama esas olarak sizin iradenizdir. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir, saraydır. Bu cuntanın silahı ele geçirdiği yargıdır ve bu silahın mühimmatı yalandır, iftiradır. Mübarek Ramazan'da bir iftar sofrasında haber aldık ki Ekrem Başkan'ın 31 yıl önce aldığı diplomasını iptal ettiler. Takip eden takip eden sahura binlerce polis kardeşimizi haksızca evine gönderdiler, gözaltına aldılar.

Ekrem İmamoğlu'ndan Mersin Mitingine Mesaj Ekrem İmamoğlu'ndan Mersin Mitingine Mesaj

* 4 gün tuttular ve ardından Silivri zindanına koydular. İstiklal Marşı'mız "Korkma!" diye başlar. Saraçhane'de 7 gün 7 gece direnenlere, Mersin'de, 81 ilde sokaklara taşanlara, Maltepe'de 2,2 milyon olup meydanlara sığmayanlara, 15,5 milyon kişi sandık başına koşup adayına sahip çıkanlara selam olsun, helal olsun ki darbecilere tarihi bir ders vermişlerdir. Ancak halen karşımızda bir vesayet rejimi kurmak isteyenler vardır. Onlar artık iktidar değildir. Onlar artık gayrimeşru bir cunta yönetimidir. Çünkü milletten korkana, sandıktan kaçana iktidar demek mümkün değildir. Olsa olsa geleceğin muhalefet partisidir ve iktidar değişimi için milletimiz gün saymaktadır ya, sabır çekmektedir.

* Devlet dediğiniz milletin evidir ama bu evin kapısına bugün bir avuç vesayetçi kilit vurmuştur. İçeri giren onlardır, dışarıda kalan millettir. Devletin kapıları millete kapanmıştır. Bu millet önce işgalden kurtuldu. Sonra yokluktan kurtuldu. Şimdi iradesini esir almak isteyen bu bir zümre insandan kurtulacak. Nasıl Vahap Başkan, Mersin'deki başkanlarımız nasıl belediyenin kapılarını millete açtılarsa size ant olsun ki devletin kapıları da bu millete açılacaktır. Ant olsun!

"DUYUYUR MUSUN TAYYİP BEY, İSTİFAYA ÇAĞIRIYORLAR"

* Tayyip Bey, Türkiye'nin dört bir yanına gidiyoruz. Millet dört bir yanından iki tane şey söylüyor. Bir: "Ekrem İmamoğlu'na selam söylüyor." Görüyor musun? Ekrem İmamoğlu'na selam söylüyor. Bir de bu millet Türkiye'nin dört bir yanından sana bir şey söylüyor. Duyuyor musun, Tayyip Bey? Bu millet sana ne diyor? Millet Tayyip Bey'i istifaya çağırıyor. İstifa bir erdemdir ama bunu yapmayacaksan eğer istifaya gerek görmüyorsan, kendine güveniyorsan o zaman sandığı getireceksin, kararı millet verecek. Var mısın? Hodri meydan! Neredeyse 40 gün oldu. Ekrem Başkan, arkadaşlarımız hakkında bir tek iddialarını ispat edemediler. 40 gün 40 gece yandaş medya ekranlarında yalan attı, iftira attı, atmaya da devam ediyor.

* Ancak yapılan bütün anketlerde en yükseği %30, geneli %25-30 arasında sonuçlarla bu yalanlara, bu iftiralara inanan %25, en çok %30. Dört kişiden birini bile bu kadar iftirayla ikna edememiş bir müfteri iktidarla karşı karşıyayız. Halen ortada iddianame yok. Baskıyla, tehditle yalancı tanıklar aranıyor. Gizli tanıkların Meşe, çınar, ladin diye üç tane odunun attığı iftiraları ne MASAK raporuna doğrulayabildiler ne bir tek kanıt bulabildiler. Şimdi hep birlikte savcılarıyla ifade vermiş olan tanıklara, ifade vermiş olan sanıklara baskı yaparak, mobbing yaparak "Benim istediğim gibi ifade ver, evine git, çocuklarına kavuş ama böyle ifade verirsen seni 10 yıl içeride tutarım." diye tehditle, şantajla yalancı tanık yaratmaya çalışıyorlar. Başaramıyorlar, başaramayacaklar!

ERDOĞAN'A DÜELLO TEKLİF ETTİ: İMAMOĞLU SUÇLU ÇIKARSA SİYASETİ BIRAKIYORUM

* Erdoğan’a bütün milletin önünde siyasi tarihimizin en büyük düellosunu teklif ediyorum. Eğer İmamoğlu suçlu çıkarsa siyaseti bırakıyorum! 

Senin savcın haklı çıkarsa ben istifa edeceğim eğer İmamoğlu haklı çıkarsa sen istifa edecek misin?

Operasyonlara tepki

Daha bu sabah yeni bir operasyona giriştiler. İBB'den üst düzey bürokratların içinde olduğu 50 kişiyi gözaltına aldılar. Maksat bulamadıkları kanıtları bu kişiler üzerinden bulmaya çalışacaklar. Piyasalar yüzünden bunu hafta içi yapamadılar.

Bu operasyonun içinde ahlak olsa borsa neden düşsün? Hepimiz bunun bir kumpas olduğunu biliyoruz. Yapılan işin ilk hedefi milletin iradesine çökmek ikincisi ranta çökmek.

