Basın meslek örgütleri tarafından "iktidarın sopası" olarak nitelenen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), temmuz ayı karnesi yine cezalarla dolu.
Evrensel'in haberine göre; Haziran ayının son günlerinde, 28 Haziran’da RTÜK, Açık Radyo’ya “Açık Gazete” programının 24 Nisan 2024 tarihli yayınında yer alan ifadeler nedeniyle “toplumu kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla idari para cezası ve beş günlük yayın durdurma cezası verdi.
Karara gerekçe olarak programda bir konuğun “…Ermeni, yani Osmanlı topraklarında gerçekleşen tehcir ve katliamların, soykırım olarak adlandırılan katliamların 109. yıl dönümü, seneidevriyesi. Bu yıl da yasaklandı biliyorsunuz Ermeni Soykırım anması” şeklindeki ifadeleri ve programcıların bir düzeltme girişiminde bulunmaması gösterildi.
Ancak RTÜK bununla sınırlı kalmadı. 3 Temmuz’da radyonun lisansını iptal etti. Radyo, kararı mahkemeye taşıdı. 10 Temmuz’da yayın durdurma ve para cezası kararına ilişkin davanın görüldüğü İdare Mahkeme tarafından yeni bir karar verilinceye kadar yürütmenin durdurulması kararının alındığı açıklandı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ise yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki gazetecilerin, radyo ve televizyonların görevi iktidarı memnun etmek değildir. RTÜK’ü Anayasa’ya uymaya ve normalleşmeye çağırıyoruz” demişti.
PARALI PLATFORMA SANSÜR
Bir diğer ceza ise 25 Temmuz’da geldi. Bu kez gerekçe “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırılık” idi. Üstelik ceza paralı platformlardan Prime Video’ya verilmişti.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından, uluslararası yayıncı Prime Video’nun Türkiye kataloğunda yer alan, “Sosis Partisi: Gıdatopya” isimli animasyona katalogdan çıkarma ve üst sınırdan idari para cezası verildi.
Üst Kurulun kararını oy birliğiyle verdiği vurgulanan açıklamada, “İnsan soyunu ortadan kaldırdıktan sonra, gıdalar kendi ütopyalarını yaratmaya girişir, şeklinde bir tanıtımla açıklanan yapımda ahlak dışı çarpık ilişkilerin resmedilmesi RTÜK üyelerinin tamamının tepkisini çekti” ifadeleri kullanıldı.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı açıklamada, nasıl bir Türkiye istediğini de şu ifadelerle aktarmıştı: “Toplumumuzu güçlü kılan ve ayakta sağlam bir şekilde tutan, bizi biz yapan inanç ve kültürel değerlerimizi hedef alan, kaynağı ve maksadı belli sapkın hegemonya, ülkemizin geleceği olan gençlerimizi medya aracılığıyla hedef alıyor.”
KLİPLER DE HEDEFTE
26 Temmuz’da RTÜK Başkanı Şahin, bu kez müzik ve klip yayınlarını hedef aldı, “aşırı cinsel içerik”, “argo” ve “küfürlü sözler” içeren müzik ve klip yayınlarının, “yayıncılık ilkelerine” uyumlu hale getirilmesini istedi.
Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’de müzik klibi yayıncısı televizyonların “ahlak ve edep sınırlarını aştığının” izleme uzmanları raporlarına yansıdığını iddia etti. Müzik kanallarının yayımladıkları video kliplerinde “aşırı cinsel içerik” kullandıklarının tespit edildiğini, anılan yayıncılarda çıplaklık içeren görüntülerin “çokça” yer aldığını belirten Şahin, müzik yayıncısı radyo kanallarının ise argo ve küfürlü sözler içeren şarkıları sıklıkla çaldıklarının belirlendiğini kaydetti.
Şahin, şöyle dedi: “İlgili yayıncıların geleneklerimize aykırı, inanç, toplumsal ve kültürel değerlerimize ters olan bahse konu içerikleri kendi mekanizmaları içerisinde ivedilikle ele almaları ve 6112 sayılı Kanunu’muzda yer alan yayıncılık ilkelerine uyumlu hale getirmeleri şarttır. Aksi halde Üst Kurulumuzun yasa çerçevesinde yetkisi malumdur. Yaptığımız bu ikazın hassasiyetle dikkate alınması, akabinde de milli ve manevi değerlerimizle bağdaşmayan müzik kliplerinin titizlikle gözden geçirilmesi son derece önemlidir.”
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in kliplerden çok hoşlanmadığı daha önce de verilen cezalarla ortaya çıkmıştı. Örneğin 2018’de Hadise’nin “Sıfır Tolerans” şarkısı nedeniyle Dream Türk’e idari para cezası verilmişti.
O dönem Üst Kurul Üyesi İlhan Taşcı, şöyle demişti: “Müzik klipleri işin doğası gereği çekici olacaktır ki izlenebilsin. Bir aşkın anlatıldığı klip erotizm olarak değerlendirilemez. Diğer türlü, kadının elinin, omzunun, sırtının bile mahrem/erotik sayılarak buzlandığı günümüzde bırakın öpüşmeyi kadın ve erkeğin bir aradalığı bile erotizm olarak nitelendirilmeye kalkılabilir. Böylesi bir durum ise Anayasa’sında kadın erkek eşitliğinin önemine vurgu yapan bir ülke için geriye gidişin ayak sesleri olarak duyulmalıdır.”