Devrim Kartal
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gülden Ersöz, dünya genelinde hızla artan maymun çiçeği vakalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ersöz, özellikle Mersin'in liman kenti olmasından dolayı virüsün Mersin’e ulaşma riskinin daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
Maymun Çiçeği Virüsü, Çiçek Hastalığına Benzer Ancak Farklı Bir Tehdit
Prof. Dr. Gülden Ersöz, maymun çiçeği hastalığının viral bir enfeksiyon olduğunu belirterek, "Maymun çiçeği hastalığı, çiçek hastalığına benzer bir virüs yapısına sahip. Çiçek hastalığı oldukça ölümcül bir hastalıktı ve 40 yıl önce dünyadan yok oldu. Ancak maymun çiçeği virüsü, çiçek hastalığına benzer yapıda olup, vücutta döküntü, bulantı, kusma, yüksek ateş, lenf bezlerinde büyüme gibi belirtilere yol açabiliyor. Bu hastalık, viral enfeksiyonlarda görülebilecek hemen hemen tüm şikayetlere neden olabiliyor" dedi.
Afrika Kökenli Virüs: Klad-1B'nin Tehlikesi
Ersöz, maymun çiçeği virüsünün aslında Afrika kıtasında, özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görülen bir hastalık olduğunu ifade etti. Virüsün, maymun türleri ve kemirgenlerde semptom göstermeden taşınabildiğini belirten Ersöz, "İnsanlar bu hayvanlarla temas ettiğinde hastalık insanlara geçebiliyor. Eskiden insandan insana bulaşma görülmezken, son yıllarda virüsün değişime uğraması sonucu insandan insana bulaşabilir hale geldi. Bu yeni türe 'Klad-1B' adı veriliyor ve bu tür solunum yolu, direkt – indirek temas ve cinsel yolla bulaşabiliyor" diye konuştu.
Vaka Sayılarındaki Hızlı Artış: 14 Bin Üstünde Yeni Vaka
Prof. Dr. Ersöz, dünya genelinde 14 binden fazla yeni vaka tespit edildiğini ve bu vakaların 500’den fazlasının hayatını kaybettiğini vurguladı. "Bu rakamlar, 1 yılda görülmesi beklenen sayıyı aştı, ancak sadece 8 ay içinde bu sayılara ulaşıldı. Bu durum, insanları korkutuyor ve pandemi benzeri bir durumun ortaya çıkma ihtimali üzerine Dünya Sağlık Örgütü acil uyarıda bulundu. Ancak şu an için maymun çiçeğine yönelik bir pandemi ilan edilmedi" dedi.
Çiçek Aşısının Koruyuculuğu: %80 Etkinlik
Prof. Dr. Ersöz, çiçek hastalığına benzer yapıya sahip olan maymun çiçeği virüsüne karşı, çiçek aşısı olanlarda %80 oranında bir koruyuculuk olduğunu belirtti. Ayrıca, maymun çiçeği virüsüne karşı daha yüksek etkinliğe sahip yeni bir aşının geliştirildiğini ve şu anda dünyada kullanılmakta olan iki dozluk bir maymun çiçeği aşısının bulunduğunu ve yeni aşı çalışmalarının da devam ettiğini sözlerine ekledi. "Hastalık en çok çocuklarda ve gençlerde görülüyor. Bu nedenle, öncelik olarak bu yaş grubuna aşı yapılması önerilecek" diye ekledi.
Mersin'deki Risk: Liman Kentinde Farkındalık Şart
Prof. Dr. Ersöz, Mersin’in liman kenti olması nedeniyle diğer şehirlere kıyasla daha büyük bir risk altında olduğunu belirtti. "Afrika’dan gelen gemiler ve kişiler taşıyıcı olabilir. Mersin, yurt dışına açılan bir kapı olduğundan diğer şehirlere göre daha fazla risk altındayız. Bu nedenle farkındalığımızı artırmamız gerekiyor" uyarısında bulundu.
Aşı Testleri ve Yayılım: Türkiye'de Durum
Türkiye'de 2022 yılında bir maymun çiçeği vakası bildirildiğini söyleyen Prof. Dr. Ersöz, Sağlık Bakanlığı'nın şu anda Türkiye’de herhangi bir vaka olmadığını bildirdiğini ifade etti. "Pandemi riski olan hastalıklarda olduğu gibi TC Sağlık Bakanlığı referans laboratuvarlarında bu testlerin yapılabilir hale geldiğini biliyoruz. Şüphelenilen vakalar hızla tanı konulmak üzere referans laboratuvarlarına gönderilebilir. Hastalığın bulaştıktan sonra belirti vermesine kadar geçen süre, 1 -3 hafta arasındadır. Hastalık başladığında ilk günlerde döküntü olmayabilir, viral enfeksiyon bulgularıyla seyreder ve bu sürede bulaştırıcılık olduğu için bu dönem bulaşması açısından en riskli zaman dilimidir. Bu dönemde bulaşıcılık oranı fazla olmasının nedeni insanlar hastalığı bilmeden temaslarını sürdürebilirler" dedi.
Prof. Dr. Gülden Ersöz, son olarak, Mersin halkının özellikle liman bölgelerinde daha dikkatli olması gerektiğini ve bu süreçte hijyen kurallarına sıkı sıkıya uyulmasının hayati olduğunu vurguladı.