Kanal İstanbul İmamoğlu tutuklanınca hortladı ve Arap televizyonlarında reklamları döndü. İSKİ buna itiraz eden kurumdu. İSKİ başkanı bunların kaçak olduğunu gördü ve TOKİ'ye yıkım için ihtarname gönderdi. Ve hemen ardından İSKİ'nin Genel Müdürü hakkında hiç bir şikayet olmayan kişiyi gözaltına aldılar. Mesele yolsuzluk değil Kanal İstanbulsuzluk. Kanal İstanbul yoksa Erdoğan yok bundan saldırıyor.

Bu sabah saatlerinde insanları yılan sokmaz. Deprem kapıdayken sen bu uzmanları topluyorsan sen bu millete dost değilsin. Tek bugün değil dün akşam 30 genci gözaltına aldılar. Hala daha 40'ın üstünde genç tutuklu.

Ankara'da gözaltına alınan gençlerle gurur duyuyoruz iyi ki varlar iyi ki direniyorlar.

Şimşek'e tepki

Operasyonlardan sonra 52 milyar dolarımızı yaktılar mahvettiler. Güya faizler düşecekti 3 buçuk puan artırmak zorunda kaldılar. Dünyanın en yüksek ikinci faizi Türkiye'de. Yaklaşık 2 trilyon lira ile 81 ilde tüm çiftçilerin banka borçlarının faizi ile birlikte toplamı 1 trilyon lira. Bu para ile borçlarını kapatıp her çiftçiye 420 bin lira verebiliyorsunuz.

Bu para ile atanamayan öğretmenlerin hepsini atar maaşlarını 3 yıl peşin yatırırsınız.

19 Mart darbecileri bu parayı İmamoğlu'nu tutuklatıp kendilerinin yerlerini korumak için harcadı.

Bu darbenin mali ayağı Mehmet Şimşek ABD’ye gitmiş yatırımcı arıyor. Şimdi gitmiş İMF’nin başkanının kapısında. Görüşmeyi yapmış ABD Maliye Bakanı açıklıyor Şimşek ile görüştüm İran’a baskıda yanımızda olacaksınız dedim diyor.

Aynı görüşme ile ilgili Mehmet Şimşek ise yapay zeka konuştuk dedi. Ey Mehmet bey adam sana görev vermiş istikamet vermiş. At yalanı dönüp sayalım inananı.

Bu iktidar ABD emriyle 19 Martı gerçekleşti ve Türki Cumhuriyetler Güney Kıbrıs'ı tanıdı Türkiye açıklama yapmadı. İktidar Kıbrıs'ı satmıştı.

İktidar Gazze'deki tehcire hicret diyor ve susuyor. Gazze'yi satmıştır. Biz Filistin'de Deniz Gezmiş'in Kıbrıs'ta Bülent Ecevit'in arkadaşıyız.

Don felaketi üzerinden AKP'yi eleştirdi

Bu iktidar don felaketi sonrası çiftçinin yanında durmadı. Bazı şehirlerde bir miktar hasar var dedi. Oysa hasar üreticileri perişan etti. Ziraat Bankası'ndaki borçlar silinmelidir. Destekler verilmelidir. Oysa Ziraat Bankası bırakın silmeyi faiz üstüne faiz bindiriyor.

Buradan sesleniyorum tüm çiftçilere şunu hatırlatıyorum size ucuz düşük faizli kredi vermesi gereken banka bunu yapmazken ülkeyi yönetenler tek talimatla DHA'yı Doğan Medya'yı 800 milyara Demirören'e peşkeş çekti. O tüpçü bu parayı ödemedi. Çiftçiyi değil de tüpçüyü düşünen bu iktidara Mersin çiftçisi gücünü gösterecek.

Ekrem İmamoğlu çiftçiyi yeniden milletin efendisi yapacak. Bunun için bizden korkuyorlar.

Kürt sorunu açıklaması

Biz bundan sonra da milyonlarla birlikte bir olacağız. Bizim birlikteliğimizin adı Türkiye ittifakıdır.

Mersin'de çok sayıda Kürt vatandaşımız da yaşıyor. Bir süredir bir süreç yürütülüyor. Biz CHP olarak en başından beri çözümden yanayız. Bunun için Meclis'ten başka zemin bilmeyiz. Gizli pazarlıkların değil şeffaflığın samimiyetin arkasındayız.

Sorunun çözümü için kendi komisyonumuz çalışıyor Meclis'e çağrıda bulunduk. Ne yapılacaksa milletin gözünün önünde yapılmalı. Birileri gibi böyle sorun yoktur demeyeceğiz. Kürt Türk kardeşliğini bilerek Mersin'den Türkiye'deki herkesi tüm demokratları büyük bir inanç ve kararlılıkla selamlıyorum.

Ahmet Özer tutuklu hemşeriniz Kürt olduğu için tutuklu. Biri Kent uzlaşısı denilen bizim Esenyurt İttifakı dediğimiz Kürtler de seçilsin diye yaptığımız bir program diğer tutuklanma sebebi ise telefonda kayıp yaşamış bir anneye açtığı telefon. Ahmet Özer’in biz sonuna kadar arkasındayız.

Kaynak: Haber Merkezi