Tahir Karaman
Bahçeden market raflarına kadar uzanan süreçte fiyatlar arasındaki uçurum, üreticileri ekonomik olarak çıkmaza sürüklüyor. "Bahçeden kilosu 8-10 TL’ye çıkan portakalın market raflarında 30-40 TL’den satılması, bu işte büyük bir adaletsizlik olduğunu gösteriyor," diyen üreticiler, artık dayanacak güçlerinin kalmadığını belirtiyor.
Emeğin Bedeli: Borç Yükü ve Geçim Savaşı
Portakal üreticisi Naci Kıdış, yaşanan sıkıntıların en net örneklerinden biri. 15 dönümlük portakal bahçesi bulunan Kıdış, yıllık masraflarını karşılayamadığını dile getiriyor:
"Sadece sulama için yılda 30 bin TL harcıyoruz. Zirai ilaç, gübre, mazot derken masraflar daha da artıyor. Portakal ise elimizden neredeyse yok fiyatına çıkıyor. Kazandığımız para, bırakın borcu ödemeyi, günlük yaşam giderlerimizi bile karşılamıyor."
Sulama maliyetlerinin yüksekliği, üreticilerin en büyük şikâyetlerinden biri. Zirai ilaçların fiyatları ise üreticiyi çaresiz bırakıyor. Kıdış, üretim sürecinin artık yaşam mücadelesine dönüştüğünü vurguluyor:
"Hastalıklara karşı ilaçlama yapmak zorundayız ama fiyatlar uçmuş durumda. Bahçemi yaşatmak için borçlanıyorum. Bu kadar emeğin karşılığı, geçim sıkıntısıyla boğuşmak olmamalı."
Adaletsiz Fiyat Zinciri: Aracıların Payı Büyük
Üreticiler, portakalın bahçeden tüketiciye ulaşana kadar birçok aracı elden geçmesi nedeniyle fiyatların yükseldiğini belirtiyor.
"Bahçeden 8 TL’ye alınan portakal, markette 40 TL’ye satılıyor. Bu fark kimin cebine gidiyor? Aracılar, tüccarlar ve market zincirleri. Kazanan hep onlar; kaybeden ise biziz. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz," diyen Kıdış, aracıların denetim altına alınmasını talep ediyor.
Tüccarların da artık bahçelerden portakal almayı bırakmaya başladığını belirten üreticiler, ürünlerini satacak bir pazar dahi bulmakta zorlanıyor.
Çözüm Önerileri: Üretici ve Tüketici İçin Dengeli Politikalar
Portakal üreticileri, sorunların çözümü için yetkililere sesleniyor. Öne çıkan çözüm önerileri ise şu şekilde:
- Sulama maliyetlerinin düşürülmesi: Üreticiler, tarımsal sulama maliyetlerinin azaltılmasının şart olduğunu düşünüyor.
- Destek paketleri: Zirai ilaç ve gübre maliyetlerinin karşılanmasında devlet desteği talep ediliyor.
- Fiyat düzenlemesi: Aracıların denetlenmesi ve fiyat farklarının makul seviyelere çekilmesi, hem üretici hem de tüketici açısından önemli bir adım olarak görülüyor.
Tehdit Altındaki Tarım: Küçük Çiftçiler Yok Oluyor
Üreticiler, bu şartlar altında küçük ölçekli tarımın sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. Kıdış, durumu şu sözlerle özetliyor:
"Küçük üreticiler birer birer çekiliyor, yerlerini büyük şirketler alıyor. Bu yalnızca tarım sektörü için değil, ülkenin gıda güvenliği için de büyük bir tehdit."
Son Söz: Yaşatılmayan Toprak Tükenir
Üreticiler, portakal bahçelerinin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve ekolojik bir değer taşıdığını ifade ediyor:
"Toprağımıza emek veriyoruz ama desteklenmezsek bu topraklar tükenecek. Yaşatılmayan toprak hepimizin geleceğidir. Yetkililer, sesimizi duymalı ve harekete geçmeli."
Portakal üreticilerinin sesi, yalnızca onların değil, ülkenin tarım politikalarının yeniden ele alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Toprağın, emeğin ve geleceğin korunması için zamanında adımlar atılması şart.